Danıştay Kararı 5. Daire 2010/6456 E. 2013/5790 K. 10.09.2013 T.

5. Daire         2010/6456 E.  ,  2013/5790 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2010/6456
Karar No: 2013/5790

Temyiz Eden (Davalı): …
Vekili: …
Karşı Taraf (Davacı): …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, idari hizmet uzmanı olarak görev yapmakta iken, Rekabet Kurumu İdari Personel Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarının 5. maddesinde idari hizmet grubu adı altında sayılan “idari hizmet uzmanı” kadro unvanının bütün özlük hakları ile birlikte “idari hizmet yetkilisi” olarak değiştirilmesi ile bu kararla ihdas olunan idari hizmet yetkilisi kadrosuna atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı Rekabet Kurulu Kararının kendisine yönelik kısmının iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davalı idare Personel Yönetmeliğinin 11. maddesinde kurala bağlanan kadro değişikliği yapılmasına ilişkin usulü işlemlerin idarece yerine getirilmediği, bu nedenle işlemin şekil yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin 4054 sayılı Yasa’ya dolayısıyla hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 34. maddesinin ikinci fıkrasında; “Kurum personeli ücret ve mali haklar dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir. Kurul, ihtiyaca uygun kuruluş ve kadro statülerinin düzenlenmesinde serbesttir. Kadroların iptali ve ihdası Kurulca yapılır.”, 62. maddesinin birinci fıkrasında; ” Bu Kanunda belirtilenlerin dışında, Kurumun yetkilerini kullanışı, yönetim ve çalışma esasları, gelirlerinin tahsili, giderlerinin yapılması ve bu işlemlerin denetlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar, aylık ücretlerde yapılacak değişikliklerin esasları, yabancı uzman çalıştırılmasına ilişkin esaslar, Kurumun satınalacağı menkul ve gayrimenkullerin alımına ve ihale usulüne ilişkin düzenlemeler ve Kurumun muhasebe sistemine ilişkin hükümler Kurulca hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmeliklerde düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Rekabet Kurumunun 05.10.2009 günlü kararı ile yürürlüğe konulan Rekabet Kurumu İdari Personel Görevde Yükselme ve Unvan Değşikliği Usul ve Esasları’nın Geçici 1.maddesi ile davalı idare kadrolarında bulunan 12 adet yetkili ve 8 adet şef kadro unvanlarının idari hizmet uzmanı olarak değiştirildiği, bu çerçevede şef kadrosunda çalışmakta olan davacının idari hizmet uzmanı kadrosuna atandığı, daha sonra Rekabet Kurulu’nun dava konusu … gün ve … sayılı kararı ile idari hizmet uzmanı kadro unvanının bütün özlük hakları ile birlikte idari hizmet yetkilisi olarak değiştirildiği, bu kadroda geçen sürelerin idari hizmet yetkilisi kadro unvanında geçen süre olarak kabul edildiği ve idari hizmet uzmanı kadrolarına yapılan atamalar iptal edilerek personelin ihdas edilen İdari Hizmet Yetkilisi kadrosuna atanmalarına karar verildiği, bu karar doğrultusunda davacının 11.11.2009 gün ve 263 sayılı işlem ile idari hizmet yetkilisi kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce E:2012/6404 sayılı dosyada, dava konusu işlemin dayanağı olan yukarıda değinilen 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 34. maddesinin 2. fıkrası hükmü, Anayasa’ya aykırı görülerek, 27.11.2012 günlü E:2012/6404 sayılı karar ile iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin 6.6.2013 günlü, E:2013/47, K:2013/72 sayılı kararı ile kamu tüzel kişiliğini haiz Rekabet Kurumunda genel idare esaslarına göre yürütülmekte olan kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden sözleşmeli personelin Anayasa’nın 128. maddesi kapsamında olması nedeniyle bunların kadrolarına ve bu kadroların ihdas ve iptaline ilişkin temel kuralların da Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca kanunla düzenlenmesi gerektiği, bu nedenle itiraz konusu fıkranın ikinci ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’nın 7., 123. ve 128. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle söz konusu düzenlemeyi iptal etmiş, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı 12.7.2013 günlü, 28705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Anayasanın 153. maddesinin 3. fıkrası “Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.”; 5. fıkrası ise, “İptal kararları geriye yürümez.” kuralını taşımaktaysa da, Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez.
Öte yandan, 152. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “… Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” yolundaki kural da, Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, itiraz yoluna başvurulmasını isteyen kişi ya da kişiler tarafından açılan davaların yanı sıra, iptal edilen hüküm ya da hükümler esas alınarak hakkında uygulama yapılmış olan kişiler tarafından açılan ve görülmekte olan davalarda da uygulanması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasanın 153.maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de, olayımızda olduğu gibi, hak veya menfaatlerini ihlal eden kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olması halinde, iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır.
Bu durumda, dayanağı yasa hükmü Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptal edilen Usul ve Esasların dava konusu maddesi ile bu maddeye dayalı olarak kurulan işlemin hukuka aykırılığı açık olup, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan … günlü, E:…; K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 10/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.