Danıştay Kararı 5. Daire 2007/5785 E. 2010/758 K. 17.02.2010 T.

5. Daire         2007/5785 E.  ,  2010/758 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2007/5785
Karar No: 2010/758

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … Vergi Dairesi Müdürlüğü emrinde şef olarak görev yapan davacının, … Vergi Dairesi Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin 23.9.2005 gün ve 138 sayılı … Vergi Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; … Vergi Dairesi Başkanlığı hasım mevkiinden çıkartılmış, 657 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan atama işleminin haklı bir sebebe dayanmadığı belirtilmek suretiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare; dava konusu işlemin … Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından kurulduğunu, bu nedenle hasım konumunda bulunmalarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3/f bendinde; ilk inceleme de dilekçelerin husumet yönünden de inceleneceği, 15. maddesinin 1/c bendinde; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasıma tebliğ edileceği,16. maddesinin ilk üç fıkrasında, 1. dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı; davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın da davacıya tebliğ edileceği, buna karşı davacının cevap veremeyeceği; ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceği, tarafların, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebileceği hükme bağlanmış; aynı Kanun’un 20. maddesinin 5. fıkrasında ise, dava dosyalarının tekemmül ettikleri sıra dahilinde karara bağlanacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davanın … Vergi Dairesi Başkanlığı’na karşı açıldığı, dava dosyasının bu hasımla tekemmül ettirildiği, ancak Mahkemenin esas hakkında karar verirken, … Vergi Dairesi Başkanlığını hasım mevkiinden çıkartarak, … Valiliği’ni davalı konuma aldığı ve … Valiliği husumetiyle tekemmül etmeyen dosyada … Valiliği davalı gösterilmek suretiyle esastan karar verdiği ve bu kararın Valiliğe tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Belirtilen duruma göre, … Valiliği davalı konumuna alındıktan sonra dosyanın anılan idare husumetiyle tekemmül ettirilerek bir karar verilmesi gerekmekte iken, bu yapılmadan ve savunma hakkının engellenmesine yol açan bir şekilde hüküm kurulmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki 28.2.2009 günlü, 27155 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 5838 sayılı Yasa’nın 32.maddesi ile değişik 24 .maddesinin ikinci fıkrasında, “Vergi Dairesi Başkanlığı; yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme, muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, bu işlemler ile personel atama, disiplin, terfi, sicil, harcırah ve benzeri özlük işlemlerinden dolayı idari yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak, gerektiğinde temyiz ve tashihi karar talebinde bulunmak, yargı kararlarının uygulanması işlemlerini yürütmek, vergi uygulamalarını geliştirmek ve iyileştirmek, mükelleflere kanunların uygulanması ile ilgili görüş bildirmek, mükellefi hakları konusunda bilgilendirmek ve uygulamalarında mükellef haklarını gözetmek, mükellef hizmetleri ile bilgi işlem, istatistik, bilgi toplama, eğitim, satın alma, kiralama, vergi inceleme ve denetimi, uzlaşma, takdir ve benzeri görevleri ve işlemleri yürütmekle görevli ve yetkilidir.” hükmü getirilmiş, olup, 5345 sayılı Kanunun 24. maddesinde 5838 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ve değişikliğe ilişkin Yasa tasarısının gerekçesi birlikte ele alındığında, bu değişiklikle Vergi Dairesi Başkanlıklarının idari davalarda taraf olmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Davada; işlemin kuruluş tarihi itibariyle, vergi dairesi başkanlığının hasım konumunda olması mümkün değil ise de; anılan Yasa değişikliğinden itibaren … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın hasım konumunda bulunması gerektiği, dosyanın anılan Vergi Dairesi husumetiyle tekemmül ettiği gözönünde bulundurulduğunda, davanın … Vergi Dairesi Başkanlığı hasım gösterilmek suretiyle karara bağlanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 17.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.