Danıştay Kararı 5. Daire 2013/6531 E. 2016/680 K. 11.02.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2013/6531 E.  ,  2016/680 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/6531
Karar No : 2016/680

Temyiz İsteminde Bulunan (Taraflar) :
1- (Davacı) :
Vekili : Av.
2- (Davalı) :

İsteğin Özeti : Türk Telekom A.Ş.’nde görev yapmakta iken, özelleştirme sonucu davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödemelerin güncelleştirilmiş tutarının göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 27.8.2012 günlü, 19241 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle başvuru tarihinden geriye doğru yasal süre içerisinde yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada; nakle tabi personelin 406 sayılı Kanunun Ek 29. maddesi uyarınca Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadar kamu personelinin ücretlerinde yapılacak artışlardan yararlandırıldıkları, 30.9.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına nakle tabi personel olarak bildirilen ve 29.12.2010 tarihinde emrine atanan davacının 8.5.2006 günlü, 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile getirilen ve 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere verilen ek ödemelerin 1.1.2010 tarihli güncel miktarından faydalanması gerektiğinden; dava konusu işlemin iptali, 15.6.2012 tarihinden itibaren tazminat isteminin kabulü ile hesaplanacak tutarın yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda … 1. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın, dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Davacının Cevabının Özeti : Cevap verilmemiştir.
Davalı İdarenin Cevabının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Bakanlar Kurulunun 2006/10303 sayılı “406 Sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 29 uncu Maddesi ve 2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa Bağlı (E) İşaretli Cetvelin 64 üncü Sırasına Göre Yapılacak Ödemelere İlişkin Karar”ının, ”Türk Telekom Tarafından Personele Yapılacak Ödemeler” başlıklı 3. maddesinin ikinci fıkrasında, Hisse devir tarihi itibarıyla asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile kapsamdışı personel ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personelden aylıksız iznin bitiminden sonra Türk Telekomun tabi olduğu mevzuata ve 406 sayılı Kanunun Ek 29 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre akdedilen sözleşmeye göre çalışmaya devam edenlerden hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde iş sözleşmesi sona erip Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin, Türk Telekom hisselerinin devir tarihindeki kadro veya pozisyon unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve varsa aynı tarihteki bir aya isabet eden ikramiye tutarı dahil diğer mali haklarına, bu tarihten iş sözleşmelerinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılan artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle tespit edilecek tutarın, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihten yeni kurumlarında göreve başladıkları tarihi takip eden aybaşına kadar geçecek sürede yapılacak ücret olarak dikkate alınarak Türk Telekom tarafından ödeneceği; üçüncü fıkrasında ise, ikinci fıkrada belirtilen personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin her biri için yukarıda belirtildiği şekilde hesap edilecek tutarın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarının uygulanmasında esas alınmak üzere, ilgili personelin atandığı kamu kurum veya kuruluşuna Türk Telekom tarafından bildirileceği öngörülmüştür.
25.1.2011 tarihinde Türk Telekomdan ayrılan davacının, 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve varsa aynı tarihteki bir aya isabet eden ikramiye tutarı dahil diğer mali haklarına, bu tarihten iş sözleşmelerinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılan artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle tespit edilecek tutarı hak ettiği gerekçesiyle davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının 2010 yılında yapılan güncellemelerin davacının maaşına yansıtılmasına ilişkin kısmının onanması, 2011 yılında yapılan güncellemelerin de davacının maaşına yansıtılması gerektiğinden davanın bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. … 1. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına; temyiz giderlerinin istemde bulunan taraflar üzerinde bırakılmasına, 11.2.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, ilgilinin maaşının unsurları ve miktarı yönünden yapılan ilk belirleme işleminden kaynaklanmakta olup bu işlemden doğan zararın karşılanması istemiyle birlikte açılmış iptal ve tazminat davasıdır. Bu sebeple de, dava açma süresinin İYUK.’nun 12., 7. ve 11. maddeleri esas alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, davanın açıldığı tarihten önceki son bir-kaç aylık maaş ödemeleri davacının ödenecek maaşının ilk kez belirlenmesinden bağımsız işlemler olmadığından, davacının bu hususta ilk ödemenin yapıldığı, ya da maaş hesaplama unsurlarında bir değişiklik olmuşsa, buna göre ilk ödemenin yapıldığı tarihte başlayan süre içinde dava açmadığı anlaşılmaktadır. 13.8.2012 tarihli başvurusu ise 11. maddede belirlenen süre içinde olmadığından dava süresini etkilememektedir.
Uyuşmazlıkta, anılan 12. maddedeki işlemin icrasından doğan tam yargı davası ile ilgili süre başlangıcı hükmünün uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğinden, davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.