Danıştay Kararı 5. Daire 2015/3982 E. 2016/151 K. 21.01.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2015/3982 E.  ,  2016/151 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3982
Karar No : 2016/151

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İsteğin Özeti : Türk Telekom A.Ş.’nde görev yapmakta iken 2006 yılında Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve özelleştirme sonucu davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddeleri gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli, 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemeler, %2,32’lik enflasyon farkı ve 2006 yılı Temmuz ayında kamu görevlilerine yapılan %2,5 oranındaki artışın göz önüne alınması yolundaki 27.5.2009 günlü başvurusunun reddine ilişkin 17.6.2009 günlü, 9196 sayılı işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açtığı davada; davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda … 9. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 5.4.2013 günlü, E:2010/5292; K:2013/2743 sayılı kararına uyularak, dava konusu işlemin, 1.1.2006 tarihinden itibaren verilmesi öngörülen 40-TL zamma ilişkin kısmının iptali, 1.7.2006 tarihinden itibaren verilen 80-TL zam ile 1.7.2006 tarihinden geçerli olmak üzere mevcut ücretlerde 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile getirilen %2,32 oranındaki ek ödemeye ilişkin kısmı yönünden davanın reddi, tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının davalı idareye başvuru tarihi olan 27.5.2009 tarihinden geriye doğru 60’ıncı günün tekabül ettiği tarihten itibaren hesaplanacak tutarın başvuru tarihinden itibaren, başvuru tarihinden sonraki dönemlerde davacıya ödenmeyen tutarların ise ödenmesi gereken dönemden ödeme tarihine kadar hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda … 9. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. … 9. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 21.1.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, ilgilinin maaşının unsurları ve miktarı yönünden yapılan ilk belirleme işleminden kaynaklanmakta olup bu işlemden doğan zararın karşılanması istemiyle birlikte açılmış iptal ve tazminat davasıdır. Bu sebeple de, dava açma süresinin İYUK.’nun 12., 7. ve 11. maddeleri esas alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, davanın açıldığı tarihten önceki son bir-kaç aylık maaş ödemeleri davacının ödenecek maaşının ilk kez belirlenmesinden bağımsız işlemler olmadığından, davacının bu hususta ilk ödemenin yapıldığı, ya da maaş hesaplama unsurlarında bir değişiklik olmuşsa, buna göre ilk ödemenin yapıldığı tarihte başlayan süre içinde dava açmadığı anlaşılmaktadır. 27.5.2009 tarihli başvurusu ise 11. maddede belirlenen süre içinde olmadığından dava süresini etkilememektedir.
Uyuşmazlıkta, anılan 12. maddedeki işlemin icrasından doğan tam yargı davası ile ilgili süre başlangıcı hükmünün uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.