Danıştay Kararı 5. Daire 2016/23231 E. 2019/3712 K. 16.05.2019 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/23231 E.  ,  2019/3712 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/23231
Karar No : 2019/3712

TEMYİZ EDEN (DAVACI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVALI) :
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/32. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı tüzüğün 15. maddesinin tatbiki suretiyle bir derece alt ceza olan “24 ay uzun süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derecenin son kademesinde olduğundan 657 sayılı Kanun’un 125/5 maddesi uyarınca “brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine” ilişkin 31/10/2013 tarih ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle aylığından kesilen miktarın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, … Sendikası İl Temsilciliğinin açılışına ve basın açıklamasına katılması davranışlarıyla, üzerine atılı disiplin suçunu işlediğinin sabit olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkında kapatma kararı verilmeyen sendikanın faaliyetlerine katılması nedeniyle cezalandırılması işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından ilk savunmada belirtilen hususlar doğrultusunda istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Davacının, mahkemelerce hakkında kapatma kararı verilmeyen … adlı sendikanın il temsilciliğinin açılışına ve basın açıklamasına katıldığından bahisle tesis edilen disiplin cezasının, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Yüksek Disiplin Kurulunun 31/10/2013 tarih ve 2013/361 sayılı kararı ile, … İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, … isimli sendikanın il temsilciliğinin açılışına ve basın açıklamasına katıldığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/32. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı Tüzüğün 15. maddesinin tatbiki suretiyle bir derece alt ceza olan “24 ay uzun süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derecenin son kademesinde olduğundan 657 sayılı Kanun’un 125/5 maddesi uyarınca “brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine” karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/5. maddesinde; öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4’ü – 1/2’sinin kesileceği hükme bağlanmıştır.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/32.maddesinde, “Sendikaların veya üyesi bulunmadıkları derneklerin yapacakları bilimsel, kültürel ve teknik nitelik taşımayan açık veya kapalı yer toplantılarına veya gösteri yürüyüşlerine görevli olmaksızın katılmak, üyesi veya ortağı bulundukları tüzel kişiliklerin kapalı yer toplantılarına silahlı olarak veya açık yer toplantı ve gösteri yürüyüşlerine resmi giysili veya silahlı olarak katılmak veya üyesi bulundukları derneklerin tüzüklerinde belirtilen amaçları dışındaki çalışmalarını veya bu nitelikteki toplantı veya gösteri yürüyüşlerini düzenlemek veya bunlara katılmak,” fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren davranışlar arasında sayılmıştır.
Anılan Tüzüğün 15. maddesinde ise, “Kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu ve sicilleri iyi olan memurlara bu Tüzükte gösterilen cezanın bir derece aşağısı uygulanabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu olayda, davacıya verilen disiplin cezasının, davacının sendikal faaliyette bulunmasına dayandığı anlaşıldığından, uyuşmazlık, emniyet hizmetleri sınıfı personelinin, kanunla yasaklanmış olan sendika kurma ve sendikaya üye olma fiilinin, yukarıda yer verilen Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/32. maddesinde yer alan; “Sendikaların veya üyesi bulunmadıkları derneklerin yapacakları bilimsel, kültürel ve teknik nitelik taşımayan açık veya kapalı yer toplantılarına veya gösteri yürüyüşlerine görevli olmaksızın katılmak, üyesi veya ortağı bulundukları tüzel kişiliklerin kapalı yer toplantılarına silahlı olarak veya açık yer toplantı ve gösteri yürüyüşlerine resmi giysili veya silahlı olarak katılmak veya üyesi bulundukları derneklerin tüzüklerinde belirtilen amaçları dışındaki çalışmalarını veya bu nitelikteki toplantı veya gösteri yürüyüşlerini düzenlemek veya bunlara katılmak,” fiili kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun tahlil edilmesiyle çözüme kavuşturulabilecektir.
