Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2015/4220 E. , 2015/9050 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4220
Karar No : 2015/9050
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, … ili, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bünyesinde memur olarak görev yapan davacının, … ili, … ilçesi … İlkokulu’nda öğretmen olarak görev yapan eşinin bulunduğu … Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü emrine atanma talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 28.11.2014 gün ve 16127 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin kararıyla; davalı idarece davacının hizmetine hangi yönüyle ihtiyaç duyulduğunun somut olarak ortaya konulmamış olması karşısında, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptale hükmedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde “davanın ihbarı” konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine yollama yapılmış; 6100 sayılı Kanunun 61. maddesinin birinci fıkrasında; taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 63. maddesinde ise; dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği kurala bağlanmış; 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin birinci fıkrasına 18.6.1994 günlü, 4001 sayılı Yasanın 14. maddesiyle “Ancak davanın ihbarı ve bilirkişinin seçimi Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılır.” yolundaki hüküm eklenmiş bulunmaktadır. Bu hükmün, bir usul kuralını içermesi nedeniyle bakılan davada da göz önünde tutulması gerekeceği açıktır.
Anılan maddenin düzenleniş biçimi karşısında; Danıştay, mahkeme veya hâkimin re’sen ihbara gerek görmediği, buna karşılık taraflardan birinin yöntemine uygun biçimde vereceği dilekçe ile davanın ihbarını istediği takdirde, davaya bakmakta olan mahkemenin, bu istemi değerlendirmesi ve buna ilişkin yasal süreci işleterek bir karar vermesi gerekeceğini vurgulamak gerekir.
Bu durumda, davalı idarenin; 9.3.2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren cevap dilekçesinde davanın, Milli Eğitim Bakanlığına ihbarını içeren talebinin, İdare Mahkemesince yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmesi ve buna dair tebligat tamamlandıktan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan doğrudan esas hakkında karar verilmiş olmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.