Danıştay Kararı 5. Daire 2009/2066 E. 2011/475 K. 09.02.2011 T.

5. Daire         2009/2066 E.  ,  2011/475 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2009/2066
Karar No: 2011/475

Davacı: …
Vekili: …
Davalı: …

Davanın Özeti: Davacı, 29.3.2009 günlü, 27184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar başlıklı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 4. maddesinin (c) bendinde yer alan “…ve/veya sözlü…” ibaresinin Ek Madde 3’ün (b) fıkrasında yer alan “…vizeli olduğu birimde fiilen en az 1 yıl çalışmış olması…” ile “…kamu personeli olan eşin, kurum içi görev yeri değişikliği mümkün olmayan veya mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması…” ibarelerinin, yine Ek Madde 3’ün (c) fıkrasında yer alan “… personelin geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması…” ibaresi ile 6. maddesinin tamamının iptalini istemektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci ve Onikinci Daireleri’nce 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na 3619 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile eklenen Ek-1 madde gereğince yapılan müşterek toplantıda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/6. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; aynı Yasanın 14. maddesinin 3/c fıkrasında, dava dilekçelerinin “ehliyet” yönünden inceleneceği öngörülmüş; 15. maddesinin 1/b fıkrasında ise, 14. maddenin 3/c fıkrasında yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 3(g) maddesinde, sendika; kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar, konfederasyon ise; değişik hizmet kollarında bu Yasaya tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliği olan üst kuruluşlar olarak tanımlanmış olup, aynı Yasanın 19. maddesinde de, üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak sendika ve konfederasyonların görevleri arasında sayılmıştır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 3.3.2006 günlü, E:2005/1, K:2006/1 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 4688 sayılı Kanun’un 19/f maddesi, sendika ve üst kuruluşlara, bizzat taraf oldukları hukuki ilişkiler dolayısıyla davacı ve davalı oluş sıfatları ile ortak çıkarların korunması için tanınan davacı olabilme sıfatından başka, hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya bunların mirasçılarını her derecedeki yargı organları önünde temsil etmek ve dava açma hakkı tanımaktadır. Yasa koyucu 19/f maddesi ile sendika ve üst kuruluşları, diğer tüzel kişiliklere genel hükümler uyarınca tanınan taraf olma ve dava açma ehliyetinin dışında, üyelerini ve bunların mirasçılarını temsil etme ve ettirme yetkisi ile donatmaktadır. Buna göre, sözkonusu maddenin sendikalara ve üst kuruluşlarına tanıdığı yetkinin ehliyet değil temsil bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla yasa koyucu, getirdiği bu düzenleme ile, idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğu vermektedir.
Bu bağlamda, kamu görevlileri sendika ve üst kuruluşlarının, sendika üyesi olan kamu görevlisinin isteği üzerine, statüsü ve statüsünden kaynaklanan hak, yükümlülük, görev ve sorumlulukları ile atama, nakil, disiplin ve personel hukukuna ilişkin diğer düzenlemelere dayalı olarak, üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemlere karşı, üyelerini temsilen avukatları aracılığıyla dava açabilecekleri ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı … Konfederasyonu tarafından, 29.3.2009 günlü, 27184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik yapılmasına Dair Esaslar” başlıklı Bakanlar Kurulu kararının bazı maddelerinin ve bazı maddelerinde yer alan ibarelerin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu düzenleme ile ilgili olarak, hakları ihlal edilmiş kişiler ile bu kişilerin üyesi olduğu sendika tarafından dava açılabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak, en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturduğu bir Konfederasyonun, doğrudan kendi üyesi sendikalara uygulanma olanağı bulunmayan sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esaslarda değişiklik yapılmasına dair esaslara karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan …-TL. posta pulu ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, 30 (otuz) gün içerisinde İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 9.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.