Danıştay Kararı 5. Daire 2015/3095 E. 2015/8208 K. 21.10.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2015/3095 E.  ,  2015/8208 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3095
Karar No : 2015/8208

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Karşı Taraf(Davacı) :
İsteğin Özeti : …. 1. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, …. Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda görev yapan davacının, … Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin 22.09.1997 günlü işlemden kaynaklanan yolluğun ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 08.06.2006 günlü, 91929 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. 1. İdare Mahkemesince, Danıştay Beşinci Dairesinin 12.04.2012 günlü, E:2011/7208; K:2012/1920 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … günlü, E:… sayılı kararla; davacının, … Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda geçici görevlendirmesine ilişkin 22.09.1997 günlü, 5978 sayılı işlemin “kendi iradesi ve yazılı beyanı” doğrultusunda yapıldığı hususu gözönünde bulundurulduğunda, 22.09.1997 günlü, 5978 sayılı geçici görevlendirme işleminin yolluksuz kısmına karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesi uyarınca 60 gün içerisinde doğrudan veya anılan Kanunun 11. maddesinde öngörülen süreler dikkate alınmak suretiyle İdareye başvurduktan sonra dava açılması gerekirken, başvuru ve dava süresi geçirildikten sonra yapılan başvurunun reddine ilişkin 08.06.2006 günlü, 91929 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine hükmedilmiştir.
Davalı İdare, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesine karşın, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını istemektedir.
02.11.2011 günlü, 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde, İdarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların İdareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden, İdareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan hükümde bahsi geçen “ilgili mevzuat”tan da, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile söz konusu Kanun’un 168. maddesinde değinilen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ni anlamak gerekeceğinden ve Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı hükme bağlandığından, anılan 659 sayılı KHK’nin yürürlüğe girmesinden önce tekemmül etmiş olsa dahi, avukatlık vekâlet ücretine hükmedilip edilmeyeceği hususunda hükmün verildiği tarihteki hukuki durumun esas alınması gerektiği açıktır.
Diğer taraftan, 2577 sayılı Yasa’nın 31. maddesinin gönderme yaptığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde; yargılama giderlerinin, davayı kaybeden tarafa yükleneceği; 330. maddesinde vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği; 323. maddesinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.
31.12.2014 günlü, 29222 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve bu günden itibaren karar verilen davalarda uygulanacak olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesinde, tarifelerde yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu, 3. maddesinde de, yargı yerlerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, tarifelerde yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı; bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi ve niteliği ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı kuralı getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın, davalı İdare adına hukuk müşaviri tarafından takip edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkeme tarafından davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğine göre, davayı hukuk müşaviri aracılığıyla takip eden davalı İdare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesinin yukarıda anılan hükmüne uyarlık bulunmadığından, kararda bu yönden hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle, … 1. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…. sayılı kararın, davalı İdare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 21.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.