Danıştay Kararı 5. Daire 2010/5731 E. 2012/4246 K. 11.06.2012 T.

5. Daire         2010/5731 E.  ,  2012/4246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2010/5731
Karar No: 2012/4246

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1- … 2- …

İstemlerin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Davacının Cevabının Özeti: Cevap verilmemiştir.

Davalı İdarenin Cevabının Özeti: Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dava; 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavında 77 puan alan davacının, gelir uzmanı olarak atanma istemi ile yaptığı 2.9.2008 günlü başvurunun reddine ilişkin 22.10.2008 günlü işlemin iptali istemiyle açtığı davada … İdare Mahkemesince verilen iptal kararının ardından, maaş farklarının ödenmesi istemiyle açılmış bir tam yargı davası olup, davanın süresinde olduğu düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı özel sınavına girip ataması … İdare Mahkemesi’nde açtığı davada verilen iptal kararı üzerine 16.1.2009 tarihli olur ile yapılan davacı tarafından emsallerine göre geç atanmasından dolayı mahrum kaldığını iddia ettiği Ocak 2008 tarihi ile atamasının yapıldığı 16.1.2009 tarihi arasındaki döneme ilişkin parasal haklarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açtığı davada; davanın davacının atanmak istemiyle davalı idareye başvurduğu 2.9.2008 tarihi ile atandığı 16.1.2009 tarihi arasındaki döneme ait parasal haklarının 2.9.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile ödenmesi kısmının kabulüne, davanın davacının Ocak 2008-01.9.2008 dönemine ait parasal hak istemi yönünden reddine karar veren idare mahkemesi kararının taraflarca bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar temyiz edilen mahkeme kararının 2.9.2008 – 16.1.2009 tarihi arasındaki döneme ait parasal haklarının 2.9.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davacının kararın dava konusu işlem nedeniyle 15.1.2008- 1.9.2008 tarihleri arasında yoksun kalınan aylık farklarına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
Her ne kadar, davacı gelir uzmanlığı kadrosuna … İdare Mahkemesi kararı üzerine atanmış ise de, anılan kararın, adayların yapılan sınav sonucu aldıkları puanlar ile önceki sınavlarda almış oldukları puanların bir arada değerlendirilmesini öngören Gelir İdaresi Başkanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Personelinin Gelir Uzmanı Olarak Atanmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar’ın 11. maddesinin 2. fıkrasının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 17.10.2008 gün ve E:2008/745 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulması gerekçesiyle verilmiş olması karşısında, düzenleyici işlem hakkında verilen iptal kararının hukuki sonuçlarının bu işlem nedeniyle yoksun kalınan aylık farkları da kapsaması nedeniyle 16.1.2009 tarihli işlem ile gelir uzmanlığı kadrosuna atandığı anlaşılan davacının 15.1.2008 tarihinden itibaren yoksun kalınan görev aylıkları farklarının hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinden, kararın; 15.1.2008-1.9.2008 tarihleri arasında dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan aylık farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı idare temyiz isteminin reddi, davacı temyiz isteminin ise kabulü ile idare mahkemesi kararının, 15.1.2008-1.9.2008 tarihleri arasında dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan aylık farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava; 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavında 77 puan alan davacının gelir uzmanı olarak atanma istemi ile yaptığı 2.9.2008 günlü başvurusunun reddine ilişkin 22.10.2008 günlü işlemin iptali istemiyle açtığı davada … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı iptal kararının ardından, iptal edilen atamama işlemi nedeniyle oluşan parasal kayıpların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının gelir uzmanı kadrosuna atanma istemi ile yaptığı 2.9.2008 günlü başvurunun reddine ilişkin 22.10.2008 günlü işlemin, … İdare Mahkemesince iptal edilmesi sonucunda davalı idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle meydana gelen zararları karşılaması gerektiği, iptal davası üzerine açılan tam yargı davalarında ilgililerin yoksun kaldığı parasal haklarının tespitinde uğranılan gerçek zararın esas alınmasının gerekli olduğu, davacının tazmini gereken zararının atanma istemiyle idareye başvurduğu 2.9.2008 tarihinden başladığı gerekçesiyle 2.9.2008 tarihinden gelir uzmanı olarak atandığı 16.1.2009 tarihine kadar oluşan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin kabulüne, Ocak 2008 – 1.9.2008 dönemine ait parasal hak isteminin reddine hükmedilmiştir.
Davacı, Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; davalı idare ise kararın tamamının, davanın süresinde açılmadığı iddiasıyla bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin (1) numaralı bendinde; “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.”, “İptal ve tam yargı davaları” başlıklı 12. maddesinde ise; “İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 15.12.2007 tarihinde davalı idarece yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı’na ilişkin ilanda, atama yapılacak boş kadro sayısının 2500 olarak duyurulduğu, davacının bu sınavda 77 puan almakla birlikte, puana göre yapılan sıralama sonucunda 2500 kadro sayısının dışında kaldığı ve atanacak adaylar içerisinde yer alamadığı, gelir uzmanlığı sınavında başarılı olduğu savıyla atamasının gerçekleştirilmesi istemiyle 2.9.2008 tarihinde yaptığı başvurunun 22.10.2008 günlü, 11081 sayılı işlemle reddi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesi nezdinde açtığı davada, … günlü, E:…; K:… sayılı kararla işlemin iptaline hükmedildiği, 17.10.2008 gün, E.2008/745 sayılı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile karma liste uygulamasına ilişkin düzenlemenin yürütülmesinin durdurulması üzerine 2007 yılında sınava girenlerin kendi içinde değerlendirmeye tabi tutulması sonucu başarı sıralamasının yeniden tespit edilmesi üzerine davacının 16.10.2009 günlü işlem ile gelir uzmanı olarak atanmasının ardından, 23.12.2009 tarihli başvurusu ile Ocak 2008 tarihi ile atanma tarihi arasındaki döneme ait maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesini istediği, başvurunun reddine dair 28.12.2009 günlü, 13398 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, iptal davasının sonuçlanması üzerine açılan tam yargı davasının incelenebilmesi için, tam yargı davasının dayanağını oluşturan iptal davasının süresinde açılmış olması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu tam yargı davasının dayanağını oluşturan, … İdare Mahkemesi’nce incelenerek 30.6.2009 tarihinde sonuçlandırılan E:…; K:… sayılı iptal davasının süresinde açılmadığı, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda tespit edilmiş olup, 16.4.2012 günlü, E:2009/6444; K:2012/2080 sayılı karar ile anılan mahkeme kararının; davanın 2577 sayılı Yasa’nın 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca, süre aşımı nedeniyle reddine hükmedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bu durumda; tam yargı davasının dayanağını oluşturan iptal davasının 2577 sayılı Kanun’da öngörülen dava açma süresi geçtikten sonra açıldığı ve bu durumun Dairemizce tespit edilerek işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulduğu göz önüne alındığında, iptal davasının ardından açılmış olan tam yargı davasının süresinde açıldığından söz edilemeyeceğinden, davacının parasal hak isteminin kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
İdare Mahkemesi kararının, parasal hak isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının bozulmasına yönelik davacı ve davalı idare istemlerine ilişkin olarak; yukarıda yer verilen tespitler uyarınca, İdare Mahkemesince davanın tümünün süre aşımı yönünden reddi gerekirken, esastan reddinde isabet bulunmamakta ise de; bu husus sonucu itibarıyla karının yerinde bulunan redde ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddiyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kısmen redde ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, kısmen kabule ilişkin kısmının bozulmasına, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 11.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.