Danıştay Kararı 5. Daire 2016/18666 E. 2020/3843 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/18666 E.  ,  2020/3843 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/18666
Karar No : 2020/3843

DAVACI : …
DAVALILAR :1- … Bakanlığı
2- …Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU :
1. 3. sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yapan davacı tarafından, kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun …. tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
2. Bu işlemin dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesi ile Anayasa’nın 124. maddesine aykırı olduğu, Kanun’la getirilen düzenlemelere ek şartların Yönetmelik ile getirilemeyeceği, Kanun’la öngörülmeyen ve Af Kanunu kapsamına giren olayların aleyhine değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, ayrıca kadroların planlama dışında iptal edilmesinin hukuk devleti ve memur güvenliği ilkeleriyle bağdaşmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI:
İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu işlemin, bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla tesis edildiği, 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının 12. maddesi uyarınca; rütbelerde sınırlı sayıda kadro bulunduğundan, 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesinde bulunan tüm personelin kanun önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde 2014 yılında bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine karar verildiği belirtilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu işlemin, bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla tesis edildiği, 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının 12. maddesi uyarınca; rütbelerde sınırlı sayıda kadro bulunduğundan, 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesinde bulunan tüm personelin kanun önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde 2014 yılında bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine karar verildiği belirtilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik’in, Anayasa’nın 124. maddesi ile davalı idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca ve 3201 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlandığı, iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ :10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemi ile davacının terfi ettirilmemesi nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebi yönünden davanın reddine, davacının kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin … Yüksek Değerlendirme Kurulunun … tarih ve .. sayılı kararının ise iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ..’IN DÜŞÜNCESİ : 3. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde görev yapan davacı tarafından, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun 10/05/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı kararı ile 2. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin ve bu işleme dayanağı olan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin ”Yüksek Değerlendirme Kurulunun Değerlendirme ve Karar Usulü” başlıklı 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali ile terfi ettirilmeme işleminden kaynaklanan maaş ve diğer özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenilmesi istenilmektedir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan 4638 sayılı Yasa ile değişik 55. maddesinde; terfilerin kıdem ve liyakata göre yapılacağı, her bir rütbe için belirlenen zorunlu bekleme süreleri sonunda bir üst rütbeye terfi edebilmek için bekleme süresi kadar olumlu sicil alınması ve bir üst rütbede boş kadronun olması gerektiği; polis amirlerinin bir üst rütbeye terfiinde bu rütbedeki fiili çalışma süresinin ve kıdem sırasının tesbitinde bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı, kıdem sırasının, Emniyet Genel Müdürlüğünce her yıl mart ayında topluca Teşkilata duyurulacağı ve terfi ve atamaların, kanuni zorunluluk halleri dışında her yıl haziran ayında topluca yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa’ya dayanılarak çıkarılan ve yine işlem tarihi itibariyla yürürlükte bulunan 10/08/2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde, “Kıdem”, bir rütbede geçen fiili çalışma süresi; “liyakat” ise, personelin aldığı sicil, ödül ve takdirnamesi, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmiş hizmetlerinde almış olduğu cezalar, geçirdiği ve devam eden soruşturmaların niteliğine göre belirlenecek terfi yeterliliği olarak tanımlanmış, 9. maddesinde de, polis amirlerinin rütbelere terfilerinin aynı Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen şartları taşımak kaydıyla kıdem ve liyakata göre yapılacağı; 11. maddesinde, polis amirlerinin bir üst rütbeye yükselmesi için, üst rütbede boş kadronun bulunmasının; bulunduğu rütbede 10. maddede gösterilen bekleme süresi kadar fiilen çalışmış olmanın; bekleme süresi içerisinde, zorunlu en az bekleme süresi kadar olumlu sicil almış olmanın gerektiği; 15. maddesinde, kıdemin tespitinde, polis amirlerinin bulundukları rütbeye atandıkları tarih ve rütbe terfiinde değerlendirilen çalışma sürelerinin esas alınacağı; 16. maddesinde, kıdem sırasının tespitinde; bulunulan rütbeye atanma tarihi önce olanın, aynı tarihte terfi edenlerden, bulundukları rütbedeki zorunlu en az bekleme sürelerinde almış oldukları son üç yıl sicil notlarının ortalaması yüksek olanın, sicil notlarının eşitliği halinde bulunduğu rütbede ödül ve takdirnamesi fazla olanın, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise sicil numarası daha küçük olanın, diğerine göre daha kıdemli sayılacağı belirtilmiş, 25. maddesinde de, “Yüksek Değerlendirme Kurulu üyeleri: 22. maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında; a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini, b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verirler.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, bir amirin üst rütbeye terfi ettirilip ettirilemeyeceği hususundaki değerlendirmenin, ilgili amirin kıdem ve liyakatinin göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılacağı, liyakatin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesinde ise, personelin aldığı sicil, ödül ve takdirnamesi, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmiş hizmetlerinde almış olduğu cezalar, geçirdiği ve devam eden soruşturmaların niteliğine göre belirlenecek terfi yeterliliği gibi unsurların bir bütün olarak dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu nedenle, söz konusu hususları düzenleyen dava konusu yönetmelik maddelerinde yer alan düzenlemelerde üst normlara ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın bireysel işlemin iptali ile bu işleminden kaynaklanan maaş ve diğer özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenilmesi istemine ilişkin kısmına gelince;
Dosyanın incelenmesinden davalı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, davacının terfi ettirilmemesine sebep olarak terfi edecekleri rütbelerde boş kadro bulunmaması gösterilmiş ise de, dava konusu işlemin dayanağı olan 10/05/2014 günlü, 28996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı rütbelerdeki kadroların değiştirilmesine ilişkin düzenlemeleri de içeren Bakanlar Kurulu Kararı’nın, 2. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının, Danıştay Beşinci ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen 17/12/2014 günlü, E:2014/5690 sayılı karar ile yürütmesi durdurulmuş ve bu karara davalı idarelerce yapılan itiraz, İdari Dava Daireleri Kurulunun YD İtiraz No:2015/405 sayılı, 03/06/2005 günlü kararı ile gerekçeli olarak reddedilmiştir.
Buna göre, söz konusu rütbelerdeki kadroların değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürütmesinin durdurulmuş olması ve ayrıca dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 371 adet 2. sınıf emniyet müdürünün 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucu 371 adet 2. sınıf emniyet müdürü kadrosu ve zincirleme olarak da daha alt rütbelerde boş kadro oluşacak olması karşısında, davalı idarece Yüksek Değerlendirme Kurulu tekrar toplanarak personelin liyakat yönünden terfiye layık olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılması gerektiğinden, boş kadro bulunmadığı gerekçesiyle davacının 2. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan davacı tarafından bu işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş ve diğer özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenilmesi istenilmekte ise de, olayda Yüksek Değerlendirme Kurulu’nca personelin liyakat yönünden terfiye layık olup olmadığı hususunda yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiğinden henüz kesin olarak bir üst rütbeye terfi ettiğinden bahsedilmesi mümkün olmayan davacının anılan isteminin bu aşamada kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle davanın, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali isteminin reddi, üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali, bu işlem nedeniyle ödenmeyen maaş ve diğer özlük haklarına ilişkin istemin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile, boş kadro bulunmadığı gerekçesi ile 2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemiştir.
Bakılan dava, davacının kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine; ayrıca bu kararın dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesinde, polis amirlerinin rütbeleri sırası ile Komiser Yardımcısı, Komiser, Başkomiser, Emniyet Amiri, 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 3. Sınıf Emniyet Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü, 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Sınıf Üstü Emniyet Müdürü olarak belirlenmiş; bu rütbelere terfilerin, bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere, kıdem ve liyakata göre yapılacağı, üst rütbeye yükselmek için kıdem şartlarını yerine getirmiş personelin liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini önermek üzere Komiser Yardımcısı, Komiser ve Başkomiserler için Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme Kurulunun, Emniyet Amirleri ile 4., 3., ve 2. Sınıf Emniyet Müdürleri için ise Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulunun oluşturulacağı hüküm altına alınmıştir.
