Danıştay Kararı 5. Daire 2008/300 E. 2009/4604 K. 17.07.2009 T.

5. Daire         2008/300 E.  ,  2009/4604 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/300
Karar No: 2009/4604

Temyiz İsteminde Bulunan (Taraflar):
1- …
Vekili: …
2 – Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, Vakıflar Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığında kadro karşılığı sözleşmeli Şube Müdürü olarak görev yapmakta iken, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığı’na Şube Müdürü olarak atanmasına ilişkin işlemin … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla iptali üzerine eski görevine iade edilen davacının, görevden alındığı tarih ile göreve iade edildiği tarih arasındaki parasal haklarının sözleşmeli statüde şube müdürü kadrosu esas alınarak ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 2.6.2005 günlü, 9440 sayılı işlemin iptali ve anılan tarihler arasındaki sözleşmeli şube müdürü ve kadrolu şube müdürü görevleri arasındaki parasal ve özlük hakları farkının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; iptal kararlarının, davaya konu idari işlemi yapıldığı tarihe kadar tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırdığı, hiç yapılmamış gibi değerlendirilerek ilgilisine söz konusu işlem sonrasında kaybettiği hakların iadesini gerektirdiği, olayda, davacının, görevinden alındığı tarihte işgal ettiği Şube Müdürlüğü görevinde kadro karşılığı sözleşmeli statüde görev yaptığının açık olduğu, dava konusu işlemin kurulduğu tarihteki hukuki statüsü üzerinden maaş artışları da dikkate alınarak parasal ve özlük haklarının davacıya ödenmesi gerekirken kurulan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptali ve Şube Müdürlüğü görevinden alındığı 15.2.2001 tarihi ile görevine iade edildiği 23.7.2002 tarihleri arasındaki sözleşmeli statüdeki Şube Müdürü ile kadrolu Şube Müdür arasındaki parasal ve özlük hakları farkının anılan yıllardaki maaş artışları da dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak dava tarihi olan 9.6.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, dosyaya davacı adına davayı takip etmek için sonradan vekaletname sunan davacı avukatının davaya katkısı olmadığından avukatlık ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, Mahkeme kararında lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ve faizin başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alınmasının hukuka uygun olmadığını, davalı idare ise, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek İdare Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davalı idare tarafından ileri sürülen hususlarla, davacının faizin başlangıç tarihine yönelik olarak ileri sürdüğü husus bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz istemine gelince; 7.4.1969 tarih ve 13168 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 2.5.2002 tarih ve 4667/76 sayılı Kanunla değişik 164 maddesinde; “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.” denilmiş, aynı Kanun’un “Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması” başlıklı 02/05/2001 tarih ve 4667/81 sayılı kanunla değişik 168. maddesinde; “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” hükmüne, söz konusu maddenin yollamada bulunduğu ve olay tarihinde yürürlükte olan 8.12.2006 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürülüğe giren 2007 yılı Avukatlık Ücret Tarifesi’nin “Ücretin Tümünü Haketme” başlıklı 5. maddesinde ise; “Hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Olayda, … tarafından 2.6.2005 günlü, 9440 sayılı dava konusu işlemin iptali ve parasal ve özlük hakları farkının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle 9.6.2005 tarihinde görülen davanın açıldığı, İdare Mahkemesi’nce dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra ve karar tarihinden önce 13.4.2007 tarihli dilekçe ile davacı avukatının vekaletnamesini İdare Mahkemesi’ne sunduğu ve vekalet ücreti ile dava masraflarının davalı idareye yükletilmesini istediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda sözü edilen düzenlemelere göre, davacı vekilinin avukatlık ücretinin takdirinde, dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınarak ve bu tarifede yer alan; “hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukatın, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağı” düzenlemesi uyarınca, karar tarihinden önce verilen vekaletname ile avukatlık ücretine hak kazandığı açıktır.
Davacı avukat ile temsil edildiğine ve İdare Mahkemesi’nce dava konusu işlem iptal edildiğine göre, isteğe rağmen davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle yollama yapılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 417. maddesine uyarlık bulunmadığından, kararın bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz istemi ve davacının faize yönelik temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptali ile 15.2.2001 tarihi ile 23.7.2002 tarihleri arasındaki sözleşmeli statüdeki Şube Müdürü ile kadrolu şube müdürü arasındaki parasal ve özlük hakları farkının anılan yıllardaki maaş artışları da dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak dava tarihi olan 9.6.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısımının onanmasına; davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüyle, anılan kararın davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısım yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 17.7.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.