Danıştay Kararı 5. Daire 2015/7041 E. 2016/291 K. 27.01.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2015/7041 E.  ,  2016/291 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/7041
Karar No : 2016/291

Vekili :
Davalı :
Vekili :

Vekil :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …; K: … sayılı kararın iptale ilişkin kısmının onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 25.5.2015 günlü; E:2014/6360; K:2015/5608 sayılı kararının; davalı İdare yanında davaya katılan müdahil tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi Aksel Teker’in açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin 1. fıkrasında, davaya katılma (müdahale) ile ilgili olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göndermede bulunulmuş; 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinin 2. fıkrasında “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.”, hükmü getirilmiş; 448. maddesinde de; bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 66. maddesinde, “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’i müdahil olarak davada yer alabilir.”, hükmü yer almış; “Fer’î müdahilin durumu” başlıklı 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü halinde müdahilin, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebileceği; müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği düzenlenmiştir.
Davaya katılma müessesinin amacı; üçüncü kişilerin, başkaları arasında görülmekte olan davanın sonuçlarından etkilenecek haklarının korunmasıdır.
6100 sayılı Kanun’un, bu amaç gözetilerek düzenlenen müdahaleye ilişkin hükümlerinin incelenmesinden; müdahilin, davanın tarafından bağımsız istekte bulunamayacağı, yalnızca tarafın davadaki istemine yardımcı olacak kimi açıklamalar yapabileceği ve bu konularda hukuki yardımda bulunabileceği, davaya taraf olandan bağımsız olarak tek başına kanun yollarına başvuramayacağı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Dairemizin 25.5.2015 günlü; E:2014/6360; K:2015/5608 sayılı kararına karşı, davalı İdare tarafından kararın düzeltilmesi isteminde bulunulmamasına karşın; davada müdahil olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca, kararın düzeltmesi isteminde bulunulduğu görülmüştür.
Bu durumda; davalı İdare tarafından, söz konusu kararın düzeltilmesinin istenilmemiş olması karşısında; müdahilin, yanında davaya katıldığı taraf olmadan kararın düzeltilmesi isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmadığından, karar düzeltme isteminin incelenmeksizin reddine, 27.1.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davaya müdahale ile ilgili olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenleme yapılmamış, Kanunun 31. maddesinde, diğer bazı hususlarla birlikte, 1086 sayılı HUMK’na atıf yapılması ve bu Kanunun kaldırılması sonucunda da yapılan atıfların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa atıf yapılmış sayılması nedeniyle anılan Kanundaki hükümler uygulanmaktadır.
1086 sayılı HUMK’nun 57. maddesinde, müdahilin iltihak ettiği tarafla birlikte hareket edeceği hükmü yer aldığından, müdahilin yanında davaya katıldığı taraftan bağımsız olarak herhangi bir usul işlemi yapamayacağı benimsenmiş iken; 6100 sayılı HMK’nda muadil madde olan 68. maddede, (ferî) müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunma vasıtalarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Müdahale, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan kişi yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla yapıldığına göre, müdahilin, kabul edildiği davada, yanında bulunduğu tarafın yararına ve dolayısıyla kendi yararına olabilecek her türlü iddiayı ileri sürebilmesi ve usul vasıtalarından da yararlanması zorunludur. Bu durum ise, aleyhine olmamak kaydıyla katıldığı taraftan bağımsız işlem yapabileceğinin kabulünü gerektirir. Aksinin benimsenmesi, yani müdahilin tek başına hareket edemeyeceği sonucuna varılması, müdahaleyi hem etkisiz, hem yararsız hâle getirecektir. 6100 sayılı Kanunun 68. maddesiyle getirilen değişiklik, gerekçesiyle birlikte değerlendirildiğinde, müdahilin iltihak ettiği taraftan bağımsız usul işlemleri yapabileceği, buna engelin, tarafın yararına aykırı olmamaktan ibaret bulunduğu neticesine ulaşılmaktadır.
Bu durumda, müdahilin, iltihak ettiği taraftan bağımsız olarak, onun yararına aykırılığı belirlenmeyen her türlü usul işlemi yapabileceği, bu meyanda, davalı İdarelerin kararın düzeltilmesi isteğinde bulunmamış olması hâlinde, tek başına bu istekte bulunabileceği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, müdahilin katıldığı tarafın aleyhine olan bir kararın düzeltilmesine yönelik olarak, taraftan bağımsız yönelttiği isteğinin incelenmesi gerektiği görüşüyle, karara karşıyım.