Danıştay Kararı 5. Daire 2012/7725 E. 2015/8767 K. 09.11.2015 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2012/7725 E.  ,  2015/8767 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/7725
Karar No : 2015/8767

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın; dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … A.Ş.’de görev yapmakta iken, özelleştirme sonucu 4.1.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek 22.3.2010 tarihinde Adana Bölge Müdürlüğü emrine atanan davacının, Yüksek Planlama Kurulu’nca 2010 yılındaki artışla “9.500 x 0,057383 x 100” = 545,13-TL ek ödeme belirlendiğinden ve söz konusu tutarın maaş ilmühaberine eklenmediğinden bahisle, anılan ek ödemenin maaşına eklenerek maaş bordrosunun düzenlenmesi ve eksik ödemelerin tarafına ödenmesi istemiyle 1.2.2011 tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile oluşan farkın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararıyla; davacının 1.2.2011 tarihinde idareye başvuruda bulunduğu, bu başvurunun 2.3.2011 tarihinde reddi üzerine 21.4.2011 tarihinde davanın açıldığı, buna göre, 2577 sayılı Yasanın 7,11 ve 12. maddeleri uyarınca, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere başvuru tarihinden geriye doğru altmış günlük süre içindeki parasal hakların ödemesi isteminin esasının incelenmesi gerektiğinden, dava tarihinden geriye doğru yüzyirmi günlük süreyi aşan ek ödeme isteminin süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı, süresinde olan ek ödemeler yönünden ise, 5473 sayılı Yasaya dayanılarak hazırlanan ve 28.7.2010 tarih ve 27665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 21.7.2010 tarih ve 2010/T-28 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararının 1.1.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine karşın davacının sözleşmesinin 2009 yılında sona erdiği dikkate alındığında, anılan ek ödemenin sözleşmenin sona erdiği 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar” kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olup, davacının 2010 yılında geçerli olan ek ödemeden yararlandırılması isteminin reddine ilişkin işlemde, hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; dava konusu işlemin, dava tarihinden geriye doğru yüzyirmi günlük süreyi aşan dönemde, davacıya ödenmeyen ek ödemenin ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle; dava tarihinden geriye doğru yüzyirmi günlük süreyi aşmayan dönemde davacıya ödenmeyen ek ödemelerin ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine hükmedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davacı tarafından, ileri sürülen hususlar, Mahkeme kararının, süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
31.3.2006 tarihli ve 26125 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5473 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen Ek 3. maddenin birinci fıkrasıyla, maddede belirtilen kamu personeline “1.1.2006 – 30.6.2006 tarihleri arasında 950 gösterge rakamının, 1.7.2006 tarihinden itibaren ise 1850 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ek ödeme yapılacağı, yedinci fıkrasında ise, Kadro karşılığı sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele birinci fıkrada belirlenen tutarı aşmamak üzere ve bu madde hükümleri çerçevesinde, statüleri ve kurumları dikkate alınarak ödeme yapıp yapmamaya, sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak ek ödeme tutarını belirlemeye, ücretleri Yüksek Planlama Kurulu tarafından belirlenenler için bu Kurul’un, diğerleri için Bakanlar Kurulu’nun yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Yüksek Planlama Kurulunun 8.5.2006 tarihli ve 2006/T-17 sayılı kararıyla bu madde çerçevesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında çalışan sözleşmeli ve kapsamdışı personele her ay 1.1.2006-30.6.2006 tarihlerinde 40.-TL, 1.7.2006 tarihinden itibaren ise 80.-TL ek ödeme yapılması öngörülmüştür.
Öte yandan Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki 4046 sayılı Yasanın 22. maddesinin beşinci fıkrasında “Bu madde hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli personel ile iş kanunlarına tabi personele, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihi itibarıyla almakta oldukları sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır); nakledildiği kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak ….. yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki Fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir.” hükmü yer almışken, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 29. maddesinin birinci fıkrasında Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda, Türk Telekomda çeşitli statülerde çalışmakta olanların 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilecekleri, üçüncü fıkrasında sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak, Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağı hükmü yer almıştır.
