Danıştay Kararı 5. Daire 2016/18398 E. 2020/4778 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/18398 E.  ,  2020/4778 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/18398
Karar No : 2020/4778

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1. maddesi uyarınca “16 ay uzun süreli durdurma” cezası ile tecziyesine yönelik Ağrı Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı ve olaya karışan diğer polis memuru …’ın, kendilerince işletildiği iddia edilen Trafik Sigorta işleri yapan bir iş yerinde … isimli şahsı darp ettiklerine dair düzenlenen soruşturma raporunda, davacı … ve diğer polis memuru …’ın, resmi görevli bulundukları sırada meydana gelen kavga olayına Türk Ceza Kanunu ve P.V.S.K kapsamında müdahale edip, olaya el koymaları ve tutanak tutup ilgili şahısları şikayetçi olmasalar dahi yasal işlem yapılmak ve …’nın iddia ettiği hususların tespiti yapılmak üzere Polis Merkezine teslim etmeleri gerekirken, teslim etmediklerinin dosya içeriğinden ve ifadelerden anlaşılması nedeniyle, işlenen eylemin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 4. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen; “Görev sırasında veya dışında yasaklanan tutum ve davranışlarda bulunmak” fiili kapsamında değerlendirilerek, davacının kınama cezası ile tecziye edilmesinin, …’ın ise geçmiş hizmetleri ve sicilerinin iyi olması nedeniyle uyarma cezasıyla tecziye edilmesinin teklif edildiği, Ağrı Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı davaya konu kararıyla da, davacı ile …’ın meydana gelen olayda Türk Ceza Kanunu ve P.V.S.K kapsamında kavga olayını önlemeleri ve tutanak tutup gerekli işlemin yapılması için olaya karışan şahısları Polis Merkezine veya olay yerine çağıracakları yetkili birime teslim etmeleri gerektiği halde böyle davranmayarak bahse konu olayda taraf oldukları ve … isimli şahsı darp ettikleri sonucuna varıldığından, Polis Memuru …’ın kınama cezasıyla tecziyesine, davacının ise Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1 maddesi uyarınca “16 ay uzun süreli durdurma” cezası ile tecziyesine karar verildiği, öte yandan uyuşmazlık konusu olayla ilgili olarak her iki polis memurunun kasten basit yarama suçuyla yargılandığı ceza davasında ise, … Sulh Ceza Mahkemesi’nce, olayın gerçekleştiği yerdeki mobese kayıtlarına ulaşılamadığı ancak davanın tarafı olan … ile amca çocuklarının ifadeleri esas alınmak suretiyle mahkumiyet hükmü kurulduktan sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacıya disiplin cezası verilmesine konu olay hakkında düzenlenen soruşturma raporunda; davacının kınama, diğer polis memuru …’ın da uyarma cezasıyla tecziye edilmesinin teklif edildiği ancak idarece tesis edilen davaya konu işlemde, aynı eylem nedeniyle haklarında soruşturma başlatılan ve aynı eylemi işlediği belirtilen polis memurlarından birisine kınama cezası, davacıya ise oldukça ağır bir ceza (16 ay uzun süreli durdurma cezası ) verildiği görülmekle birlikte, daha ağır ceza verilmesinin gerekçesinin idarece somut olarak ortaya konulmadığı ve anılan cezanın bu haliyle ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, ayrıca soruşturma raporuyla tespit edilen davacının üzerine atılı eylemin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 4. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen “Görev sırasında veya dışında yasaklanan tutum ve davranışlarda bulunmak” fiili kapsamında olduğu ve bu eylemin karşılığının kınama cezası olduğu sonucuna varıldığından, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının disiplin cezasına konu fiili işlediği gerekçesiyle hakkında ceza mahkemesi kararıyla mahkumiyet hükmü verildiği dikkate alındığında, söz konusu fiil nedeniyle davacının disiplin cezası ile tecziyesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının diğer polis memuru … ile birlikte 02/08/2012 tarihinde özel bir işyerinde … isimli şahsı darp ettiği iddiası sonrasında davacı hakkında kasten basit yaralama suçundan ceza davası açılması üzerine başlatılan disiplin soruşturması sonucunda, Ağrı Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla, davacının söz konusu olayda Türk Ceza Kanunu ve P.V.S.K kapsamında müdahale edip olaya el koyması, tutanak tutup olaya karışanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için Polis Merkezine veya olay yerine çağıracağı polis yetkililerine teslim etmesi gerektiği halde, böyle davranmayarak bahse konu olayda taraf olduğu ve … isimli şahsı darp ettiği gerekçesiyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1 maddesi uyarınca “16 ay uzun süreli durdurma” cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
… Sulh Ceza Mahkemesi’nin … tarihli E:… K:… sayılı kararıyla davacının 3 ay 10 hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1. maddesinde, “hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışta bulunmak” fiili 16 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesince, disiplin cezasına konu aynı eylem nedeniyle haklarında soruşturma başlatılan ve aynı eylemi işlediği belirtilen polis memurlarından birisine kınama cezası, davacıya ise oldukça ağır bir ceza (16 ay uzun süreli durdurma cezası ) verildiği, ancak davacıya daha ağır ceza verilmesinin gerekçesinin idarece somut olarak ortaya konulmadığı ve anılan cezanın bu haliyle ölçülülük ilkesine aykırı olduğundan bahisle işlemin iptaline karar verilmiş ise de, dosyada mevcut görev listesinden davacının olayın gerçekleştiği tarihte … Konağı, … Caddesi … Caddesi ve … Caddesi güzergahlarında görevli olduğu, diğer polis memuru …’ın ise görev istirahatli olduğu; davacı tarafından kasten basit yaralama fiilinin gerçekleştirildiğinin ceza mahkemesi kararıyla da ortaya konulduğu dikkate alındığında, olayın gerçekleştiği sırada bu şekilde bir darp olayını haber alması veya bir olaya rastlaması halinde kendisinden görevi gereği beklenen müdahaleyi yaparak işlem yapması gerektiği halde, davacının bizzat olayın faili haline geldiği sabit olduğundan, fiilin hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak hareket olarak değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.