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 4. maddesinde, “liyakat”, “personelin; performans değerlendirmesi, mesleki bilgi ve becerisi, liderlik ve yöneticilik özellikleri, geçmiş hizmetleri, ödül ve ceza durumu, adli veya idari soruşturmaları, mesleki ve bilimsel çalışmaları ile psikolojik ve fiziksel durumu gibi niteliklerinin yetkili değerlendirme kurulunca değerlendirilerek terfi edeceği rütbenin gereklerine uygunluğunun belirleneceği terfi yeterliliği” olarak; “kıdem” ise, “bir rütbede geçen fiili çalışma süresi” olarak tanımlanmıştır.
Dava konusu Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin incelenmesi:
Dava konusu Yönetmelik’in 25. maddesinde, terfi değerlendirmesinde dikkate alınması gereken “liyakat” şartına ilişkin kriterlere yer verildiği, dava dosyasındaki bilgilere göre davacının, 2014 yılı terfi döneminde liyakaten yetersiz görülmesi nedeniyle değil, kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmediğinin açık olduğu, ancak davaya konu “terfi etmez” kararının davacıya bildirilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 02/07/2014 tarih ve 89785 sayılı işleminde, “… Yönetmeliğin 22. ve 25. maddeleri hükümleri doğrultusunda, kıdem ve liyakat hususları birlikte değerlendirilerek…” davacı hakkında “terfi etmez” kararı verildiğinin belirtildiği anlaşıldığından, Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemi yönünden davacının bu davayı açma konusunda menfaati bulunduğu sonucuna ulaşılarak işin esasına geçildi:
10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in21. ve 22. maddelerinde Merkez Değerlendirme Kurulu ile Yüksek Değerlendirme Kurulunun görevleri belirtildikten sonra, 25. maddesinde, “Yüksek Değerlendirme Kurulu üyeleri; 22 inci maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında;
a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini,
b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini,
c) Performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgilerini,
d) Meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını, değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verirler.
Kurul üyeleri veya raportör, Kurulda kendileri ile ilgili görüşme olması halinde, görüşme süresince toplantıya ve oylamaya katılamaz. Üyenin ayrılması, toplantının devamına ve karar alınmasına engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 55. maddesi uyarınca, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu Yönetmelik’in 25. maddesi, 3201 sayılı Kanun’un rütbe terfilerinde dikkate alınacak “liyakat” şartının aynı Yönetmelik’in 4. maddesinde belirlenmiş olan tüm unsurlarını kapsayan bir düzenleme getirmiş olup, bu düzenleme, anılan Kanun’da idareye tanınan yetkinin ne şekilde kullanılacağını da açıklar mahiyettedir.
Madde metninde; Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından, personelin bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli yargı yerlerince ve disiplin kurullarınca verilen cezalarının, bu cezalara dayanak fiillerinin ve soruşturma bilgilerinin, performans değerlendirme, ödül ve başarı bilgilerinin ve mesleki bilgi, beceri ve davranışlarının değerlendirileceği belirtilmekte olup, adli mercilerce verilen cezalar ile disiplin cezalarının affa uğramış olsa dahi terfie engel oluşturacağı yolunda bir düzenleme getirilmemiştir.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, yasa koyucunun düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirlediği ve bunun uygulanmasını yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bıraktığı görülmektedir. Bu durum, asli düzenleme yetkisinin yasama organına ait olmasının doğal bir sonucudur. Ancak, idarelerin düzenleme yapma yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak kullanılabilir.
Normlar hiyerarşisi kuramına göre; hukuk düzeni, farklı kademede yer alan anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir. Bu kuramın en belirgin özelliklerinden biri de, bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamamasıdır. Dolayısıyla, normlar hiyerarşisinde kanunlardan alt sırada gelen yönetmeliklerin de, üst norm olan kanunlara aykırı olamayacağı açıktır.
