Danıştay Kararı 5. Daire 2010/3245 E. 2010/7136 K. 14.12.2010 T.

5. Daire         2010/3245 E.  ,  2010/7136 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2010/3245
Karar No: 2010/7136

Davacı: …
Karşı Taraf : …
Vekili: …

İsteğin Özeti: Davacı, TRT Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun 11.3.2010 günlü, 68 sayılı kararının, TRT Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yapan avukatlara kamu konutu olarak en fazla altı adet konut özgüleneceğine ilişkin kısmının iptalini istemektedir.

TÜRK MİLLETi ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince davalı yönetimin savunmasının ve 29.6.2010 günlü Ara Kararı yanıtlarının geldiği görülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/6. maddesi gereğince Tetkik Hakimi …’ün açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde yönetsel dava açma süresinin, kural olarak yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren altmış gün olduğuna işaret edilmiş; 11. maddesinde de “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır…” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın 8. maddesinde sürelerin bildirim, yayın ya da ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 7. maddesinin 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı yönetimde avukat olarak görev yapan davacının, kendisine kamu konutu özgülenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, başvurusuna esas Kamu Konutları Tahsis Talep Beyannamesinin mal bildirimi ile karşılaştırılması sonucu iki bildirim arasında konut yönünden farklılık olduğu gerekçesiyle 17.3.2010 günlü işlemle reddedildiği; davacının bu işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E… sayılı dosyasında dava açtığı; 19.4.2010 günlü başvurusunda, lojman başvurusunun reddine ilişkin 17.3.2010 günlü işlemi ilgi tutarak bu işlemin gerekçesini oluşturan Kamu Konutları Tahsis Talep Beyannamesi ile mal bildirimi arasındaki farklılıklara ilişkin bir takım açıklamalara yer verdiği; ayrıca, Kurum Yönetim Kurulu kararıyla avukatlara özgülenecek görev tahsisli konut sayısının sınırlandığını 22.3.2010 günlü görüşmede öğrendiğini, bu düzenlemenin hukuka ve mevzuata aykırı bir uygulama olduğu düşüncesinde olduğunu, bu düzenlemenin mutlak butlanla sakat olup hukuken yok hükmünde sayılması gerektiğini belirttikten sonra, mal bildirimi dilekçelerinde sehven ve zuhulen eksikliklerin mevzuatı sakatlamaması nedeniyle 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yılları için yaptığı Konut tahsis Talebinin yeniden değerlendirilmesi isteminde bulunduğu, başvurusunun 6.5.2010 günlü işlemle reddi üzerine, 28.5.2010 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçe ile TRT Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun 11.3.2010 günlü, 68 sayılı kararının, TRT Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yapan avukatlara kamu konutu olarak en fazla altı adet konut özgüleneceğine ilişkin kısmının iptali istemiyle görülmekte olan davayı açtığı anlaşılmıştır.
Görüldüğü gibi, davacının başvurusu, dava konusu Yönetim Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu yolundaki düşüncesini içermekle birlikte, anılan düzenlemenin geri alınması, kaldırılması ya da düzeltilmesi yönünde bir istem içermemekte, esasen mal bildirimi farklılığına ilişkin açıklamalar getirerek başvurularının yeniden değerlendirilmesi isteminden ibaret bulunmaktadır. Bu durumda, davacının başvurusunun, dava konusu Yönetim Kurulu kararı yönünden 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinde öngörüldüğü biçimde bir başvuru olduğundan söz etmeye olanak bulunmamakta olup, anılan başvurunun reddi yolundaki işlemin de bir uygulama işlemi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
TRT Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun … günlü, … sayılı kararının, TRT Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yapan avukatlara kamu konutu olarak en fazla altı adet konut özgüleneceğine ilişkin hükmünün, davacı tarafından, başvurusunda belirttiği üzere 22.3.2010 tarihinde öğrenildiğinin kabulü gerekmekte olup, davacı tarafından bu tarihi izleyen günden itibaren altmış gün içerisinde belirtilen Yönetim Kurulu kararının ilgili kısmının iptali istemiyle dava açılmadığı gibi, 19.4.2010 günlü başvurusunun, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru niteliğini taşımaması nedeniyle başvurunun reddi yolundaki işlemin, davacı hakkında dava konusu Yönetim Kurulu kararı uyarınca kurulan bir bireysel işlem niteliğini taşımadığı, davacının başvurusunun 22.3.2010 gününden itibaren işlemeye başlayan altmış günlük dava açma süresini durdurmayacağı, altmış günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 28.5.2010 gününde açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın süre aşımı yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, …-TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı yönetime verilmesine, …-TL yürütmeyi durdurma harcı ile …-TL. posta ücretinin istemi durumunda davacıya geri verilmesine, 14.12.2010 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Davacı, TRT Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun … günlü, … sayılı kararının, TRT Kurumu Genel Müdürlüğü’nde görev yapan avukatlara en fazla 6 konutun görev tahsisli olarak tahsis edilmesine ilişkin kısmının iptalini istemektedir.
19.4.2010 günlü başvurusunda, Genel Müdürlükte görev yapan avukatlara görev tahsisli konut bakımından sınırlama getirilmesinin mevzuata aykırı olduğunu açıkça belirttiğinden, bu başvurunun 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru niteliğinde kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu duruma göre, davacının dava konusu Yönetim Kurulu kararını öğrendiği 22.3.2010 tarihinde başlayan ve sözü edilen 19.4.2010 günlü başvuru ile duran, başvuruya verilen cevabın tebliği üzerine yeniden işlemeye başlayan dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.