Danıştay Kararı 5. Daire 2015/6326 E. 2016/915 K. 24.02.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2015/6326 E.  ,  2016/915 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6326
Karar No : 2016/915

Temyiz İsteminde Bulunan (Taraflar) :
1- (Davacı)
Vekili :
2- (Davalı)
Vekili :
İsteğin Özeti : … 6. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacının Cevabının Özeti : Cevap verilmemiştir.
Davalı İdarenin Cevabının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … A.Ş.’nde görev yapmakta iken, özelleştirme sonucu davalı İdareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında, 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödemeler ile %2,32 enflasyon farkının isminin Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği tarihe kadar söz konusu ödemelere yapılan artışlarla birlikte göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 2.2.2012 günlü, 26174 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların, yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…6. İdare Mahkemesince verilen kararla; dava konusu işlemin, … tarihinden itibaren ödenen … TL ile … tarihinden itibaren ödenen … TL ek ödemelerin … tarihinden itibaren ödenmesi istemine ilişkin kısmının iptaline; tazminat isteminin iptal edilen kısma yönelik olarak kabulüyle, ek ödemelerin, 15.12.2011 tarihinden itibaren hesaplanarak, davacının İdareye başvurduğu 24.1.2012 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine; davanın, 2006 yılının ikinci altı aylık dilimini kapsayan %2,32 enflasyon farkının 15.12.2011 tarihinden itibaren ödenmesi istemine ilişkin kısmı ile bu kısma ilişkin tazminat istemi yönünden esastan; 15.12.2011 tarihinden önceki döneme ilişkin fark ve ek ödemelere ilişkin kısmı yönünden ise süre aşımı nedeniyle reddine hükmedilmiştir.
Davacı, dava konusu istemin, isminin Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği tarihteki ek ödeme tutarları olmasına rağmen, Mahkemece hüküm fıkrasında …-TL tutarındaki ek ödeme şeklinde belirleme yapıldığı; başvuru ve dava dilekçesinde böyle bir taleplerinin söz konusu olmadığını ileri sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davalı İdare ise, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının aleyhine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 4.1.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacının, önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında, 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödemeler ile %2,32 enflasyon farkının isminin Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği tarihe kadar yapılan artışlarla birlikte göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istediği; İdare Mahkemesi tarafından da dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların kısmen ödenmesine hükmedilmesine rağmen, parasal hak isteminin … olacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
31.3.2006 tarihli ve 26125 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5473 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen Ek 3. maddenin birinci fıkrasında maddede belirtilen kamu personeline; “1.1.2006 – 30.6.2006 tarihleri arasında 950 gösterge rakamının, 1.7.2006 tarihinden itibaren ise 1850 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ek ödeme yapılacağı.”; dördüncü fıkrasında; “Birinci fıkraya göre yapılacak ödemenin, bu maddenin yürürlük tarihinden önce hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için sahsa bağlı haklardan sayılmayacağı, ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından önceki kadro veya pozisyonun ücretinin arttırılması sonucunu doğurmayacağı, bu ödemenin, fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel hakkında, yukarıdaki hükümler esas alınarak ilgililerin yeni kadrolarına ilişkin malî haklarının belirlenmesinde fark tazminatı hesabında dikkate alınmak suretiyle uygulanacağı,”; yedinci fıkrasında ise; “Kadro karşılıği sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele, birinci fıkrada belirlenen tutarı aşmamak üzere ve bu madde hükümleri çerçevesinde, statüleri ve kurumları dikkate alınarak ödeme yapıp yapmamaya, sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak ek ödeme tutarını belirlemeye, ücretleri Yüksek Planlama Kurulu tarafından belirlenenler için bu Kurul’un, diğerleri için Bakanlar Kurulu’nun yetkili olduğu” hükme bağlanmıştır.
Yüksek Planlama Kurulunun 8.5.2006 tarih ve 2006/T-17 sayılı kararıyla, bu madde çerçevesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında çalışan sözleşmeli ve kapsamdışı personele, her ay 1.1.2006 – 30.6.2006 tarihlerinde 40 TL; 1.7.2006 tarihinden itibaren ise 80 TL ek ödeme yapılması öngörülmüş; 10.11.2006 tarih ve 2006/T-32 sayılı, 31.7.2007 tarih ve 2007/T-17 sayılı, 26.9.2008 tarih ve 2008/T-16 sayılı, 5.6.2009 tarih ve 2009/T-12 sayılı, 21.7.2010 tarih ve 2010/T-28 sayılı kararlar ile ek ödemenin oran ve miktarları güncellenip değiştirilmiş; 2.11.2011 tarih ve 28103 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 12. maddesinin (m) bendiyle, 14.1.2012 tarihinden geçerli olmak üzere, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan; Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki 4046 sayılı Yasanın 22. maddesinin beşinci fıkrasında, “Bu madde hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli personel ile iş kanunlarına tabi personele, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak, bildirim tarihi itibarıyla almakta oldukları sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır); nakledildiği kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak ….. yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir.” hükmü yer almışken; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 29. maddesinin birinci fıkrasında Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda, Türk Telekomda çeşitli statülerde çalışmakta olanların, 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle, Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilecekleri; üçüncü fıkrasında sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak, Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağı hükmü yer almıştır.
