Danıştay Kararı 5. Daire 2016/18731 E. 2020/3844 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/18731 E.  ,  2020/3844 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/18731
Karar No : 2020/3844

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR :1- … Bakanlığı
VEKİLİ : ….
2- … Müdürlüğü
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU :
1. Başkomiser rütbesinde görev yapan davacının, emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … tarih ve …. sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
2. Anılan kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesi ile Anayasa’nın 124. maddesine aykırı olduğu, Kanun’la getirilen düzenlemelere ek şartların Yönetmelik ile getirilemeyeceği, Kanun’la öngörülmeyen ve Af Kanunu kapsamına giren olayların aleyhine değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, ayrıca dava konusu işlem tesis edilirken sübjektif davranıldığı ve adil hareket edilmediği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI:
İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde ve kıdem ve liyakat ilkelerine uygun tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde ve kıdem ve liyakat ilkelerine uygun tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Davanın, 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemi ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi yönünden kısmen reddine, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin … Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı yönünden ise kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, başkomiser rütbesinde görev yapan davacının, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 2014 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu Kararı ile Emniyet Amirliği rütbesine terfi ettirilmesine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali ve terfi ettirilmeme işleminden kaynaklanan maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda derdestlik müessesesine yer verilmemiş ve Kanunun 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine getirilen Hukuk Muhakemeleri Kanununun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (I) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması.” hali dava açma şartları arasında sayılmış, Kanunun 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, konusu ve tarafları …İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasına kayden açılan dava ile aynı olan davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
10/08/2001 günlü ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan davaya konu Emniyet Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 10/05/2015 günlü 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 41. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın; davacının terfi ettirilmesine ilişkin işlem yönünden incelenmeksizin reddi, davaya konu Yönetmeliğe ilişkin kısım hakkında ise karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Başkomiser olarak görev yapan davacı, … Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve .. sayılı kararı ile emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemiştir.
Davacı tarafından, emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun .. tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:.. sayılı kararıyla, “… davacı hakkında 18/04/2014 tarihinde iki kez meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde soruşturma raporu düzenlendiği ve soruşturma izni verilmesi yönünde ön inceleme raporu düzenlendiği dikkate alındığında liyakat şartını taşımadığı açık bulunan davacının, 2014 yılında emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu ret kararı, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10/12/2018 tarih ve E:2016/23034, K:2018/18087 sayılı kararıyla onanmış, onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine de İdare Mahkemesi kararı 20/02/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bakılan dava ise, davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun 15/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının ve bu kararın dayanağı olan 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali ile terfi ettirilmeme işlemi nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle 05/09/2014 tarihinde açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesinde, polis amirlerinin rütbeleri sırası ile Komiser Yardımcısı, Komiser, Başkomiser, Emniyet Amiri, 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 3. Sınıf Emniyet Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü, 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Sınıf Üstü Emniyet Müdürü olarak belirlenmiş; bu rütbelere terfilerin, bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere, kıdem ve liyakata göre yapılacağı, üst rütbeye yükselmek için kıdem şartlarını yerine getirmiş personelin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini önermek üzere Komiser Yardımcısı, Komiser ve Başkomiserler için Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme Kurulunun, Emniyet Amirleri ile 4., 3., ve 2. Sınıf Emniyet Müdürleri için ise Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulunun oluşturulacağı hüküm altına alınmıştir.
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 4. maddesinde, “liyakat”, “personelin; performans değerlendirmesi, mesleki bilgi ve becerisi, liderlik ve yöneticilik özellikleri, geçmiş hizmetleri, ödül ve ceza durumu, adli veya idari soruşturmaları, mesleki ve bilimsel çalışmaları ile psikolojik ve fiziksel durumu gibi niteliklerinin yetkili değerlendirme kurulunca değerlendirilerek terfi edeceği rütbenin gereklerine uygunluğunun belirleneceği terfi yeterliliği” olarak; “kıdem” ise, “bir rütbede geçen fiili çalışma süresi” olarak tanımlanmıştır.
