Danıştay Kararı 5. Daire 2007/6336 E. 2010/141 K. 22.01.2010 T.

5. Daire         2007/6336 E.  ,  2010/141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2007/6336
Karar No: 2010/141

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava; … PTT Başmüdürlüğü’nde kontrolör olarak görev yapan davacı tarafından aynı kurumda Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olarak çalıştığı dönemlerin değerlendirilmediği iddiasıyla 19.4.2004 gün ve 4197 sayılı intibak işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle uğradığı maddi zararların tazmini ile özlük haklarının yasal faiziyle tarafına iadesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak çalıştığı sürelerin toplamının 150 gün olduğu ve bu sürenin davacının intibakı yapılırken davalı idare tarafından dikkate alındığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 29.1.1990 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve 4. maddesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa bağlı olarak istihdam edilecek personelin kadro, unvan, derece ve sayılarının Kararnameye ekli 1 sayılı cetvelde gösterileceği ve sözleşmeli statüde istihdam edilecek personele ait pozisyonların unvan ve sayılarının da Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği belirtilmiş; aynı Kararnamenin 3771 sayılı Yasayla değişik 3/b maddesinde, 1 sayılı cetvele bağlı personel hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hükümler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş; sözü edilen Kararnamenin 3. maddesinin (c) bendinde ise sözleşmeli personel; (b) bendi dışında kalan sözleşmeli personel, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hukuksal esaslar çerçevesinde akdedilecek bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel olarak tanımlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 1988 yılında … PTT Merkez Müdürlüğü emrinde Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olarak göreve başladığı, 1990 yılında ise 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 1. maddesi uyarınca Emekli Sandığına tabi statüye geçtiği, 1988 ve 1990 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak geçen sürelerinin kazanılmış hak aylık derecesinde değerlendirilmemesi üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yukarıda yer verilen ilgili maddelerinin incelenmesinden; bu Kararnameye ekli 1 sayılı cetvele tabi personel hakkında 657 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı hükmünün yer aldığı; olayda ise, adı geçenin sözleşmeli olarak görev yapmakta olduğu, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli 1 sayılı cetvele tabi bir görevde bulunmadığı sabit olup; sözleşmeli statüde görev yapan davacının, davalı yönetimde 190 sayılı KHK ve 657 sayılı Yasa kapsamında bir kadroyu işgal etmesinin esasen söz konusu olmadığı; bu bağlamda, davacının “kazanılmış hak aylık derecesi”nden de söz edilmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Belirtilen durum karşısında, davacının Sosyal Sigortalar Kanununa bağlı olarak geçen hizmetlerinin, davalı Yönetimce 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı bir pozisyonda görev yaptığından kazanılmış hak aylık derecesinin belirlenmesinde değerlendirilmemesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık, davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuksal isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen ve sonucu itibariyle hukuka uygun bulunan … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 22.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.