Danıştay Kararı 5. Daire 2016/12601 E. 2020/5257 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2016/12601 E.  ,  2020/5257 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/12601
Karar No : 2020/5257

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı / …
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu aylıktan kesme cezasına ilişkin işlemin iptali ile davacının bu işlemden kaynaklı olarak yapılan maaş kesintisinin davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ve davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Balıkesir İli, … İlçe Müftüsü olarak görev yapan davacının, Kur’an kursu geçici öğreticisi olarak görevlendirilmek için talebi olanlara yasal süre içinde cevap vermediği, geçici öğreticilik talebi olanlar arasında yarışma sınavı açmadığı, kadrolu öğreticileri kadrolarının bulunduğu kurslar yerine D grubu kurslarda görevlendirip bunların yerine geçici öğreticileri C grubu kurslarda görevlendirdiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (C) fıkrasının (a) bendi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme ile cezalandırılmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptaline ve tüm maddi ve manevi zararlarının tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacıya isnat edilen eylemlerin 24/12/2013 tarihinde BİMER üzerinden gönderilen şikayet dilekçesiyle davalı idarece öğrenildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinde yer alan soruşturma zaman aşımı hükmü uyarınca bir ay içerisinde söz konusu eylemler hakkında disiplin soruşturmasına başlanılması gerektiği halde, soruşturma zaman aşımı süresi geçirildikten sonra 18/04/2014 tarihinde soruşturma izni verilerek soruşturmaya başlandığı, 26/08/2014 tarihli ek soruşturma onayı haricinde başkaca bir soruşturma izni verilmediği de görüldüğünden, davacının 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziyesine yönelik tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış; öte yandan Anayasa’nın 125. maddesinde yer alan, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü gereğince, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği, ancak davacının, iptal edilen işlem nedeniyle maaşından yapılan 1/30 oranındaki kesinti haricinde başka bir zararı bulunduğunu belgelendirerek ortaya koymamış olması sebebiyle, bu haliyle tazmini gereken başka bir zararı bulunduğundan söz edilmesine olanak bulunmadığı, zira davalı idarenin ancak kusurlu eylemleri ile neden olduğu, kesin ve gerçek (somutlaştırılmış/belgelendirilmiş) zararların tazmini ile yükümlü kılınabileceği dikkate alındığında, 1/30 maaş kesintisi dışında kalan maddi ve manevi zararların tazmini talebinin reddi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının dava konusu işlemden kaynaklı olarak yapılan maaş kesintisinin davalı idarece davacıya ödenmesine, davacının diğer maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının sübut bulan eylemiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (C) fıkrasının (a) bendi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme ile cezalandırılması yönünde tesis edilen dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu, diğer taraftan temyize konu kararda kısmen kabul, kısmen ret hükmü kurulduğu ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu halde, vekil vasıtasıyla takip edilen davada idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmediği belirtilerek, İdare Mahkemesi kararının iptal ve kabule ilişkin kısmı ile lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesi yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Davacıya isnat edilen eylemin ihbarına ilişkin BİMER üzerinden gönderilen şikayet dilekçesinin Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’na havale edildiği 11/04/2014 tarihinde davalı idarece öğrenildiğinin kabulü gerektiğinden, bu eylem hakkında 18/04/2014 tarihinde verilen soruşturma oluru ile bir ay içerisinde başlanan disiplin soruşturması sonrasında tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmaması nedeniyle İdare Mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği, öte yandan davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

DAVALI İDARENİN İPTAL VE KABUL HÜKMÜNE YÖNELİK TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ

Hukuki Değerlendirme:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ve tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının bu işlemden kaynaklı olarak yapılan maaş kesintisinin davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ile Dairemizce de hukuka uygun bulunmuş, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

DAVALI İDARENİN VEKALET ÜCRETİ YÖNÜNDEN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ
Maddi Olay:
Davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (C) fıkrasının (a) bendi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile tüm maddi ve manevi zararlarının tazminine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Balıkesir İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının dava konusu işlemden kaynaklı olarak yapılan maaş kesintisinin davalı idarece davacıya ödenmesine, diğer maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminin reddine karar verilmiş ve davalı … Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Anılan kararın, davalı idare tarafından, idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.

İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin gönderme yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde; yargılama giderlerinin, davayı kaybeden tarafa yükleneceği; 330. maddesinde vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği; 323. maddesinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.
02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan kuralda bahsi geçen “ilgili mevzuat”tan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile söz konusu Kanun’un 168. maddesinde değinilen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin anlaşılması gerekmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesinde ise, bu tarifede yazılı avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinde, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, tarifelerde yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin gözönünde tutulacağı kurala bağlanmıştır.

Hukuki Değerlendirme:
Yukarıda yer verilen 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, hukuk müşaviri aracılığıyla davasını takip eden ve süresinde savunmasını veren idareler lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davalı idarenin 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca hukuk müşaviri aracılığıyla temsil edilerek davayı takip ettiği ve savunma dilekçesinin hukuk müşaviri tarafından düzenlenerek süresi içerisinde dosyaya sunulduğu anlaşıldığından, Mahkemece “diğer maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminin reddi” yolunda verilen kararda 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarına davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararında, davanın reddedilen kısmı için davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline ve tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının dava konusu işlemden kaynaklı olarak yapılan maaş kesintisinin davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Anılan İdare Mahkemesi kararının, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden BOZULMASINA,
4. Bozulan hüküm fıkrası yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.