Danıştay Kararı 5. Daire 2013/320 E. 2016/787 K. 17.02.2016 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2013/320 E.  ,  2016/787 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/320
Karar No : 2016/787

Temyiz Eden (Davalı) : Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü

Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekil : Av.

İsteğin Özeti : Türk Telekom A.Ş.’nde görev yapmakta iken özelleştirme sonucu davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Yasanın 22. ve 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Yasa uyarınca 8.5.2006 tarihli 2006/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 1.1.2006 ve 1.7.2006 tarihlerinden geçerli olmak üzere getirilen ek ödemeler ile %2,32 enflasyon farkının 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarındaki artışlarla beraber göz önüne alınması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 12.12.2011 günlü, 5169 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada; nakle tabi personelin 406 sayılı Kanunun Ek 29. maddesi uyarınca Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadar kamu personelinin ücretlerinde yapılacak artışlardan yararlandırıldıkları, 30.3.2007 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına nakle tabi personel olarak bildirilen davacının, davalı idarece 2006 yılı Yüksek Planlama Kurulu kararlarıyla belirlenen (01.01.2006 – 30.06.2006 arası dönem için 40,00-TL, 01.07.2006 sonrası için 80,00-TL (82,50-TL)) ek ödemeler, %2,32 oranındaki enflasyon farkı ile sözleşmesinin feshedildiği yılın 15 Ocak tarihi itibariyle geçerli olan 31.7.2007 gün 2007/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararında belirtilen ek ödemelerin davacının alması gereken fark tazminatına yansıtılarak başvurusunun kabulü gerekirken talebin bu kısmının reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiş, diğer taleplerin reddi yönünden ise işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali, davacının 01.01.2006-30.6.2006 tarihleri arasında alması gereken 40-TL ile 01.7.2006 tarihinden itibaren alması gereken 80-TL (82,50-TL) ek ödemelerden, %2,32 enflasyon farkı uygulamasından ve 31.7.2007 gün 2007/T-17 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararıyla düzenlenen ek ödemeden yararlandırılmaması nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda … 3. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. … 3. İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına; temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 17/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, ilgilinin maaşının unsurları ve miktarı yönünden yapılan ilk belirleme işleminden kaynaklanmakta olup bu işlemden doğan zararın karşılanması istemiyle birlikte açılmış iptal ve tazminat davasıdır. Bu sebeple de, dava açma süresinin İYUK.’nun 12., 7. ve 11. maddeleri esas alınarak hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, davanın açıldığı tarihten önceki son bir-kaç aylık maaş ödemeleri davacının ödenecek maaşının ilk kez belirlenmesinden bağımsız işlemler olmadığından, davacının bu hususta ilk ödemenin yapıldığı, ya da maaş hesaplama unsurlarında bir değişiklik olmuşsa, buna göre ilk ödemenin yapıldığı tarihte başlayan süre içinde dava açmadığı anlaşılmaktadır. 16.11.2011 tarihli başvurusu ise 11. maddede belirlenen süre içinde olmadığından dava süresini etkilememektedir.
Uyuşmazlıkta, anılan 12. maddedeki işlemin icrasından doğan tam yargı davası ile ilgili süre başlangıcı hükmünün uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.