Böylece, 4046 sayılı Yasanın 22. maddesiyle, nakle tabi personelin, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarih itibarıyla “fiilen” almakta oldukları net parasal hakları yeni görevlerinin net parasal haklarıyla karşılaştırılarak, varsa aradaki farkın ödenmesi öngörülmüşken, 406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinde Türk Telekom personeli için bu konuda farklı bir uygulama benimsenmiştir.
2.7.2004 tarihli, 25510 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5189 sayılı Yasa ile Türk Telekom personelinin parasal haklarının tesbitine Türk Telekom Yönetim Kurulu yetkili kılındığından, 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesiyle başka kurumlara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek personelin, 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince (sözleşmeli personel ile kapsamdışı personel için) eski görevleriyle yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında, yönetim kurulunca bu personelin diğer kamu personeline göre yüksek tutarlara çıkarılmış parasal hakları yerine, 15.4.2004 tarihi itibarıyla aldıkları ücretlerine 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar uygulanmış tutarının esas alınması öngörülmüş olup, bu düzenlemeyle, Türk Telekomda çalışmaktayken özelleştirme nedeniyle başka kurumlara atananların ücretleriyle, aynı unvanlarla özelleştirme kapsamındaki başka kurumlarda görev yapmaktayken naklen atananların parasal hakları arasında eşitlik sağlanması amaçlanmıştır.
Buna göre; diğer kurumlarda görev yaparken nakledilenlerin, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihte hak ettikleri net parasal hakları ile bunların yeni kurumlarındaki parasal hakları arasındaki fark ödenmekteyken, Türk Telekom personelinin, 15.4.2004 tarihinde aynı unvan için aldıkları ücrete, 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar eklenerek bulunan tutarla, bunların yeni kurumlarındaki parasal hakları arasındaki fark ödenecektir.
Bu durumda; 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesinin üçüncü fıkrasındaki kural, Türk Telekom personelinin ücretlerinin hesaplanması için, farklı bir hesaplama yöntemi olarak özel bir hüküm şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Özelleştirme kapsamındaki diğer kurumların personelinden farklı olarak, T. Telekom personelinin 22. maddeye esas ücretlerinin belirlenmesi için, 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlara gönderme yapılması, Türk Telekom personeline özgü bir yöntem oluşturmayı amaçladığından, 5473 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen Ek 3. maddesinin dördüncü fıkrasının, “ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından, dava konusu ek ödemenin ilgililerin önceki kadro veya pozisyonlarının ücretinin artırılması sonucunu doğurmayacağı” yolundaki kuralının olayda uygulanma olanağı yoktur.
Esasen; dördüncü fıkranın söz konusu hükmü, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiş olan personelin, eski görevlerinin parasal haklarının net tutarlarının yeniden belirlenmesi yolundaki talepleri önlemeye yönelik olarak getirildiğinden, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bildirilen personelin eski kurumlarındaki parasal haklarının belirlenmesinde, dava konusu ek ödemenin göz önüne alınmasına engel oluşturmamaktadır.
4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak, Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde, kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın, dikkate alınacağı düzenlenmektedir.
Bu durumda; 4.1.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı hakkındaki iptal kararının uygulanması, yukarıda yer verilen mevzuattaki düzenleme çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği tarihteki güncel miktarın ödemeye esas alınması suretiyle olacağı cihetle, hüküm fıkrasının, parasal hak istemi yönünden 40 TL + 40 TL olacak şekilde kurulması suretiyle İdare Mahkemesince verilen kararda, sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz isteminin reddiyle, … 6. İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibarıyla hukuka uygun bulunan … günlü, E… sayılı kararın, yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan taraflar üzerinde bırakılmasına, 24.2.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, ilgilinin maaşının unsurları ve miktarı yönünden yapılan ilk belirleme işleminden kaynaklanmakta olup, bu işlemden doğan zararın karşılanması istemiyle birlikte açılmış iptal ve tazminat davasıdır. Bu sebeple de, dava açma süresinin İYUK.’nun 12., 7. ve 11. maddeleri esas alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, davanın açıldığı tarihten önceki son birkaç aylık maaş ödemeleri davacının ödenecek maaşının ilk kez belirlenmesinden bağımsız işlemler olmadığından, davacının bu hususta ilk ödemenin yapıldığı, ya da maaş hesaplama unsurlarında bir değişiklik olmuşsa, buna göre ilk ödemenin yapıldığı tarihte başlayan süre içinde dava açmadığı anlaşılmaktadır. 24.1.2012 tarihli başvurusu ise 11. maddede belirlenen süre içinde olmadığından dava süresini etkilememektedir.
Uyuşmazlıkta, anılan 12. maddedeki işlemin icrasından doğan tam yargı davası ile ilgili süre başlangıcı hükmünün uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davanın tümüyle süre aşımı yönünden reddi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının, iptal-kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.