Danıştay Kararı 5. Daire 2013/8353 E. – K. 11.10.2013 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2013/8353 E.  ,  / K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/8353
Karar No : 2015/8753

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) : –
Vekili : Av.

İsteğin Özeti : … 2. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … İl Sosyal Hizmetler Müdürü olarak görev yapan davacının, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca araştırmacı kadrosuna atanması işlemi ile …Yetiştirme Yurdu Kuruluş Müdürü …’ın İl Müdürü kadrosuna ait görevleri yürütmek üzere vekaleten görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…2. İdare Mahkemesince verilen …günlü, … sayılı kararla; 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ‘nın teşkilat ve görevlerinin tekrar düzenlenmiş olması ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamede il müdürü olarak görev yapan personelin, KHK’nın yürürlüğe girdiği tarihte araştırmacı kadrosuna atanmış sayılacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında, davacının araştırmacı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı; …Yetiştirme Yurdu Kuruluş Müdürü …’ın 28.12.2011 tarihli Bakan oluru ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü kadrosuna ait görevleri yürütmek üzere vekâleten görevlendirildiği; vekâleten görevlendirmenin hizmet gereği yapılan geçici bir uygulama olduğu ve hukuki statü bakımından boş olan bir kadro üzerinde, İdarenin tasarrufta bulunabileceği; dava konusu vekâleten görevlendirme işleminde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, neden, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında sayılmış, “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” alt başlıklı 14. maddesinin, (3-d) işaretli bendinde; dava dilekçesinin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği belirtilmiş, 15. maddesinin, (1-b) işaretli bendinde ise; davaya konu edilen işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde bulunmaması durumunda davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
İdari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli işlemler, öğreti ve içtihatta idari makam ve mercilerin kamu gücüne dayanarak idare işlevine (idare hukuku alanına) ilişkin olarak yaptıkları ve ilgililer hakkında çeşitli hak ve/veya yükümlülükler doğurmak suretiyle hukuk düzeninde değişiklik yapan, başka bir anlatımla ilgililerin hukukunu etkileyen irade açıklamaları olarak tanımlanmaktadır.
08/06/2011 tarihli Resmi Gazete’nin 27958 mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren, 633 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Teşkilatlanma süreci” başlıklı Geçici 1 inci maddesinde, “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Kadının Statüsü, Aile ve Sosyal Araştırmalar, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlükleri, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte kapatılmıştır. Bu Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan 31/12/2011 tarihine kadar teşkilatlanmasını tamamlar. Bakanlığın teşkilatlanması tamamlanıncaya kadar; Bakanlık görevlerinin, bu Kanun Hükmünde Kararnameyle kapatılan Başkanlık ve genel müdürlüklerin ilgili birimleri ve mevcut personeli tarafından ilgili mevzuatına göre yürütülmesine devam edilir.” hükmü; “Teşkilatlanma süreci” başlıklı Geçici 3 üncü maddesinde ise, “f) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında İl Müdürü ve İl Müdür Yardımcısı, kadrolarında bulunanların görevleri, hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona erer. Bunlardan Döner Sermaye Merkez Müdürü, Müşavir, Şube Müdürü, Müdür, Özel Kalem Müdürü, İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı kadrolarında bulunanlar ekli (3) sayılı listede ihdas edilen araştırmacı kadrolarına; diğerleri ise aynı listede ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına, halen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılırlar. Bu fıkra ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri ile araştırmacı kadroları, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.” hükmü yer almış olup, anılan düzenleme uyarınca, davacının atanmış sayıldığı araştırmacı kadrosuna geçirilmesi üzerine, temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
Kanun Hükmünde Kararnameler, yürütme organının bir işlemi olmakla birlikte, fonksiyonel açıdan kanun niteliğini taşıyan hukuki düzenlemelerdir. Dolayısıyla idari işlemlere karşı açılan davaların çözümüyle görevli idari yargıda KHK hükümlerinin iptali için açılmış bir davanın incelenmesi hukuken olanaksızdır.
Davacı, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 3. maddesi uyarınca araştırmacı kadrosuna doğrudan atanmış sayılmış, KHK’de atama yapma konusunda yönetime herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma olanağı tanınmamıştır. Bu nedenle, kanun niteliğini taşıyan hukuki bir düzenleme ile yeni bir kadroya atanmış sayılan davacı hakkında, davalı Yönetimce kurulmuş yönetsel davaya konu olabilecek bir işlemin varlığından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Davacının araştırmacı kadrosuna atanmasına dair kurulmuş bir yönetsel işlem var olmadığı halde, kadro unvanının değişimi sonucunu doğurduğu öne sürülen işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın, incelenmeksizin reddi gerekirken, uyuşmazlığın esası yönünde değerlendirme yapılarak karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de; bu durum, sonucu bakımından hukuka uygun bulunan Mahkeme kararının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle, …2. İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan …günlü, … sayılı kararın; araştırmacı kadrosuna atanmasına ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına; diğer kısmının ise karar hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından onanmasına; temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.