Kamu görevlilerinin sendika kurmalarının yasal zeminini teşkil eden 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun ilgili maddeleri incelendiğinde; “Kuruluş İşlemleri” başlıklı 6. maddesinde, “Sendika ve konfederasyonlar önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar. Sendika kurucusu olabilmek için kamu görevlisi olarak çalışmak yeterlidir. (Değişik üçüncü fıkra: 4/4/2012-6289/4 md.) Sendikanın kurucuları; sendika tüzüğü ve kamu görevlisi olduklanı gösterir belge ile sendikayı ilk genel kurula kadar sevk ve idare edeceklerin isimlerini kuruluş dilekçelerinin ekinde sendika merkezinin bulunacağı ilin valiliğine vermek zorundadırlar. (…) Yukarıda anılan belge ve tüzüklerin ilgili valiliğe verilmesi ile sendika veya konfederasyon tüzel kişilik kazanır. (Değişik altıncı fıkra: 4/4/2012-6289/4 md.) Valilik, tüzük ve belgelerin birer örneğini, onbeş İşgünü içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderir. Tüzüğün veya bu maddede sayılan belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da bu Kanunda öngörülen kuruluş koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde, ilgili valilik eksikliklerin bir ay içinde tamamlanmasını ister. Tamamlanmadığı takdirde sendika veya konfederasyonun faaliyetinin durdurulması için ilgili valilik bir ay içinde iş mahkemesine başvurur. Mahkeme, kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir süre verir. Verilen süre sonunda tüzük ve belgeler kanuna uygun hale getirilmemişse, mahkeme sendika veya konfederasyonun kapatılmasına karar verir.(…)” hükümlerine yer verilmiş; öte yandan, aynı Kanun’un “Sendika üyesi olamayacaklar” başlıklı 15. maddesinde, “Bu Kanuna göre kurulan sendikalara; (…) j) Emniyet hizmetleri sınıfı ve .emniyet teşkilâtında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personel ,(…) üye olamazlar ve sendika kuramazlar.” kuralı yer almıştır. Anılan düzenlemelerden, ekinde sendika tüzüğü ve kamu görevlisi olduklarını gösterir belge ile sendikayı ilk genel kurula kadar sevk ve idare edeceklerin isimlerinin yer aldığı kuruluş dilekçelerinin, sendikanın kurucuları tarafından sendika merkezinin bulunduğu İl’in Valiliğine verilmesiyle sendikanın tüzel kişilik kazanacağı; tüzüğün veya bu maddede sayılan belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da bu Kanunda öngörülen kuruluş koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde, ilgili Valilikçe, eksikliklerin bîr ay içinde tamamlanmasının isteneceği ve tamamlanmadığı takdirde sendika faaliyetinin durdurulması için bir ay içinde İş Mahkemesine başvurulacağı; Mahkemece, kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir süre verileceği ve bu süre sonunda tüzük ve belgeler kanuna uygun hale getirilmemişse, sendikanın kapatılmasına karar verileceği anlaşılmaktadır.
Olayda, kısa adı “…” olan sendikanın, kuruluşuna ilişkin dilekçenin 09/10/2012 tarihinde Ankara Valiliğine verilmesiyle Yasa’da öngörülen şekilde kurulduğu; faaliyetinin durdurulmasına yönelik olarak Valilikçe bir ay içinde İş Mahkemesine başvurulmadığı; Sendikanın Genel Kurulunun yapılması amacıyla İl Seçim Kuruluna yapılan başvuru üzerine …. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının, … tarih ve K:… sayılı kararı ile, 4688 sayılı Kanun’un 15/j. maddesine göre emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personelin sendika kuramayacağı yolundaki Ankara Valiliğinin 12/02/2013 tarihli, 2297 sayılı yazısına atıfta bulunularak olağan genel kurul toplantısı yapılması talebi reddedilmiş ise de, itiraz üzerine … İl Seçim Kurulu Başkanlığının … tarih ve K:… sayılı kararıyla, seçim kurullarının Kamu Görevlileri Sendikasının kanuna uygun olarak kurulup kurulmadığını denetleme mercii olmadığı gerekçesiyle itirazın reddedildiği ve buna yapılan itirazın da Yüksek Seçim Kurulunun 19/09/2013 tarih ve 378 no’lu kararıyla, “Kurulun görev alanı dışında kaldığı” gerekçesiyle reddedilmesi sonucunda 2-3 Mart 2013 tarihinde gerçekleşen olağan genel kurulda seçilen Yönetim Kurulu Üyelerine seçim kurulunca mazbataları verilmekle sendika tüzel kişiliğinin oluştuğu ve kurulan sendikanın bu tarihten itibaren sendikal faaliyet yürütmeye başladığı açıktır. Bu arada, Ankara Valiliğince, …. İş Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında …’in kapatılması için açılan davada, 4688 sayılı Kanun’un 15/j. maddesinin Anayasa’ya aykırılığı öne sürülerek, Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla başvurulması üzerine, 2013/130 sayılı esasına kayıtlı dosyada Anayasa Mahkemesince 29/01/2014 tarihli toplantıda, “4688 sayılı Kanun’un 15. maddesinin, 6289 sayılı Kanunun 31. maddesinin (b) bendiyle değiştirilen birinci fıkrasının (j) bendinde yer alan;