Anayasa’nın 125. maddesinin yedinci fıkrasında, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralı yer almıştır.

Dava konusu Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin incelenmesi:
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 21. maddesinde Merkez Değerlendirme Kurulunun görevleri belirtildikten sonra, 24. maddesinde, “Merkez Değerlendirme Kurulu üyeleri; 21 inci maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında;
a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini,
b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerine ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini,
c) Performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgilerini,
d) Meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını, değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verirler.
Kurul üyeleri veya raportör, Kurulda kendileri ile ilgili görüşme olması halinde, görüşme süresince toplantıya ve oylamaya katılamaz. Üyenin ayrılması, toplantının devamına ve karar alınmasına engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 55. maddesi uyarınca, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu Yönetmelik’in 25. maddesi, 3201 sayılı Kanun’un rütbe terfilerinde dikkate alınacak “liyakat” şartının aynı Yönetmelik’in 4. maddesinde belirlenmiş olan tüm unsurlarını kapsayan bir düzenleme getirmiş olup, bu düzenleme, anılan Kanun’da idareye tanınan yetkinin ne şekilde kullanılacağını da açıklar mahiyettedir.
Madde metninde; Merkez Değerlendirme Kurulu tarafından, personelin bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile adli yargı yerlerince ve disiplin kurullarınca verilen cezalarının, bu cezalara dayanak fiillerinin ve soruşturma bilgilerinin, performans değerlendirme, ödül ve başarı bilgilerinin ve mesleki bilgi, beceri ve davranışlarının değerlendirileceği belirlenmekte olup, adli mercilerce verilen cezalar ile disiplin cezalarının affa uğramış olsa dahi terfiye engel oluşturacağı yolunda bir düzenleme getirilmemiştir.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirlediği ve bunun uygulanmasını yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bıraktığı görülmektedir. Bu durum, asli düzenleme yetkisinin yasama organına ait olmasının doğal bir sonucudur. Ancak, idarelerin düzenleme yapma yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak gerçekleşebilir.
Normlar hiyerarşisi kuramına göre; hukuk düzeni, farklı kademede yer alan anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Bu kuramın en belirgin özelliklerinden biri de, bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamamasıdır. Dolayısıyla, normlar hiyerarşisinde kanunlardan alt sırada gelen yönetmeliklerin de, üst norm olan kanunlara aykırı olamayacağı açıktır.
Dava konusu Yönetmelik hükümlerinin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinde rütbelere terfilerin “kıdem” ve “liyakata” göre yapılacağı hüküm altına alınmış olup, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığı açıktır. Buna göre, anılan maddeye dayanılarak çıkarılan dava konusu Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan ifadelerin tek başına terfiye engel oluşturmadığı, terfi görüşmelerinde yapılacak değerlendirmede göz önünde bulundurulacağı anlaşıldığından, Yönetmelik’in dava konusu düzenlemelerinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali isteminin incelenmesi:
Kararımızın “Maddi Olay ve Hukuki Süreç” başlıklı kısmında da belirtildiği üzere, bakılan bu davadan önce davacı tarafından, emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle …. İdare Mahkemesinde açılan davada, anılan Mahkemece davanın konusu sadece davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem olarak kabul edilerek … tarih ve E:…, K:… sayılı ret kararının verildiği ve bu kararın … tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … tarih ve .. sayılı Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemi yönünden konusu anılan dava ile aynı olan bakılan işbu davanın anılan Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemine ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi isteminin incelenmesi:
Dava konusu işlemin hukuka uygun bulunması nedeniyle, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı ve Anayasa’nın yukarıda yer verilen 125. maddesi uyarınca ödenmesi gereken maddi hak kaybı ile iadesi gereken özlük hak kaybının söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davacının anılan talepleri yönünden davanın ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi isteminin reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
2. Davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemi yönünden dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3. Davacının emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
4. Aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin … Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile Yönetmelik’in 24. maddesinin (b) bendi yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, başkomiser olarak görev yapan davacının, bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun 15/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile bu kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptaline, ayrıca davacının anılan karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Yönetmelik’in, “Merkez Değerlendirme Kurulunun değerlendirme ve karar usulü” başlıklı 24. maddesinin davaya konu (b) bendinde, kurulun terfi edecek personel hakkında devam etmekte olan soruşturma bilgilerini de değerlendireceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Adli soruşturma; Türk Ceza Kanununa veya diğer (özel) kanunlara göre, işlenmiş veya işlenmesi muhtemel bir suç ile ilgili makul bir şüphenin varlığı halinde, bu suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile ilgili cumhuriyet savcıları tarafından yürütülen ve memurun eyleminin kamu davası açılmasını gerektirip gerektirmediğinin tespiti amacıyla Ceza Muhakemesi Kanununa göre yapılan araştırma ve inceleme; idari soruşturma ise, idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemidir. Yönetmelik’te kullanılan “devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturma” ibaresi, halen yürütülmekte olan adli ve idari soruşturmaları kapsar niteliktedir. Bu aşamada isnat edilen fiilin adli veya idari cezayı gerektirip gerektirmediği meçhul olup, tek başına soruşturmanın varlığının liyakatın belirlenmesinde ölçü alınması; disiplin hukukunda da geçerli olan ve Anayasa’nın 38. maddesinin “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmünde ifadesini bulan masumiyet karinesine aykırıdır. Dolayısıyla Yönetmelik’in 24. maddesinin “Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini” şeklindeki (b) bendinde hukuka ve üst hukuk normlarına uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (b) bendinin iptali gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyorum.

(XX)KARŞI OY:

Dava, başkomiser olarak görev yapan davacının, bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun 15/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile bu kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptaline, ayrıca davacının anılan karar nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Yönetmelik’in, “Merkez Değerlendirme Kurulunun değerlendirme ve karar usulü” başlıklı 24. maddesinin davaya konu (b) bendinde, kurulun terfi edecek personel hakkında devam etmekte olan soruşturma bilgilerini de değerlendireceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Adli soruşturma; Türk Ceza Kanununa veya diğer (özel) kanunlara göre, işlenmiş veya işlenmesi muhtemel bir suç ile ilgili makul bir şüphenin varlığı halinde, bu suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile ilgili cumhuriyet savcıları tarafından yürütülen ve memurun eyleminin kamu davası açılmasını gerektirip gerektirmediğinin tespiti amacıyla Ceza Muhakemesi Kanununa göre yapılan araştırma ve inceleme; idari soruşturma ise, idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemidir. Yönetmelik’te kullanılan “devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturma” ibaresi, halen yürütülmekte olan adli ve idari soruşturmaları kapsar niteliktedir. Bu aşamada isnat edilen fiilin adli veya idari cezayı gerektirip gerektirmediği meçhul olup, tek başına soruşturmanın varlığının liyakatın belirlenmesinde ölçü alınması; disiplin hukukunda da geçerli olan ve Anayasa’nın 38. maddesinin “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmünde ifadesini bulan masumiyet karinesine aykırıdır. Dolayısıyla Yönetmeliğin 24. maddesinin “Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini” şeklindeki (b) bendinde hukuka ve üst hukuk normlarına uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, başkomiser olarak görev yapan davacı tarafından, Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun 15/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının ve emniyet amiri rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptaline, ayrıca yoksun kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…., K:… sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10/12/2018 tarih ve E:2016/23034, K:2018/18087 sayılı kararı ile onandığı, karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine de bahsi geçen İdare Mahkemesi kararının 20/02/2019 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Söz konusu İdare Mahkemesi kararı, bakılan bu dava bakımından kesin hüküm olduğundan, bakılan bu davada dava konusu edilen Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı hakkında incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 24. maddesinin (b) bendinin iptali; davacının, bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulunun 15/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı yönünden ise davanın incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği oyuyla, Daire kararının anılan kısımlarına katılmıyorum.