Danıştay Kararı 5. Daire 2013/6097 E. 2016/786 K. 17.02.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2013/6097 E.  ,  2016/786 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/6097
Karar No : 2016/786

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
İsteğin Özeti : … A.Ş.’de görev yapmakta iken, özelleştirme sonucu 27.3.2009 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek 27.5.2009 tarihinde davalı İdare emrine atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında, 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 ve 01.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödemeler ile %2,32 enflasyon farkının ilk hakediş tarihinden itibaren göz önünde bulundurulması istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davalı İdareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; 27.3.2009 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacının, maaşına 5473 sayılı Yasa uyarınca 01.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemelerin 2., 7. ve 11. maddeler uyarınca başvuru tarihinden geriye doğru 60 gün içinde kalan ilk uygulama tarihi olan 15.11.2010 tarihinden itibaren yansıtılması gerektiği, öte yandan, %2,32 TL enflasyon farkının ödenmesi isteminin ise, anılan maaş artışının davacının fark tazminatına esas ücreti belirlenirken dikkate alınmış olması nedeniyle reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; dava konusu işlemin 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemelerin 15.11.2010 tarihinden itibaren ödenmesi istemine ilişkin kısmının iptaline; 15.11.2010 tarihinden önceki döneme ilişkin kısmı yönünden ise süre aşımı nedeniyle reddine; tazminat isteminin, işlemin iptaline yönelik kısmının kabulüyle, 15.11.2010 tarihinden yoksun kalınan ek ödemelerin başvuru tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, anılan tarihten önceki tazminat isteminin reddine; dava konusu işlemin 2006 yılının ikinci altı aylık dönemini kapsayan %2,32 enflasyon farkının ödenmesi istemi ile bu kısma yönelik tazminat isteminin reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K: … sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …; K: … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına; temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 17.2.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, ilgilinin maaşının unsurları ve miktarı yönünden yapılan belirleme işleminden kaynaklanmakta olup bu işlemden doğan zararın karşılanması istemiyle birlikte açılmış iptal ve tazminat davasıdır. Bu sebeple de, dava açma süresinin İYUK’nun 12., 7. ve 11. maddeleri esas alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, davanın açıldığı tarihten önceki son birkaç aylık maaş ödemeleri davacının ödenecek maaşının ilk kez belirlenmesinden bağımsız işlemler olmadığından, davacının bu hususta ilk ödemenin yapıldığı, ya da maaş hesaplama unsurlarında bir değişiklik olmuşsa, buna göre ilk ödemenin yapıldığı tarihte başlayan süre içinde dava açmadığı anlaşılmaktadır. 12.1.2011 tarihli başvurusu ise İYUK.’nun 11. maddesinde belirlenen süre içinde olmadığından dava süresini etkilememektedir.
Bu nedenle davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen kısmının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyım.