Danıştay Kararı 5. Daire 2012/5124 E. 2014/2469 K. 26.03.2014 T.

5. Daire         2012/5124 E.  ,  2014/2469 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2012/5124
Karar No: 2014/2469

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf :1- … 2- …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava; Sağlık Bakanlığı müşaviri olarak görev yapan davacının, başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınmasına ilişkin 12/11/2010 tarih ve 2010/752 sayılı müşterek kararnamenin davacıya ilişkin kısmının ve Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne eğitim uzmanı olarak atanmasına ilişkin 25/11/2010 tarih ve 20992 sayılı işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce, Bakanın kendisi ile doğrudan çalışacağı bakanlık müşavirlerini belirleme hususunda takdir yetkisi bulunduğu, idarenin bu takdir yetkisini hangi yönde kullanacağı hususunda Mahkeme kararı ile zorlanamayacağı, bu sebeple davacının bakanlık müşavirliğinden alınmasına ilişkin müşterek kararnamede hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, davacının bakanlık müşaviri olarak atanmadan önce de (25.10.2004-25.11.2004) Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’nde … olarak görev yaptığı, bu nedenle tekrar eğitim uzmanı olarak atanmasına ilişkin işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri öngörülmüştür.
Anılan maddeyle idarelere kamu görevlilerinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olup, bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Aynı Kanun’un 59. maddesinde sayılan istisnai memurluklar arasında yer alan Bakanlık Müşavirliğine, bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile atanabileceği anılan maddenin birinci fıkrasında kurala bağlanmış olup, ikinci fıkrada da; birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadroların emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarda herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmayacağı, bu görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemlerinin yürümekte devam edeceği hükmü yer almıştır.
Bu hükümle yasa koyucu, istisnai memuriyetlere atama konusunda idareye takdir yetkisi tanımış ise de, bu memuriyetlerde bulunan kişinin görevden alınması konusunda idarenin mutlak bir takdir yetkisinin bulunmadığını, bu konuda kurulacak işlemlerinde diğerleri gibi yetki, şekil, konu, sebep ve amaç yönlerinden yargı denetimine tabi olduğunu vurgulamak gerekir.
Dosyanın incelenmesinden; 16/09/1991 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen olarak memuriyete başlayan davacının, 24/02/2003 tarihinde geçici görevle Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde daire başkanı olarak görevlendirildiği, 25/10/2004 tarihine kadar bu görevi yürüttükten sonra Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne eğitim uzmanı olarak atanmasının ardından 25/11/2004 tarihinde Sağlık Bakanlığı müşavirliği görevine getirildiği, dava konusu edilen 12/11/2010 tarih ve 2010/752 sayılı müşterek kararname ile bu görevinden alınarak 25/11/2010 günlü, 20992 sayılı işlemle aynı Bakanlığın Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne eğitim uzmanı olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Davacının, 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22. maddesi uyarınca, Bakanlığın görev alanına giren ve özel önem ve öncelik taşıyan konularda Bakana yardımcı olmak üzere 2010 yılında bakanlık müşavirliğine atanmış bulunması, görev süresi içerisinde başarısız ya da yetersiz olduğunu veya bakanlık müşavirliği görevini mevzuat çerçevesinde yapamadığını gösterecek nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulamamış olması karşısında, somut bir sebep gösterilmeden, salt takdir yetkisine dayanılarak bakanlık müşavirliği görevinden alınmasına ilişkin müşterek kararnamede ve buna bağlı olarak Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne eğitim uzmanı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 26/03/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 59. maddesinde istisnai memurluklar arasında sayılan Bakanlık Müşavirliği kadrosuna, bu Kanunun atanma, sınav, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümlerine bağlı kalınmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile atama yapılabileceği kurala bağlandıktan sonra, istisnai memurluk kadrolarında görev yapmanın emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarda herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmayacağı belirtilmiştir.
Kanun koyucu tarafından, istisnai memur kadrolarına atama yapılırken idareye tanınan geniş takdir yetkisinin bu görevlerden alma sırasında da idareye tanındığının kabulü gerekmektedir.
Bakanlık Müşaviri Bakana danışmanlık yapmak, önem ve öncelik taşıyan konularda Bakana yardımcı olmakla görevlidir. Bakanın danıştığı grubu oluşturan müşavirleri seçme ve hizmetine ihtiyaç duymadıklarını da değiştirme yetkisi bulunmakta olup, müşavirliğin istisnai memuriyet sayılması da bu anlayışın sonucudur.
İncelenen dosyada, Türkçe öğretmeni olarak görev yapan davacının, 24/02/2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığına geçici görevle görevlendirildiği ve bu görevini 25/10/2004 tarihine kadar yürüttüğü, aynı tarihte Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğüne eğitim uzmanı olarak atandığı ve 25/11/2004 tarihli işlemle Bakanlık Müşavirliği görevine getirildiği, dava konusu 25/11/2010 tarihli işlemle de, daha önceki eğitim uzmanlığı görevine atanması üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, görevinin önemi ve özelliği ile davacının önceki görevleri de gözetilerek hizmetin daha etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla Bakanlık Müşavirliği görevinden alınarak eğitim uzmanlığına atanmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.