Danıştay Kararı 5. Daire 2008/727 E. 2010/2940 K. 05.05.2010 T.

5. Daire         2008/727 E.  ,  2010/2940 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/727
Karar No: 2010/2940

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : …
Vekili: …
Diğer Davalı: …
Vekili: …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: …Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde teknik hizmetler sınıfında teknisyen olarak görev yapan davacının, …’da geçen hizmetlerinin intibakında değerlendirilmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 12.4.2005 günlü, 4085 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davada, …İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında, “Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. / Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir” hükmü yer almıştır.
Aynı Yasa’nın 48. maddesinin 2. fıkrasında, temyiz dilekçelerinin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmesi gerektiği, düzenlenmemiş ise eksikliklerin tamamlatılması hususunun kararı veren Danıştay veya Mahkemece ilgiliye duyurulacağı; aynı maddenin 3. fıkrasında dilekçelerin karşı tarafa tebliğ edileceği; 4 üncü fıkrasında cevap dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra dosyanın Danıştay’a veya Kurula gönderileceği açıklanmıştır. Bu hükümlere göre, temyiz incelemesi yapılabilmesi, kural olarak dosyanın tekemmül etmesine bağlı olup, dosyanın tekemmül ettirilmesi ise kararı veren mahkemeye ait bir ödevdir.
Öte yandan, yukarıda yer alan 26. madde hükmü, her ne kadar “dava esnasında“ davanın tarafı olan gerçek kişinin ölümü ile ilgili bir düzenlemeye ilişkin ise de; kararın verilip tebliğ edilmesinden sonra, fakat temyiz dosyasının tekemmülünün tamamlanıp temyiz merciine intikalinden önce ölüm halinin söz konusu olması durumunda da, ortada taraflardan biri bulunmadığı için zorunlu olarak bu maddeye dayalı bir karar verilmesi gerekmektedir.
İncelenmekte olan dosyada, temyiz dosyasının tekemmül süreci tamamlanmadan davacının vefat ettiği, nitekim temyize konu İdare Mahkemesi kararının davacının vefat etmesi nedeniyle tebliğ edilemediği ve tebliğ evrakının iade edildiği anlaşılmakta olup; öncelikle Mahkeme kararının ölen davacının mirasçılarına tebliğ edilmesi; davalı idarelerin davacının mirasçılarına karşı istemini yenileyip yenilememesi durumuna göre işlem yapılabilmesi için, İdare Mahkemesince 2577 sayılı Yasa’nın yukarıda belirtilen 26. maddesi paralelinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
Başka bir ifadeyle, Mahkemece, davalı idarelerin, davacının mirasçıları aleyhine takibi yenilemesine kadar temyiz istemine ilişkin dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmelidir. Bunun için dosyanın yeniden esas defterine kaydedilmesine de gerek bulunmamakta olup, temyiz defterine kayıt düşüldükten sonra karara dosyanın önceki esas ve karar numaralarının yazılması yeterli sayılmalıdır. Davalı idarelere tebliğ edilecek bu karardan sonra, idarelerce davacının mirasçıları aleyhine temyiz isteminde bulunulması halinde, dosyanın tekemmülünden sonra yeniden temyiz incelemesi için Danıştay’a gönderileceği; aksi halde makul bir sürenin dolmasından sonra dosyanın kesinleşmiş dosyalarla birlikte arşive kaldırılacağı doğaldır.
Dairemizin 21.9.2007 günlü, E:2007/4955, K:2007/4804 sayılı gönderme kararında yapılan açıklamalara rağmen, dava dosyasının gönderildiği … İdare Mahkemesi’nce dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmediği; ayrıca, temyiz isteminde bulunduğunu bildiren Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın temyiz dilekçesinin 2577 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde öngörülen esaslara uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, İdare Mahkemesi’nce öncelikle esas kararın ölen davacının mirasçısına tebliğ edilmesi; davacının mirasçısının adı da yazılmak suretiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi; davalı idarelerce 2577 sayılı Yasa’nın 3. maddesine uygun olarak düzenlenecek yeni bir dilekçeyle davacının mirasçısı aleyhine temyiz isteminde bulunulması halinde, dosyanın usulüne uygun olarak tekemmül ettirilmesi ve bu aşamalardan sonra temyiz incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın Danıştay’a gönderilmesi gerekirken, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen bu usuli işlemler yerine getirilmemiş olduğundan ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın temyiz dilekçesi de 2577 sayılı Yasa’nın 3. maddesine uygun bulunmadığından, yukarıda tek tek belirtilen işlemler yapılmak üzere dava dosyasının … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 5.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.