Dava konusu Yönetmelik hükmünün dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinde rütbelere terfilerin “kıdem” ve “liyakata” göre yapılacağı hüküm altına alınmış olup, üst rütbeye yükselmede “liyakat” koşulunun belirleyici rol oynadığı açıktır. Buna göre, anılan maddeye dayanılarak çıkarılan dava konusu Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan ifadelerin tek başına terfiye engel oluşturmadığı, terfi görüşmelerinde yapılacak değerlendirmede gözönünde bulundurulacağı anlaşıldığından, Yönetmelik’in dava konusu düzenlemelerinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacının kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının incelenmesi:
Uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından, davacının 2014 yılında terfi ettirilmemesine gerekçe olarak 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 2. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının iptal edilmiş olması gösterilmiş ise de, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının Danıştay 16. Dairesinin 22/03/2016 tarih ve E:2015/16231, K:2016/1765 sayılı kararıyla iptal edilmesi, iptal hükmünün Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/06/2018 tarih ve E:2016/5142, K:2018/3100 sayılı kararıyla onanması ve bu kararın düzeltilmesi isteminin de anılan Kurulun 05/12/2019 tarih ve E:2019/655, K:2019/6188 sayılı kararı ile reddedilmesi karşısında, davacının anılan gerekçeyle terfi ettirilmemesinin dayanağı ortadan kalkmıştır.
Ayrıca, dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 371 adet 2. sınıf emniyet müdürünün 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucu 371 adet 2. sınıf emniyet müdürü kadrosu ve zincirleme olarak da daha alt rütbelerde boş kadro oluşacağının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu nedenle, davalı idarece, yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca davacının liyakat yönünden terfiye layık olup olmadığı hususunun değerlendirilerek davacı hakkında bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan; yukarıda belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunun saptanmış olmasının, davacının doğrudan 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmesi sonucunu doğurmayacağı, davalı idarece yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca davacının durumunun liyakat yönünden “yeniden” değerlendirilerek bu konuda ayrıca bir işlem tesis edileceği de açıktır.
Davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının Dairemizce yasal faiziyle birlikte tazminine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi talebinin incelenmesi:
Dava konusu işlemin hukuka aykırı bulunması davacının doğrudan bir üst rütbeye terfi ettirilmesi sonucunu doğurmamakta olup, davalı idarece yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca davacı hakkında yapılacak liyakat değerlendirmesi neticesinde davacının terfi durumu belirleneceğinden, bu aşamada davacının tazmini gereken parasal hak kaybı ile iadesi gereken özlük hak kaybının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemi yönünden davanın REDDİNE,
2.Davacının kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin … Yüksek Değerlendirme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının İPTALİNE,
3.Davacının terfi ettirilmemesi nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi talebi yönünden davanın REDDİNE,
4.Dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından, aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin kalan kısmı olan .. TL’nin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde, Yönetmelik’in 25. maddesinin (b) bendi yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, 3. sınıf emniyet müdürü rütbesinde görev yapan davacının, kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunun 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile işlemin dayanağı olan ve 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali; davacının bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Yönetmelik’in, “Yüksek Değerlendirme Kurulunun değerlendirme ve karar usulü” başlıklı 25. maddesinin davaya konu (b) bendinde, kurulun terfi edecek personel hakkında devam etmekte olan soruşturma bilgilerini de değerlendireceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Adli soruşturma; Türk Ceza Kanunu’na veya diğer (özel) kanunlara göre, işlenmiş veya işlenmesi muhtemel bir suç ile ilgili makul bir şüphenin varlığı halinde, bu suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile ilgili cumhuriyet savcıları tarafından yürütülen ve memurun eyleminin kamu davası açılmasını gerektirip gerektirmediğinin tespiti amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılan araştırma ve inceleme; idari soruşturma ise, idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemidir. Yönetmelik’te kullanılan “devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturma” ibaresi, halen yürütülmekte olan adli ve idari soruşturmaları kapsar niteliktedir. Bu aşamada isnat edilen fiilin adli veya idari cezayı gerektirip gerektirmediği meçhul olup, tek başına soruşturmanın varlığının liyakatın belirlenmesinde ölçü alınması; disiplin hukukunda da geçerli olan ve Anayasa’nın 38. maddesinin “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmünde ifadesini bulan masumiyet karinesine aykırıdır. Dolayısıyla Yönetmelik’in 25. maddesinin “Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini” şeklindeki (b) bendinde hukuka ve üst hukuk normlarına uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesinin (b) bendinin iptali gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyoruz.