Danıştay Kararı 5. Daire 2016/19745 E. 2020/4352 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/19745 E.  ,  2020/4352 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/19745
Karar No : 2020/4352

DAVACI : …

DAVALILAR :1- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …
2- … Genel Müdürlüğü

DAVANIN KONUSU :
1. 2. sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yapan davacının, 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmektedir.
2. Bu işlemin dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 22. ve 25. maddelerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesi ile Anayasa’nın 124. maddesine aykırı olduğu, Kanun’la getirilen düzenlemelere ek şartların Yönetmelik ile getirilemeyeceği, Kanun’la öngörülmeyen ve Af Kanunu kapsamına giren olayların aleyhine değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, ayrıca dava konusu işlem tesis edilirken subjektif davranıldığı ve adil hareket edilmediği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI:
İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde ve kıdem ve liyakat ilkelerine uygun tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde ve kıdem ve liyakat ilkelerine uygun tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, ikinci sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta olan davacı tarafından üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin 10.5.2014 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ve bu işlemin dayanağı olan 10.8.2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 22. ve 25. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
10.8.2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik, 10.5.2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 41. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan davaya konu yönetmelik hükümlerinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Davacının birinci sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemine gelince;
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 4638 sayılı Yasa ile değişik 55. maddesinde; terfilerin kıdem ve liyakata göre yapılacağı, her bir rütbe için belirlenen zorunlu bekleme süreleri sonunda bir üst rütbeye terfi edebilmek için bekleme süresi içindeki yıl sayısı kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanı alınması ve bir üst rütbede boş kadronun olması gerektiği; kıdem sırasının her yıl duyurulacağı; polis amirlerinin bir üst rütbeye terfiinde bu rütbedeki fiili çalışma süresinin ve kıdem sırasının tesbitinde bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve anılan Yasa’ya dayanılarak çıkartılan ve 10.8.2001 gün ve 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde; “Kıdem” bir rütbede geçen fiili çalışma süresi; ‘liyakat” ise ”Personelin; performans değerlendirmesi, mesleki bilgi ve becerisi, liderlik ve yöneticilik özellikleri, geçmiş hizmetleri, ödül ve ceza durumu, adli veya idari soruşturmaları, mesleki ve bilimsel çalışmaları ile psikolojik ve fiziksel durumu gibi niteliklerinin yetkili değerlendirme kurulunca değerlendirilerek terfi edeceği rütbenin gereklerine uygunluğunun belirleneceği terfi yeterliliği” şeklinde tanımlanmış, 9. maddesinde, polis amirlerinin rütbelere terfilerinin bu Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen şartları taşımak kaydıyla kıdem ve liyakata göre yapılacağı vurgulanmış olup; 11. maddesinde, rütbe yükselme şartları belirtilmiş, 22. maddesinde ise; Yüksek Değerlendirme Kurulunun, üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş Emniyet Amirleri ile 4 üncü, 3. ve 2. Sınıf Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve 2. meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmakla görevli olduğu, 25. maddesinde de; Yüksek Değerlendirme Kurulu üyeleri: 22. maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında;
a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini,
b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini,
c) Performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgilerini,
d) Meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını, değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verirler.” kuralı yer almıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuatın değerlendirilmesinden; Yüksek Değerlendirme Kurulunun, bir amirin üst rütbeye terfi ettirilip ettirilemeyeceği hususundaki değerlendirmesini, ilgili amirin kıdem ve liyakatini göz önünde bulundurmak suretiyle yapacağı, liyakatin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesinde ise personelin performans değerlendirmesi, ödül ve başarı belgesi, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmiş hizmetlerinde almış olduğu cezalar, geçirdiği ve devam eden soruşturmaların niteliğine göre belirlenecek terfi yeterliliği gibi unsurları bir bütün olarak dikkate alacağı kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucu Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu’nun 7.8.2014 günlü, 2014/68 sayılı kararı ile iletişimlerin dinlenmesine gerekçe gösterilen faaliyetle/örgütle dinlemeyi gerektirecek ölçüde irtibat ve iltisakının olmamasına rağmen, dinleme kastı ile hakim kararına esas yazıları hazırlamak ve gerçekçi sebeplere dayanmadan suç uydurmak suretiyle sahte isimlerle dinleme talep ederek yargı makamlarını yanıltmadaki eylemleri sübuta erdiğinden davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6, 8/7 ve 8/12. maddeleri gereğince 5 kez meslekten çıkarma cezasıyla tecziyesi gerekmekte ise de suçun işlendiği tarih itibariyle ceza zamanaşımı süresi dolduğundan dosyanın bu bölümlerinin işlemden kaldırılmasına, gerçekçi sebeplere dayanmayan İRİS sorgulamaları yaparak özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suretiyle ”hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” suçunu işlediği sübuta erdiğinden Tüzüğün 7/B-1. maddesi gereğince 16 ay uzun süreli durdurma cezası ile tecziyesine, iletişimlerin dinlenmesine gerekçe gösterilen faaliyetle/örgütle dinlemeyi gerektirecek ölçüde irtibat ve iltisakının olmamasına rağmen gerçekçi sebeplere dayanmadan yapılan iş ve işlemlerde ”denetim görevini yerine getirmemek” suçunu işlediği sübuta erdiğinden Tüzüğün 6/A-3. maddesi gereğince ayrı ayrı 2 kez 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile tecziyesine karar verildiği anlaşılmakta olup, kurulun toplantı tarihi itibarıyla devam eden soruşturmaların ve bu soruşturma sonucu verilen disiplin cezalarının niteliği dikkate alındığında, davacının 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı ile birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle 10.8.2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 22. ve 25. maddelerinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, davacının 10.5.2014 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı uyarınca 2014 yılı terfi döneminde bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlem yönünden ise davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile, 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemiştir.