A- ‘Emniyet hizmetleri sınıfi…’ ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine,
B- ‘…ve emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personel…’ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE” karar verilmiş; böylece emniyet hizmetleri sınıfında yer alan personele ilişkin yasal kısıtlama yürürlüğünü korurken “emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personel” yönünden sendika kurabilmelerinin önünde yasal bir engel kalmamıştır. Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kısa kararı üzerine, …. İş Mahkemesince; 02/04/2014 tarihli 3. celsede, “Davalı Sendikaya Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sendika tüzüğünü değiştirerek sendika üyesi olabilecek çalışanların niteliklerini bu iptal kararı esaslarına göre belirlemesi ve düzenlenmiş yeni tüzüğü dosyaya ibraz etmesi bakımından iki aylık süre verilmesine” karar verilmiştir.
Her ne kadar, işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan 4688 sayılı Kanunu’nun 15. maddesinde yer alan kısıtlayıcı hükümler nedeniyle emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet teşkilâtında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personelin sendikalara üye olamayacakları gibi yeni sendika kuramayacakları tartışmasız olmakla beraber, genel olarak yasa koyucu tarafından “önceden izin almaksızın serbestçe” kurulması benimsenen sendikaların, kuruluş koşullarının yokluğu durumunda dahi kapatılması yetkisi yargı yerine tanınmış olup, 4688 sayılı Kanunun 15. maddesine aykırı olarak emniyet hizmetleri sınıfına mensup kamu görevlilerince kurulmak istenilen ve kısa adı “…” olan sendikanın kuruluşuna ilişkin belgelerin Ankara Valiliğine verilmesinden sonra Valilikçe, adı geçen sendikanın faaliyetinin durdurulmasına yönelik olarak bir ay içinde iş mahkemesine başvurulmadığından 4688 sayılı Kanunun 15. maddesine aykırı da olsa önceden izin almaksızın serbestçe kurularak tüzel kişilik kazanmış olan bir sendikanın Mahkeme kararı olmadan faaliyetine son verilmesine ya da tüzel kişiliğin yok hükmünde kabulüne ve buna bağlı olarak üyelerinin sendikal faaliyette bulundukları gerekçesiyle disiplin cezasına çarptırılmalarına hukuken imkan bulunmamaktadır.
Aksi düşüncenin kabulü, kanunda öngörülen kuruluş koşullarının gerçekleşmemesi durumunda, koşulları gerçekleşmediği halde kurulan sendikanın faaliyetinin durdurulması hususunda iş mahkemelerine tanınan yargı yetkisinin, yürütme yetkisini kullanan idarelerce kullanılması sonucunu doğurur ki bu durumun hukuken kabulü mümkün değildir.
Bütün bu anlatılanlar ışığında durum değerlendirildiğinde; davacıya atfedilen fiilin tamamıyla sendikal faaliyete ilişkin olduğu, sendikal faaliyet yürütmesi dışında, yürüttüğü kamu göreviyle ilgili olarak kendisine herhangi bir fiil, tutum ve davranış izafe edilmemesi karşısında, mahkemece hakkında kapatma kararı verilmeyen sendikanın il temsilcisi sıfatıyla yürüttüğü sendikal faaliyetlerinin, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/32. maddesinde düzenlenen “sendikaların yapacakları bilimsel, kültürel ve teknik nitelik taşımayan açık veya kapalı yer toplantılarına görevli olmaksızın katılmak” kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olduğundan, davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/32. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı tüzüğün 15. maddesinin tatbiki suretiyle bir derece alt ceza olan “24 ay uzun süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına, ancak öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derecenin son kademesinde olduğundan 657 sayılı Kanun’un 125/5 maddesi uyarınca “brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine” ilişkin 31/10/2013 tarih ve 2013/361 sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.