Danıştay Kararı 5. Daire 2013/3051 E. 2015/8766 K. 09.11.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2013/3051 E.  ,  2015/8766 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/3051
Karar No : 2015/8766

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İsteğin Özeti : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, Türk Telekom Anonim Şirketinde iş mevzuatına tabi kapsam dışı personel olarak çalışmakta iken, kurumun özelleştirilmesi nedeniyle 14.4.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek, ,,,, Orman İşletme Müdürlüğü emrine memur olarak atanan davacı tarafından, maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapılan 12.10.2010 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; Danıştay Beşinci Dairesinin 28.3.2012 gün ve E.2011/8028; K: 2012/1599 sayılı bozma kararına uyulması suretiyle, 5473 sayılı Kanun ile getirilen ek ödemenin, davacının … Anonim Şirketinden ayrıldığı 21.8.2006’dan önce 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi; memurlar için öngörülen maaş artışlarının ve enflasyon farkı ödemesinin aynı yılın başından itibaren geçerli olması karşısında bu ödemelerin “iş sözleşmenin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerinin parasal haklarına yapılan artışlar” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan, davacının nakle esas son ücretinin hesabında, fiilen içinde bulunduğu kapsam dışı personel için öngörülen ikramiyenin esas alınmasının zorunlu olduğu, buna göre, davacının talep ettiği unsurların dikkate alınması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı İdare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde idari dava açma süresinin, kural olarak yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren altmış gün olduğuna işaret edilmiş; 11 inci maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiş; aynı Yasanın 10. maddesinde ise, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri kuralı getirilmiştir.
Yukarıya alıntısı yapılan Yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde:
2577 sayılı Yasanın yukarıda belirtilen 7. maddesi, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin kurulması durumunda, bu işlemin iptali talebiyle açılan davalarda dikkate alınacak genel dava açma süresini düzenlemekte; 11. maddesi, hakkında idari işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin “kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması” talebiyle yapabilecekleri başvuruların süresine ve başvuru halinde dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar getirmekte; Yasanın 10. maddesi ise, önceden idari bir işlem kurulmadığı durumlarda, idari bir işlem tesisi istemiyle idareye yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken kuralları belirlemektedir. Özet olarak, 11. maddede ilgili hakkında daha önce kurulmuş bir idari işlemin “kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi”nin istenmesi halinde dava süresinin ne şekilde hesaplanacağı düzenlenmişken, 10. madde uygulamasında, İdarece kurulmuş bir işlem mevcut değilken, ilgilinin hakkında idari işlem yapılması amacıyla idareye yaptığı başvuru üzerine tesis edilen olumsuz işleme karşı açılacak davanın süresinin ne şekilde hesaplanacağı açıklanmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Telekomünikasyon Anonim Şirketinde görev yapmakta iken, 4046 sayılı Yasa uyarınca 14.4.2006 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildikten sonra Antalya Manavgat Orman İşletme Müdürlüğüne atanarak 21.8.2006 tarihinde yeni görevine başladığı; daha sonra maaş nakil il muhaberi düzenlenirken; ilişik kesme tarihine kadar geçen dönemde devlet memurlarına yapılan zamların, 2006 yılında verilen enflasyon fark tutarının, denge tazminatının, kapsam içi skala ücreti yerine kapsam dışı ücreti üzerinden hesaplanacak ikramiye tutarının dikkate alınmadığından bahisle, maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle 12.10.2010 tarihinde yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline, yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle 12.1.2011 tarihinde temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, maaş nakil belgesinin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava açma süresinin hesaplanmasında 2577 sayılı Yasanın 10. maddesinin dikkate alınması mümkün olmayıp, aynı Yasanın 7 ve 11. maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Anılan Kurumda 21.8.2006 tarihinde göreve başlayan davacının, maaş nakil ilmuhaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle, atandıktan sonraki ilk uygulama işlemi olan 15.09.2006 tarihinden sonra 7 ve 11. maddeler göz önünde bulundurularak 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açması gerekirken, 12.1.2011 tarihinde açılan dava süresinde değildir.
Bu duruma göre; davanın süre aşımı yönünden reddi gerekirken, dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle, …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 40 TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davalı 9.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.