Bakılan dava, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile bu kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarihli, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 22. ve 25. maddelerinin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan haliyle 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesinde, polis amirlerinin rütbeleri sırası ile Komiser Yardımcısı, Komiser, Başkomiser, Emniyet Amiri, 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 3. Sınıf Emniyet Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü, 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Sınıf Üstü Emniyet Müdürü olarak belirlenmiş; bu rütbelere terfilerin, bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere, kıdem ve liyakata göre yapılacağı, üst rütbeye yükselmek için kıdem şartlarını yerine getirmiş personelin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini önermek üzere Komiser Yardımcısı, Komiser ve Başkomiserler için Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme Kurulunun, Emniyet Amirleri ile 4., 3., ve 2. Sınıf Emniyet Müdürleri için ise Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulunun oluşturulacağı hüküm altına alınmıştir.
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 4. maddesinde, “liyakat”, “personelin; performans değerlendirmesi, mesleki bilgi ve becerisi, liderlik ve yöneticilik özellikleri, geçmiş hizmetleri, ödül ve ceza durumu, adli veya idari soruşturmaları, mesleki ve bilimsel çalışmaları ile psikolojik ve fiziksel durumu gibi niteliklerinin yetkili değerlendirme kurulunca değerlendirilerek terfi edeceği rütbenin gereklerine uygunluğunun belirleneceği terfi yeterliliği” olarak; “kıdem” ise, “bir rütbede geçen fiili çalışma süresi” olarak tanımlanmıştır.
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in dava konusu 22. ve 25. maddelerinin incelenmesi:
Dava konusu Yönetmelik’in 22. maddesinde, “Yüksek Değerlendirme Kurulu; Üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş emniyet amirleri ile 4., 3. ve 2. sınıf emniyet müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve 2. meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmakla görevlidir.” düzenlemesiyle, Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun görevlerine yer verilmiştir.
Aynı Yönetmelik’in 25. maddesinde ise, “Yüksek Değerlendirme Kurulu üyeleri; 22. maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında;
a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini,
b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini,
c) Performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgilerini,
d) Meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını, değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verirler.
Kurul üyeleri veya raportör, Kurulda kendileri ile ilgili görüşme olması halinde, görüşme süresince toplantıya ve oylamaya katılamaz. Üyenin ayrılması, toplantının devamına ve karar alınmasına engel teşkil etmez.
” düzenlemesiyle, terfi değerlendirmesinde dikkate alınması gereken “liyakat” şartına ilişkin kriterlere yer verilmiştir.
Normlar hiyerarşisi kuramına göre; hukuk düzeni, farklı kademede yer alan anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla, normlar hiyerarşisinde kanunlardan alt sırada gelen yönetmeliklerin de, üst norm olan kanunlara aykırı olamayacağı açıktır.
3201 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 55. maddesi uyarınca, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu Yönetmelik’in 25. maddesi; 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesi uyarınca rütbe terfilerinde dikkate alınacak “liyakat” şartının aynı Yönetmelik’in 4. maddesinde belirlenmiş olan tüm unsurlarını kapsayan bir düzenleme getirmiş olup, bu düzenleme, anılan Kanun maddesiyle idareye tanınan liyakat koşullarını belirleme yetkisinin ne şekilde kullanılacağını da açıklar mahiyettedir.
Bu bağlamda Yönetmelik’in 25. maddesinde; Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından, terfi edecek personelin; bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile adli yargı yerlerince ve disiplin kurullarınca verilen cezalarının, bu cezalara dayanak fiillerinin ve soruşturma bilgilerinin, performans değerlendirme, ödül ve başarı bilgilerinin ve mesleki bilgi, beceri ve davranışlarının ”değerlendirileceği” belirtilmiş olup, adli mercilerce verilen cezalar ile disiplin cezalarının affa uğramış olsa dahi terfiye engel oluşturacağı yolunda bir düzenleme getirilmemiştir.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin dayanağı olan 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinde rütbelere terfilerin “kıdem” ve “liyakata” göre yapılacağı hüküm altına alınmış olmakla birlikte, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığının açık olduğu, anılan maddeyle idareye tanınan liyakat koşullarını belirleme yetkisi uyarınca dava konusu Yönetmelik’in 25. maddesinde yer verilen liyakat kriterlerinin tek başına terfiye engel oluşturmadığı, terfi görüşmelerinde yapılacak değerlendirmede göz önünde bulundurulacağı anlaşıldığından, Yönetmelik’in dava konusu 25. madde düzenlemesinde normlar hiyerarşisi kuramı uyarınca üst norm olan 3201 sayılı Kanun’a ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Diğer yandan, anılan Yönetmelik’in 22. maddesinde; Yüksek Değerlendirme Kurulunun görevleri düzenlenmiş olup, madde hükmünün dayanak düzenleme olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesi hükümlerine aykırı olmadığı sonucuna ulaşıldığından, Yönetmelik’in dava konusu 22. madde düzenlemesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davacının 1. sınıf emniyet müdürü terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının incelenmesi:
Dava konusu terfi ettirilmeme işlemi, davacının kurul tarihi itibarıyla devam eden soruşturma bilgileri dikkate alınıp söz konusu soruşturmalara konu eylemlerinin terfiye engel olduğu gerekçesiyle tesis edilmiştir.
Bahse konu soruşturmalarla ilgili olarak dava konusu işlemin tesis edilmesinden sonra verilen kararlar incelendiğinde ise; İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 07/08/2014 tarih ve 2014/68 sayılı kararı ile; davacının “suç tasnii, iftira” fiillerini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/6. maddesi uyarınca “yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle anılan Tüzük’ün 8/7. maddesi uyarınca ve “kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiilini işlediğinden bahisle aynı Tüzük’ün 8/12. maddesi uyarınca olmak üzere 5 kez meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de, suçun işlendiği tarih itibarıyla ceza verme yetkisi bakımından zaman aşımı süresi dolduğundan dosyanın bu bölümlerinin işlemden kaldırılmasına, ”hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” suçunu işlediğinden bahisle anılan Tüzük’ün 7/B-1. maddesi uyarınca 16 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, ”denetim görevini yerine getirmemek” suçunu işlediğinden bahisle de anılan Tüzük’ün 6/A-3. maddesi uyarınca ayrı ayrı 2 kez 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı hakkında kurulun toplantı tarihi itibarıyla devam eden soruşturmalara konu eylemlerin niteliği dikkate alındığında, davacının 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı ile 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 22. ve 25. maddelerinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
2.Davacının 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı yönünden davanın REDDİNE,
3.Aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde, Yönetmelik’in 25. maddesinin (b) bendi yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava; 2. sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yapan davacının, 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının ve bu kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 22. ve 25. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmelik’in, “Yüksek Değerlendirme Kurulunun değerlendirme ve karar usulü” başlıklı 25. maddesinin davaya konu (b) bendinde, kurulun terfi edecek personel hakkında devam etmekte olan soruşturma bilgilerini de değerlendireceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Adli soruşturma; Türk Ceza Kanunu’na veya diğer (özel) kanunlara göre, işlenmiş veya işlenmesi muhtemel bir suç ile ilgili makul bir şüphenin varlığı halinde, bu suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile ilgili cumhuriyet savcıları tarafından yürütülen ve memurun eyleminin kamu davası açılmasını gerektirip gerektirmediğinin tespiti amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılan araştırma ve inceleme; idari soruşturma ise, idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemidir. Yönetmelik’te kullanılan “devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturma” ibaresi, halen yürütülmekte olan adli ve idari soruşturmaları kapsar niteliktedir. Bu aşamada isnat edilen fiilin adli veya idari cezayı gerektirip gerektirmediği meçhul olup, tek başına soruşturmanın varlığının liyakatın belirlenmesinde ölçü alınması; disiplin hukukunda da geçerli olan ve Anayasa’nın 38. maddesinin “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmünde ifadesini bulan masumiyet karinesine aykırıdır. Dolayısıyla Yönetmelik’in 25. maddesinin “Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini” şeklindeki (b) bendinde hukuka ve üst hukuk normlarına uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (b) bendinin iptali gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyoruz.