Danıştay Kararı 5. Daire 2014/5300 E. 2015/8958 K. 12.11.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2014/5300 E.  ,  2015/8958 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/5300
Karar No : 2015/8958

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; …İlçe Hastanesinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, 2013 yılı Şubat ayından itibaren acil serviste görevlendirilen doktor listesinden çıkarılması istemiyle yaptığı 18/02/2013 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararla; davacı tarafından, aile hekimlerine nöbet tutturulmamasının esas olduğu ileri sürülmekle birlikte mevzuat hükümleri ile entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerin düzenleme dışında tutulduğu ve davacıya verilen nöbet görevinin, entegre sağlık hizmeti sunan Hacıbektaş İlçe Hastanesinde yürütülmek üzere verildiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu iddiaya itibar edilemeyeceği gibi, entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde çalışan hekimler ve aile hekimlerine münavebeli olarak nöbet yazılabileceğine yönelik kural ile aile hekimlerinin de nöbet görevine dahil edilmesiyle acil sağlık hizmetlerinin ancak karşılanabildiği ve ihtiyaca binaen nöbet görevinin davacıya yazıldığı dikkate alındığında, toplumsal yararla bireysel çıkarın çatışması durumunda, adil bir dengenin sağlanması gerektiğinden, olayda davalı İdarenin de sağlık kamu hizmetini etkili ve verimli bir biçimde kullanabilmek için bu dengenin sağlanmasında yetkisini kamu yararını ve hizmet gereklerini gözeterek ölçülü kullandığı sonucuna ulaşılmış olup, tesis olunan dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 2. maddesinde “aile hekimi”, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabip şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan Kanunun 8. maddesinde de aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esaslarının; çalışılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralamasının; aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin puanlama sistemi ve sayılarının; aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fizikî ve teknik şartların; meslek ilkelerinin; iş tanımlarının; performans ve hizmet kalite standartlarının; hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şekli ve içeriğinin, kayıtların tutulması ile çalışma ve denetime ilişkin usul ve esasların, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneği hükmüne yer verilmiştir.
25.01.2013 gün ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 4. maddesinde, aile hekimlerinin görev ve sorumlulukları sayma yoluyla sıralanmış; “Çalışma Saatleri” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında ‘Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tam gün esasına göre çalışırlar.’; 3. fıkrasında ‘Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları deprem, sel felaketi ve salgın gibi olağanüstü durumlarda çalışma saatlerine bağlı kalınmaksızın çalıştırılabilirler.’; 4. fıkrasında ‘Entegre sağlık hizmeti sunulan merkezler dışında, hastanelerde aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına nöbet tutturulmaması esastır. Ancak 657 sayılı Kanunun ek 33. maddesinde belirtilen yerlerde ihtiyaç ve zaruret hâsıl olduğunda, haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına nöbet görevi verilebilir.’ düzenlemelerine yer verilmiş; 10. maddesinin 5. fıkrasında, adli tıp kurumunun doğrudan hizmet vermediği ve hastane bulunan yerlerde yerinde otopsi dışındaki adli tıp hizmetlerinin hastaneler tarafından verileceği, yerinde otopsinin mesai saatleri içerisinde toplum sağlığı merkezi hekimlerince yapılacağı, hastane bulunmayan ilçe merkezleri ve entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezlerde, acil sağlık hizmetleri ile yerinde otopsi hizmeti dışındaki adlî tabiplik hizmetlerinin, mesai saatleri içinde aile hekimleri; mesai saatleri dışında ve resmi tatil günlerinde ise, ilçe merkezindeki, toplum sağlığı merkezi hekimleri, entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde çalışan hekimler ve aile hekimlerinin toplamı dikkate alınarak, icap veya aktif nöbet uygulamaları şeklinde yürütüleceği belirtildikten sonra, aynı fıkranın (a) bendinde, hastane bulunmayan ilçe merkezlerindeki adli tıbbi hizmetleri ile acil sağlık hizmetlerinin, mesai saatleri dışında ilçedeki toplum sağlığı merkezi hekimleri ve aile hekimlerince icap veya aktif nöbet şeklinde, ilçe merkezindeki toplam hekim sayısı altı veya daha az ise icap; altıdan fazla ise aktif nöbet şeklinde yürütüleceği kurala bağlanmış, ancak söz konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununda, farklı bir statüde görev yapan aile hekimlerine, Kanunda çerçevesi çizilip tarifi yapılan ve imzalanan sözleşmelerle de sınırları belirtilen görevleri dışında başka görevler verilmesini olanaklı kılan yasal bir hükme yer verilmemiştir.
…nca kurulan ve … İlçe Devlet Hastanesinde görev yapan aile hekimi davacıya, hafta içi ve hafta sonlarında acil nöbet tutma zorunluluğu getiren işlem, yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin değinilen hükümlerine dayandırılmakta ise de; 5258 sayılı Kanunda belirtilen görevler dışında, aile hekimlerine görev verilmesini mümkün kılan bir kural bulunmadığından, anılan Yönetmeliğe dayalı olarak kurulan dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.