Danıştay Kararı 5. Daire 2015/1031 E. 2015/7859 K. 13.10.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2015/1031 E.  ,  2015/7859 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/1031
Karar No : 2015/7859

Karşı Taraf(Davacı) :
Vekili :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …; K: … sayılı kararın; yargılama giderleri ve avukatlık ücretine ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının yargılama giderleri ile avukatlık ücretine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … A.Ş.’nde görev yapmakta iken özelleştirme sonucu davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödeme ile 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren %2,32 enflasyon farkının göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 8.4.2010 günlü, 869 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; Danıştay Beşinci Dairesinin 10.6.2014 tarih ve E:2011/2540; 2014/5042 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, 5473 sayılı Yasa ile getirilen ek ödemenin 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi karşısında bu ödemenin 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kısmının “15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerinin parasal haklarına yapılan artışlar” kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren %2,32 enflasyon farkının, davacının 15.1.2006 tarihi itibarıyla belirlenen ücretinin hesaplanmasında dikkate alınmasına ise olanak bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının bu yöndeki isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 72,65 TL yargılama giderinin haklılık oranında 27 TL’sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine (45,65 TL yargılama gideri davacı üzerinde bırakılmıştır.), Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750 TL avukatlık ücretinin taraflarca karşılıklı olarak birbirine ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı İdare, İdare Mahkemesi kararında, davacı lehine ikinci kez avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini ileri sürerek, kararın bu kısımlarının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
1136 sayılı “Avukatlık Kanunu”nun 164. maddesinin 1. fıkrasında, Avukatlık ücretinin avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği hükme bağlanmış, aynı Kanunun 168. maddesinin son fıkrasında da; Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı hükmü yer almıştır. Diğer taraftan, Mahkemece karar verildiği tarihte yürürlükte olan ve 28.12.2013 tarih ve 28865 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Uygulanacak Tarife” başlıklı 20. Maddesinde de, Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifeni esas alınacağı kuralına yer verilerek 1136 sayılı Avukatlık Kanununa paralel düzenleme getirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlıklı 326. maddesinin 1. fıkrasında, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.”, kuralına yer verilmiştir.
Olayda; … A.Ş.’nde görev yapmakta iken özelleştirme sonucu 23.2.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödeme ile 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren %2,32 enflasyon farkının göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 8.4.2010 günlü, 869 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle … İdare Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada; anılan Mahkemenin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline, davacının İdareye başvurduğu 1.4.2010 tarihinden geriye doğru 60. günden sonraya ilişkin tazminat isteminin kabulü ile hesaplanacak tutarın yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davanın anılan tarihten önceye ilişkin tazminat istemine yönelik kısmının süre yönünden reddine karar verilmiş, anılan Kararın davalı İdare tarafından temyizi üzerine, Danıştay Beşinci Dairesinin 10.6.2014 tarih ve E:2011/2540; K:2014/5042 sayılı kararıyla, davanın süresinde olan kısmından sonraki eksik ödemeler yönünden işlemin 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 40 TL ek ödemeye yönelik kısmının iptali ile tazminat isteminin kabulüne karar verilmesine ilişkin kısmının gerekçe değiştirerek onanmasına; 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren %2,32 ‘lik enflasyon farkı yönünden dava konusu işlemin iptali ile tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği, İdare Mahkemesince anılan bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesine karşın, davacı lehine yeniden yargılama gideri ile avukatlık ücretine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, aynı karar nedeniyle iki kez yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …; K: … sayılı kararın; yargılama giderlerine ilişkin kısmı ile avukatlık ücretine yönelik kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.