Danıştay Kararı 5. Daire 2016/21928 E. 2020/4774 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/21928 E.  ,  2020/4774 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/21928
Karar No : 2020/4774

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR :1- …
2- … Bakanlığı

VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …

3- … Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU: 1. (A) grubu başkomiser rütbesinde görev yapan davacı tarafından, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılması nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının ve maaş farklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
2. İşlemlerin dayanağı olan ve Bakanlar Kurulunun 2015/7685 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan 10/05/2015 tarihli, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının ve 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu Yönetmeliğin sözlü sınava ilişkin hükümlerinin Kanunda aranan yazılı sınav şartını etkisiz hale getirdiği ve sözlü sınavın rütbe terfi işlemlerinde tamamlayıcı nitelikte değil, tek başına sonucu belirleyici nitelikte olmasına sebebiyet verdiği öne sürülmüştür.
Sözlü sınavın, subjektif değerlendirmelere dayalı olarak yapıldığı, sınavda sorulan soruların kapsamı itibarıyla Yönetmeliğin 28. maddesinde belirtilen kriterleri ölçmeye uygun olmadığı belirtilmiştir.
Ayrıca, sözlü sınavda sorulan sorulara verilen yanıtların teknolojik olanaklardan yararlanılarak kayıt altına alınmadığı, soruların ve cevapların davalı idare tarafından önceden hazırlanarak tutanağa bağlanmadığı, bu yönüyle açıklık, şeffaflık ve idareye güven ilkelerine aykırı davranıldığı, sözlü sınav için oluşturulan komisyon üyelerinin ise Yönetmeliğin 28. maddesinde belirtilen kriterlerin ölçümünü yapacak uzmanlığa sahip olmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI:
Cumhurbaşkanlığı (kapatılan Başbakanlık) ve İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu Yönetmeliğin, adayların lehine düzenlemeler getirdiği, sözlü sınav için (50) baraj puanının belirlenmesinin makul olduğu, anılan Yönetmelik hükümleri ile, amir sınıfı personelden beklenen yeterlilikler de dikkate alınarak bir üst rütbeye terfi edecek personelin belirlenmesi için objektif kriterler belirlendiği ve idarece üst hukuk normlarına uygun düzenleme yapıldığı belirtilmiştir.
Dava konusu sözlü sınavın, sözlü sınava giren adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, yazılı sınavda personelin sadece mesleki bilgisi ve genel kültürü ölçülebilmekle beraber, bu bilgilerini uygulamaya nasıl yansıtacaklarının tespiti bakımından sözlü sınava tabi tutulmaları gerektiği, ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan sözlü sınav sonucunda davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; sözlü sınavda başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, (50) puan alma şartı konulmasının; daha fazla katılımı sağlamak, objektiflik ve hakkaniyet açısından makul olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu sözlü sınavın, sözlü sınava giren adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, adayların değerlendirme kriterlerinin Yönetmelikte açıkça ortaya konulduğu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan sözlü sınav sonucunda davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası ile 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve davacının katıldığı sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptaline; aynı Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrası, 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresi, özlük haklarının ve maaş farklarının ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, (A) grubu başkomiser olarak görev yapan davacı tarafından, 2015 yılı terfi döneminde (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavları ile sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olan 10.5.2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 29. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla” ibaresinin iptali, bir üst rütbenin tarafına verilmesi ile yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının ödenmesi istemiyle açılmıştır.
5.5.2016 günlü, 29703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası değiştirilerek yeniden düzenlenmiş, 29. maddesinin 1. fıkrası da yürürlükten kaldırılmış olduğundan iptal istemleri hakkında karar verilmesine yer bulunmamakta ise de, söz konusu Yönetmelik hükümlerine dayalı olarak tesis edilen işlemlerin de iptali istenildiğinden, anılan düzenlemelerin hukuksal irdelemesinin yapılması gerektiği açıktır.
Anayasanın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 4. fıkrasında; “Rütbelere terfi ettirilecek personelin kurullarda görüşülmesi kıdem sırasına göre, rütbelere terfiler ise bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakate göre yapılır.” hükmü, 11. fıkrasının (c) bendinde; Kurullarda personelin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için, “Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması, … şarttır.” hükmü, 18. fıkrasında da, “Rütbe terfileri ve sınavlar ile meslek içi yöneticilik eğitim kursları, eğitim tarih ve süreleri ile değerlendirme kurullarının çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 10.5.2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Sözlü sınav” başlıklı 28. maddesinde;
“(1) Yazılı sınava giren adaylar, sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur.
(2) Sözlü sınav için oluşturulan komisyon üyeleri, sınava girecek personelden en az bir üst rütbede olmak zorundadır.
(3) Sözlü sınav komisyonları üst rütbeye terfi edecek personeli;
a) Bir konuyu kavrama ve ifade edebilme yeteneği,
b) Temsil ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,
c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
ç) Analitik düşünme, problem çözme ve doğru karar verebilme yeteneği,
d) Planlama, eşgüdüm ve denetim becerileri,
konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayların sözlü sınav puanı tespit edilir.” hükmüne yer verilmiş, “Sınav listelerinin düzenlenmesi” başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasında da, başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olmasının şart olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Yasa hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verilmiş olup, sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde; sözlü sınavda başarılı olabilmek için en az elli puan almış olmak kaydı aranmasının makul bir başarı puanı olduğu düşünülse de, yazılı sınavda herhangi bir başarı puanı öngörülmediği ve yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı puanı aranmadan sözlü sınava çağrıldığı dikkate alındığında, bu haliyle nihai başarı listesinin oluşumunda sözlü sınavın büyük oranda belirleyici olacağı ve somut olarak değerlendirilebilecek ve adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınav puanını değerlendirmede etkisiz kılacağı ve yazılı sınavın tamamlayıcısı niteliğinde olması gereken sözlü sınavını, seçimin tek belirleyici unsuru haline getireceği sonucuna varıldığından davaya konu düzenlemede yukarıda yer verilen yasa hükmüne uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, hukuka aykırılığı tespit edilen Yönetmelik hükümlerinin uygulama işlemi niteliğinde olan 2015 yılı terfi döneminde (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarında ve davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Ancak, sözlü sınav sonucunda başarısız sayılma işleminin hukuka aykırılığının belirlenmesi davacının doğrudan sözlü sınavda başarılı olduğu ve bir üst rütbeye terfi ettirilmesi sonucunu doğurmayacağından yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının iadesi istemi bu aşamada yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, yargı yerlerince idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceğinden davacının bir üst rütbenin tarafına verilmesi isteminin incelenmeksizin reddi gerekmektedir.
Düzenlemenin dava konusu olan diğer kısmında ise; üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle;10.5.2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası ile 29. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla” ibaresinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 2015 yılı terfi döneminde (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavları ve davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali, davanın diğer kısmının ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
(A) grubu başkomiser olarak görev yapan davacı, bir üst rütbeye terfisinin yapılması kapsamında 26/06/2015 tarihinde katıldığı rütbe terfi sözlü sınavında (41) puan takdir edilerek başarısız sayılmıştır.
Bakılan dava, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik olarak yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve davacının söz konusu sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılması nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının ve maaş farklarının ödenmesine karar verilmesi; ayrıca sınavın dayanağı olan ve 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının ve 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun “Terfi ve Atama” başlıklı 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde; “Kurullarda personelin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için, Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması, … şarttır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanuna dayanılarak Bakanlar Kurulunun 2015/7685 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan ve 10/05/2015 tarihli, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Yazılı sınav” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında; “Üst rütbeye terfi edecek personelin mesleki bilgi ve genel kültür düzeyini ölçmek üzere yapılacak yazılı sınavlar, Polis Akademisi Başkanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sınav komisyonlarınca yapılır.” kuralına; “Sözlü sınav” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Yazılı sınava giren adaylar, sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur.” kuralına yer verilmiştir.

Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:

Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrasının incelenmesi:
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrasında; “Sözlü sınav için oluşturulan komisyon üyeleri, sınava girecek personelden en az bir üst rütbede olmak zorundadır.” kuralına yer verilmiştir.
Söz konusu düzenleme uyarınca sözlü sınava çağrılan adayların yeterliliğinin tespiti amacıyla yapılan sınavda görevlendirilen personelin sınava girenlere göre daha üst rütbede olmasının, sınava girecek personelin objektif değerlendirilmesi bakımından memur güvencesine hizmet ettiği gibi, değerlendirmeyi yapacak personel açısından da kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan, idarenin 3201 sayılı Kanunun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendi uyarınca kendisine verilmiş olan sözlü sınav yapma görev ve yetkisini yerine getirebilmesi amacıyla anılan Kanuna uygun olarak Yönetmelikle düzenleme yapma konusunda takdir yetkisi bulunmakta olup, bu kapsamda söz konusu Yönetmelik ile sınava girenlere göre daha üst rütbedeki kişilerin sınavda görevlendirilmesi öngörülmek suretiyle söz konusu takdir yetkisinin objektiflik ilkesine uygun olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrasında hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.

Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi:
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Sözlü sınav” başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrasında; “Sözlü sınav komisyonları üst rütbeye terfi edecek personeli;
a) Bir konuyu kavrama ve ifade edebilme yeteneği,
b) Temsil ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,
c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
ç) Analitik düsünme, problem çözme ve doğru karar verebilme yeteneği,
d) Planlama, eşgüdüm ve denetim becerileri,
konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayların sözlü sınav puanı tespit edilir.” kuralına yer verilmiştir.

Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde ve Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında “sözlü sınav” ifadesine yer verildiği halde, anılan Yönetmelik maddesinin içeriğinde “mülakat” a ilişkin esas ve usullere yer verilmiştir.
Davranış ve düşüncelere ilişkin bilgi edinme amacıyla bir kişiyle yapılan sorulu cevaplı görüşme olan mülakat, kamu görevlerine girişte yapılan yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olup, yazılı sınavla bilgisi ölçülen kişilerin, mesleğe uygun tavır ve davranışlara, yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmaktadır. Sözlü sınav ise, amacı bakımından yazılı sınava benzemekte olup, bilgi ölçme amacıyla yapılmaktadır. Ancak sözlü sınava ilişkin benzer düzenlemelere yer veren bazı yasa ve yönetmeliklerde, sözlü sınava tabi tutulacak adayların bilgi yanında mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olup olmadığı yönünden değerlendirmeye tabi tutulacağına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, dolayısıyla yazılı sınavın tamamlayıcısı olan sözlü sınavın, ölçme ve değerlendirme bakımından mülakatı da kapsadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Yasa hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakatta kullanılabilecek değerlendirme kriterlerine yer verildiği, ancak sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik değerlendirme kriterlerine yer verilmediği anlaşıldığından, anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin incelenmesi:
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Sınav listelerinin düzenlenmesi” başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasında; “Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirlenir. Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olması şarttır.” kuralına yer verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesi uyarınca, yasa koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanmasını ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesini yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakmasının mümkün olduğu görülmektedir. Ancak, idarelerin düzenleme yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak kullanılabilir.
Ayrıca idareler, görev alanlarına ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik dışında, yönerge, tebliğ, genelge gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabilmektedirler. Ancak bu düzenlemeler arasında “normlar hiyerarşisi” olarak adlandırılan bir ilişki bulunmaktadır.

Normlar hiyerarşisi kuramına göre hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Bu kuramın en belirgin özelliklerinden biri de, bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamamasıdır. Dolayısıyla normlar hiyerarşisinde Kanunlardan alt sırada gelen Yönetmeliklerin de üst norm olan Kanunlara aykırı olamayacağı açıktır.
Dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililerin terfi değerlendirmesine tabi tutulabilmeleri için, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye uygun olarak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olmaları şartı aranmaktadır. Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilen kısmında ise, yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfisi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınav notuna da önem atfedilerek, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak şartının arandığı görülmektedir. Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan, başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az 50 puan alınması şeklinde belirlenen asgari başarı kriterinin makul olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, yazılı sınava giren adayların (hiçbir başarı kriteri aranmadan) tamamının sözlü sınava çağrılması şeklinde düzenleme getiren aynı Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin, Dairemizin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı ile; 3201 sayılı Kanunda emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için, liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak, “yazılı sınavda başarılı olma” şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin düzenlemede Kanun hükmüne uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bu husus da dikkate alındığında, sözlü sınav yönünden bir başarı kriteri getiren Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava Konusu İşlemlerin ve Tazminat Talebinin İncelenmesi:

Davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin incelenmesi:
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin yukarıda yer verilen 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” şeklindeki düzenlemede yukarıda yer verilen gerekçeler doğrultusunda herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiş ise de, anılan Yönetmeliğin dava konusu bireysel işlemin dayanağı hükümlerinden olan 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi, ayrıca 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin de Dairemizin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması karşısında, söz konusu sınavda puanların belirlenmesinde dayanak Kanun hükmünde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilmesine hukuken imkan bulunmadığından, davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan; bu kararın, davacının sözlü sınavında başarılı olduğu yolunda bir sonuç doğurmayacağı, dava konusu başarısız sayılma işleminin dayanağı olan ve hukuka aykırılığı tespit edilen Yönetmelik hükümlerinin düzenlediği hususlarda yapılacak yeni düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre işlem tesis edilmesine yönelik olduğu açıktır.

25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının incelenmesi:
Dava konusu sözlü sınavların dayanağı olan Yönetmelik hükümlerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka aykırılığı tespit edildiğinden, söz konusu hukuka aykırı düzenlemeler dayanak alınarak tesis edilen ve 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Davacının rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının ve maaş farklarının ödenmesine karar verilmesi talebinin incelenmesi:
Davacının sözlü sınavda başarısız sayılması işleminin hukuka aykırı olduğuna ilişkin yukarıda yer verilen gerekçemizin davacının sözlü sınavda başarılı olduğu sonucunu doğurmayıp, yeniden yapılacak sözlü sınavda değerlendirilmesine yönelik olması nedeniyle, bu aşamada davacının özlük ve maaş hak kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, davanın bu talebe ilişkin kısmının reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının İPTALİNE,
2. 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu başkomiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin İPTALİNE,
3. Davacının rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılması nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının ve maaş farklarının ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın REDDİNE,
4. Aynı Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrası ve 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
5. Dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından, aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan tahsili için ilgili merciine müzekkere yazılmasına, yargılama giderinin kalan kısmı olan … TL’nin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, … TL vekalet ücretinin de davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
7. Posta gideri avansından varsa artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.