5. Daire 2009/7620 E. , 2010/663 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2009/7620
Karar No: 2010/663
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: Davacının, 5.2.2009 gün ve 19115, 20.2.2009 gün ve 27803 ile 23.2.2009 gün ve 28510 sayılı dilekçelerde dile getirdiği istemlerinin, davalı yönetimce 18.2.2009 günlü, 18799 sayılı, 27.2.2009 günlü, 22752 sayılı, 9.3.2009 günlü, 26492 sayılı, 12.3.2009 günlü, 1590 sayılı ve 16.3.2009 günlü, 28723 sayılı yazılar ile reddedildiği, emekliye sevk onayının hukuka aykırı olduğu, 16.5.2002 tarihine kadar davacıya emekli ikramiyesi tahakkuk ettirilmediği ve bu tarihe kadar ödenmediği, emeklilikten vazgeçme dilekçesini 14.11.2001 tarihinde verdiği, bu tarihten itibaren çekilmiş sayılması işleminin Danıştay Onikinci Dairesinin 14.2.2002 günlü, E:2002/12 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, Danıştay Onikinci Dairesinin 28.11.2002 günlü, E:2002/12; K:2002/3846 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararıyla 12.6.2001 günlü işlemin iptal edildiği ve karar kesinleştiğinden muhkem kaziye olduğu, çekilmiş sayılması nedeniyle görev tahsisli olarak oturduğu kamu konutunun boşaltılmasına ilişkin işlemlerin iptal edildiği, yasa yollarının tüketildiği, bu nedenle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının uygulanması, boşaltılmamış kamu konutunun tahsisi olanaklı olmadığından … adına tahsis yapılamayacağı, hukuka aykırı olarak polis zoruyla kamu konutunun boşaltıldığı ve eşyanın depoya taşındığı, bu hukuksuz boşaltma nedeniyle mağdur olduğu ileri sürülerek ev eşyasının kamu konutuna taşıtılması, yatak odası takımının kurulması, en az 2 ay 15 gün süreyle davacıya tahsis edilmesi, itibarının iadesinin sağlanması istemli dilekçeleri üzerine davalı yönetimce kurulan 18.2.2009 günlü, 18799, 12.3.2009 günlü, 1590 sayılı ve 16.3.2009 günlü, 28723 sayılı işlemlerinin iptaline, bu işlemler nedeniyle duyduğu elem ve üzüntü nedeniyle …-TL. manevi tazminatın başvuru tarihinden (5.2.2009) başlayarak hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada, vesayet altına alınarak kısıtlı durumuna gelen davacının kendisine vasi olarak atanan eşi tarafından vesayet makamından izin alınmadan açılan davada taraf ehliyetinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …’ün açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının (c) bendinde, dilekçelerin ehliyet yönünden inceleneceği; 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği kuralına yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 14. maddesinde; ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti olmadığı; 397. maddesinde; kamu vesayetinin, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütüleceği; vesayet makamının, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamının ise, asliye hukuk mahkemesi olduğu; 405/1. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 448. maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuksal işlemlerinde temsil edeceği hükme bağlanmış; 462/8. maddesinde ise; “Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” vesayet makamının iznine bağlı durumlar arasında sayılmıştır.
Anılan Yasanın 465. maddesinde de: “Kanunen gerektiği halde vasinin yetkili vesayet dairelerinin iznini almadan yapmış olduğu işlemler, vesayet altındaki kişinin vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir.” hükmüne yer verilmiştir.
4721 sayılı Yasanın yukarıda yer verilen hükümleri değerlendirildiğinde, vasinin vesayet altına alınmış kişi adına herhangi bir davayı açabilmesinin, bu konuda vesayet makamından izin alınmış olması koşuluna bağlandığı; bu koşulun, vesayet altına alınan kişinin çıkarlarını korumak amacına yönelik olduğu; davaya konu hukuksal düzenlemeler ve yargısal içtihatlar karşısında kazanılması olası bulunmayan bir davanın açılmasının ve böylece vesayet altındaki kişinin böyle bir dava nedeniyle zarara uğramasının önlenmesinin yasakoyucu tarafından öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Belirtilen durumun kamu düzenine ilişkin bulunduğunu ve yargılamanın her aşamasında yargı yerlerince re’sen gözetilmesi gerektiğini ayrıca vurgulamak gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının vesayet altına alınmasına karar verildiği, bu kararın yasa yollarından geçerek kesinleştiği, davacının eşi …’ın vasi olarak atandığı, görülmekte olan davanın da aralarında bulunduğu bazı davalar için vesayet makamından Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca izin istenildiği, vesayet makamı olan … Sulh Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı “Ek Karar”ı ile husumet izni verilmesine gerek olmadığına karar verildiği; bu karar üzerine … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla davanın ehliyet yönünden reddedildiği; söz konusu kararın davacı adına vasisinin imzasıyla verilen dilekçe ile temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dava ehliyetinin, dava şartları arasında yer alması ve yargılamanın tüm aşamalarında yargı yerlerince re’sen gözetilmesinin gerekmesi karşısında, vesayet makamı tarafından kendisine husumet izni verilmeyen ve dolayısıyla dava açma ehliyeti bulunmayan davacı adına hareket eden vasisi … imzasıyla verilen dilekçe ile yapılan temyiz başvurusunun incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin incelenmeksizin reddine 16.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.