Danıştay Kararı 5. Daire 2014/5443 E. 2015/10429 K. 15.12.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2014/5443 E.  ,  2015/10429 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/5443
Karar No : 2015/10429

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf(Davacı) :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:…sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nda memur olarak görev yapan davacının, 2013 yılı Dikey Geçiş Sınavı ile…. Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümünü kazandığından bahisle, … Üniversitesi’ne atanmasına muvafakat verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin davalı ‘nün 22.10.2013 gün ve 22335 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:….; K:… sayılı kararla; davalı İdarece personel ihtiyacı gerekçe gösterilerek davacıya muvafakat verilmemiş ise de; çalışma hak ve hürriyeti ile kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereğince, kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek olduğu ve eğitim durumları ve kariyerleri itibariyle hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde istihdam edilmeleri kamu yararına daha uygun düşeceği; İki yıllık(ön lisans) Seramik bölümü mezunu olan ve 2013 yılı Dikey Geçiş Sınavı ile mezun olduğu önlisans programının üst öğrenimi niteliğinde olduğu kabul edilen … Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümünü kazanan, tahsili ve mesleki kariyeri doğrultusunda şu an görev yaptığı memur kadrosundan daha üst görevlerde çalışma imkanı bulacak olan davacının, öğrenimini rahatça sürdürebileceği …bünyesinde çalışması kamu yararına daha uygun iken, atanmasına salt personel ihtiyacı nedeniyle muvafakat verilmemesi suretiyle Kanunla İdareye tanınan takdir yetkisinin yukarıda belirtilen ilkelere aykırı biçimde kullanıldığı; dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı İdare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri” başlıklı 74. maddesinin 1. fıkrasında, memurların bu Kanun’a tabi kurumlar arasında kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakillerinin mümkün olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan Yasa kuralı ile, memurların kurumlar arası nakil suretiyle atanmaları için her iki İdarenin ortak iradesi zorunlu kılınmıştır. Memurların, gerek bulundukları sınıftan, gerekse öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan bir kadroya kurumlar arası nakil suretiyle atanmaları konusunda İdarelere tanınmış olan takdir yetkisinin, kadro ve ihtiyaç durumu ile personelin nitelikleri gözetilerek kullanılacağı açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nda memur olarak görev yapan davacının, iki yıllık(ön lisans) Seramik bölümü mezunu olduğu, 2013 yılı Dikey Geçiş Sınavı ile … Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümünü kazandığı, bunun üzerine … Üniversitesi’ne naklen atanma talebinde bulunduğu, … Üniversitesi tarafından da davacının atamasının yapılabilmesi için davalı İdareye muvafakat talebinde bulunulduğu, davalı İdarece anılan talebin personel ihtiyacı bulunduğundan bahisle reddedildiği, bakılan davanın da bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi kararında, Anayasada yer alan hüküm çerçevesinde kimsenin eğitim hakkından mahrum kalmaması gerektiği hususuna yer verilmiş ise de; ilgilinin kamu görevlisi olmasının kendisine sağladığı bir takım ayrıcalık ve avantajların yanı sıra, bazı külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmayı da gerektirmektedir. Kamu görevine kendi isteği ile giren kişi, bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup, kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu sınırlamaları zorunlu kılmaktadır.
Eğitim hakkının korunması gerekçesiyle İdareden, atamaya ilişkin bütün işlemlerde personelin eğitim mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesi, İdarenin üstlendiği kamu hizmetinin yürütülmesini imkansız hale getirebilecektir.
Anayasa ile güvence altına eğitim hakkının kapsamının, kamu görevlisinin devam etmek istediği bir eğitim programının, atanma veya atanmama taleplerinde mazeret olarak dikkate alınması ve atanma talebinin eğitim özrü doğrultusunda yerine getirilmesi gibi pozitif yükümlülükleri içerecek kadar geniş olduğu sonucuna ulaşılması mümkün değildir.
Nitekim, eğitim özrü nedeniyle kurumlar arası atama talebine ilgili İdarece muvafakat verilmemesi ve buna ilişkin davanın reddedilmesi üzerine, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen 20/02/2014 günlü, 2012/606 Başvuru sayılı kararda da bu görüş benimsenmiştir.
Bu durumda, davacının öğrenim özrü nedeniyle … Üniversitesi’ne atanması için muvafakat verilmesi isteminin reddine dair işlemde hukuka aykırılık, anılan işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 15/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği gerekçesiyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.