Danıştay Kararı 5. Daire 2008/501 E. 2010/3687 K. 28.05.2010 T.

5. Daire         2008/501 E.  ,  2010/3687 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/501
Karar No: 2010/3687

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dava konusu işlemi tebellüğ ettiği ve davayı açtığı tarihte emekliye ayrılmış olan davacının, davayı açmakta kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin varlığından söz etmek olanaklı değildir. Davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … Defterdarlığı’nda Vergi Denetmeni olarak görev yapan davacı tarafından, … Gelirler Bölge Müdürlüğü’ne bağlı … Gelirler Genel Müdürlüğü’ne naklen atanmasına ilişkin 31.7.2003 olur tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemde atama gerekçesi olarak Maliye Bakanlığı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına ilişkin Yönetmeliğin 12/a maddesi gösterildiği halde, davalı idarece yapılan savunmada, davacının Yönetmeliğin 7. maddesine göre 1. hizmet bölgesinde yer alan … İli’nde azami çalışma süresini fazlasıyla doldurduğu ve Yönetmeliğin 7/b ve 7/k hükümleri gereği atamanın yapıldığı belirtilmiş olup, dava konusu atama onayında Yönetmeliğin 7. maddesinden söz edilmediği, Yönetmeliğin 12/a maddesi uyarınca ise davacı hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı veya görevinde başarısız olduğuna dair somut bilgi ve belge de bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davalarının menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Menfaat ihlali koşulu, iptal davalarının kabulü ve dinlenebilmesi için aranılan koşullardan biridir. Gerek doktrinde, gerekse yargı içtihatlarında bu koşul, subjektif ehliyet koşulu olarak kabul edilmekte, ne tür bir menfaat ihlalinin gerçek ve tüzel kişilere iptal davası açma yeterliliğini sağladığını gösterecek ilişki, kural olarak iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre saptanmaktadır.
Genel, kişisel, meşru ve güncel bir menfaatin varlığı ve bunların ihlali, menfaat ilişkisinin kurulmasında yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliğine ve özelliğine göre idar yargı mercilerince belirlenmekte; davanın açıldığı tarihte davacının idari işlemle ciddi ve makul maddi ve manevi bir ilişkinin varlığı dava açma ehliyeti için yeterli görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … Defterdarlığı’nda vergi denetmeni olarak görev yapmakta olan davacının, 31.7.2003 tarihli işlemle … Gelirler Bölge Müdürlüğü’ne bağlı …’ya atamasının yapıldığı, 8.8.2003 kayıt tarihli dilekçe ile emeklilik süresine iki yıl kaldığı gözönüne alınarak, halen görev yaptığı yerde bırakılma istemi ile Defterdarlık Makamına başvuruda bulunduğu, bunun üzerine Maliye Bakanlığı tarafından 15.8.2003 günlü onayla, davacının atanmasına ilişkin 31.7.2003 günlü onayın tebliğinin Haziran 2004 tarihine ertelendiği, davacının, ikinci kez 12.1.2004 tarihinde, …’da bırakılma istemiyle başvuruda bulunduğu ve yine bu başvurusu üzerine 31.7.2003 günlü onayın tebliğinin 30.6.2005 tarihine kadar ertelendiği, 16.5.2005 tarihinde 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesi üzerine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 11.4.2006 tarihli oluru ile davacının atanmasına ilişkin 31.7.2003 tarihli onayda yer alan “Gelirler Genel Müdürlüğü” ibaresinin “Gelir İdaresi Başkanlığı”, “Defterdarlığı” ibaresinin “Vergi Dairesi Başkanlığı”, “…” ibaresinin “…”, “… Gelirler Bölge Müdürlüğü” ibaresinin “Vergi Dairesi Başkanlığı” olarak değiştirildiği, onay tarihin ise “16.9.2005” olarak düzeltildiği, 30.1.2006 tarihinde davacının, emekliye ayrılma istemiyle idareye başvurduğu, 16.2.2006 tarihinde emekliye sevk edildiği, 17.3.2006 tarihinde ise 31.7.2003 tarihli atama onayını tebellüğ etmesi üzerine, 22.3.2006 tarihinde temyizen incelenmekte olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
16.2.2006 tarihinde emekliye sevk edilen davacının, 17.3.2006 tarihinde tebellüğ ettiği 31.7.2003 tarihli atama onayını dava konusu etmesinde, kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin varlığından söz etmek olanaklı değildir.
Bu durumda, dava konusu idari işlemle ciddi ve makul maddi ve manevi bir ilişkisi bulunmayan davacının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi a bendi uyarınca, davayı açmakta menfaati bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekirken, işin esası hakkında verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 28.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.