Böylece, 4046 sayılı Yasanın 22. maddesiyle, nakle tabi personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarih itibariyle “fiilen” almakta oldukları net parasal haklarının yeni görevlerinin net parasal haklarıyla karşılaştırılarak varsa aradaki farkın ödenmesi öngörülmüşken, 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesinde Türk Telekom personeli için bu konuda farklı bir uygulama benimsenmiştir.
2.7.2004 tarihli, 25510 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5189 sayılı Yasa ile Türk Telekom personelinin parasal haklarının tesbitine Türk Telekom Yönetim Kurulu yetkili kılındığından, 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesiyle başka kurumlara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek personelin 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince (sözleşmeli personel ile kapsamdışı personel için) eski görevleriyle yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında yönetim kurulunca bu personelin diğer kamu personeline göre yüksek tutarlara çıkarılmış parasal hakları yerine 15.4.2004 tarihi itibariyle aldıkları ücretlerine 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar uygulanmış tutarının esas alınması öngörülmüş olup bu düzenlemeyle Türk Telekomda çalışmaktayken özelleştirme nedeniyle başka kurumlara atananların ücretleriyle aynı unvanlarla özelleştirme kapsamındaki başka kurumlarda görev yapmaktayken naklen atananların parasal hakları arasında eşitlik sağlanması amaçlanmıştır.
Buna göre diğer kurumlarda görev yaparken nakledilenlerin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihte hak ettikleri net parasal hakları ile bunların yeni kurumlarındaki parasal hakları arasındaki fark ödenmekteyken, Türk Telekom personelinin 15.4.2004 tarihinde aynı unvan için aldıkları ücrete 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar eklenerek bulunan tutarla bunların yeni kurumlarındaki parasal hakları arasındaki fark ödenecektir.
Bu durumda 406 sayılı Yasanın Ek 29. maddesinin üçüncü fıkrasındaki kural, Türk Telekom personelinin ücretlerinin hesaplanması için farklı bir hesaplama yöntemi olarak özel bir hüküm şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Özelleştirme kapsamındaki diğer kurumların personelinden farklı olarak T. Telekom personelinin 22. maddeye esas ücretlerinin belirlenmesi için, 15.1.2006 tarihine kadar kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlara gönderme yapılması, Türk Telekom personeline özgü bir yöntem oluşturmayı amaçladığından, 5473 sayılı Yasanın 1. maddesiyle 375 sayılı KHK’ye eklenen Ek 3. maddesinin dördüncü fıkrasının “ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından dava konusu ek ödemenin ilgililerin önceki kadro veya pozisyonlarının ücretinin artırılması sonucunu doğurmayacağı” yolundaki kuralın olayda uygulanma olanağı yoktur.
Esasen dördüncü fıkranın söz konusu hükmü, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmiş olan personelin eski görevlerinin parasal haklarının net tutarlarının yeniden belirlenmesi yolundaki talepleri önlemeye yönelik olarak getirildiğinden ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bildirilen personelin eski kurumlarındaki parasal haklarının belirlenmesinde dava konusu ek ödemenin göz önüne alınmasına engel oluşturmamaktadır.
Bu durumda, davacının 4.1.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği gözönüne alındığında, 21.7.2010 tarih ve 2010/T-28 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararıyla belirlenen ve 1.1.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemeden yararlandırılması gerektiği açık olup; davacının bu yöndeki isteminin reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen reddi, kısmen kabulü ile; … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin, dava tarihinden geriye doğru yüzyirmi günlük süreyi aşan dönemde davacıya ödenmeyen ek ödemenin ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının, süre aşımı nedeniyle reddine yönelik bölümünün onanmasına; davacının isteminin kısmen kabulüyle, dava tarihinden geriye doğru yüzyirmi günlük süreyi aşmayan dönemde davacıya ödenmeyen ek ödemenin ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına; aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 9.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.