Danıştay Kararı 5. Daire 2016/1573 E. 2016/1183 K. 08.03.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/1573 E.  ,  2016/1183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/1573
Karar No : 2016/1183

Davacı :
Davalı :
Davanın Özeti : Vergi Müfettiş Yardımcısı olarak görev yapan davacı, birinci yıl performans değerlendirmesinde başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 30.12.2013 tarih ve 28867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”in 1., 3., 4., 5., 6., 10. maddeleri ile 30.12.2011 tarih ve 28158 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmelik”in 6/3., 7., 9., 10., 11., 13., 16., 24. maddelerinin iptalini istemektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3622 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 3. fıkrası uyarınca Tetkik Hâkimi Bekir Şimşek’in açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasında; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; ikinci fıkrasında, dilekçelerde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği; üçüncü fıkrasında, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendinde, dilekçeler üzerinde bu Kanun’un 3. maddesine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu yönlerden Kanuna aykırılık görülür ise otuz gün içinde 3. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği; 15. maddesinin beşinci fıkrasında, bu yönlerden dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; dilekçenin davanın konusuna ilişkin paragrafında 30.12.2013 tarih ve 28867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”in 1., 3., 4., 5., 6., 10. maddeleri ile 30.12.2011 tarih ve 28158 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmelik”in 6/3., 7., 9., 10., 11., 13., 16., 24. maddelerinin ve bu Yönetmelik hükümlerine dayanılarak başarısız sayılma işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması isteminde bulunulduğu; sonuç ve talep paragrafında da “idari işlemin” iptali ve yürütmenin durdurulması isteminde bulunulmakla birlikte hangi idari işlemin iptalinin istenildiği hususu açık olmadığından, bireysel işlemin mi, düzenleyici işlemin mi, ya da her ikisinin birlikte mi iptalinin istenildiği anlaşılamamıştır. Öte yandan, davacının iptalini istediği, 30.12.2013 tarih ve 28867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”in 1., 3., 4., 5., 6., 10. maddeleri ile, esasen, iptali istenilen 30.12.2011 tarih ve 28158 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Denetim Kurulu Performans Değerlendirme Sistemi Yönetmeliğinin 6/3., 7., 9., 10., 11., 13., 16., 24. maddelerinin bir kısmında değişiklik yapıldığı, bir kısmına yeni fıkra eklendiği, bir kısmında ise hiç değişiklik yapılmadığı görülmekle, davacının aynı maddelerin neden tekrar iptalini istediği hususu da anlaşılamamış, dilekçede 31.10.2011 tarih ve 28101 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği’nin 23. maddesi hükmü yazılarak, davacının 7.9.2015 tarihinde açıklanan 67,75 puan ile başarısız sayıldığı, bu durumun Vergi Müfettiş Yardımcılığı mesleği ile ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuracağı belirtilmiş ve anılan maddenin kanuni dayanaktan yoksun olduğu ileri sürülmüş ise de; davacı tarafından bu maddenin iptalinin istenilip istenilmediği tam olarak ortaya konulamadığı, davanın konusu açık biçimde gösterilmediği için, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yukarıdaki hususlar gözetilerek, yeniden dava açmakta serbest olmak üzere reddine, dilekçe ve eklerinin davacıya iadesine; yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, anılan Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası gereğince davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine; dilekçenin yenilenmesi halinde harç alınmamasına, dilekçenin yenilenmemesi halinde artan posta ücretinin ve … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, 08.03.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) AYRIŞIK OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri; 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması halinde birden fazla idari işlemin bir dilekçe ile idari davaya konu edilebileceği belirtildikten sonra, 14’üncü maddesinin (g) bendinde, dilekçelerin 3 ve 5’inci maddelere uygun olup olmadıkları yönünden inceleneceği; 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde de; 3 ve 5’inci maddelere uygun şekilde düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak suretiyle otuz gün içinde dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinin yukarıda açıklanan 4’üncü fıkrasında, ilgililerin düzenleyici işlemle uygulama işleminin her ikisi aleyhine birden dava açabileceğinin söylenmiş olması; her iki işleme karşı aynı dilekçeyle ve aynı idari yargı yerinde dava açılabileceği anlamında değildir. Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller, anılan Kanunun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında gösterilmiş olup; buna göre, birden fazla işleme karşı aynı dilekçe ile dava açılabilmesi, ancak, bu koşullar ile İdari Yargılama Hukukunun gerektirdiği diğer koşulların birlikte gerçekleşmesi halinde olanaklıdır. Sözü edilen fıkrada yer alan düzenlemenin amacı da; aynı yargı yerinin görevine giren ve çözümleri ayrı emek gerektirmeyen idari uyuşmazlıkların aynı dava içerisinde görülmeleri sağlanarak, gereksiz zaman israfı ile masrafın önlenmesi ve farklı kararların verilebilmesi riskinin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak; aralarında maddede aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunsa bile, birden fazla idari işlemin aynı dilekçeyle idari davaya konu edilebilmesi için; bu durumun, kamu düzeni için öngörülen usul ve görev kurallarını ve bu kurallarla korunan ve Anayasa’nın 37’nci maddesinde öngörülen “kanuni hakim ilkesi”ni ihlal ediyor olmaması da gereklidir. Bir başka anlatımla, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görevine giren davaya konu edilebilecek nitelikteki bir işlemle, idare veya vergi mahkemelerinin görevine giren davalara konu olması gereken bir işlemin, aynı dilekçe ile idari davaya konu edilmeleri olanaklı değildir.
Bu bakımdan, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevine giren düzenleyici işlem ile birinci yıl performans değerlendirmesinde başarısız sayılmasına ilişkin işleme karşı aynı dilekçe ile Danıştayda idari dava açılmasına olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle; Dairemizin kararında belirtildiği üzere, 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine aykırı olarak düzenlenen dava dilekçesinin, anılan maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmekle birlikte, anılan Kanunun 5. maddesi uyarınca bireysel işleme karşı İdare Mahkemesinde, düzenleyici işleme karşı ise Danıştayda, dava açmakta serbest olmak üzere reddi gerektiği; kararımıza bu gerekçenin de eklenmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.