Danıştay Kararı 5. Daire 2007/4407 E. 2007/5046 K. 02.10.2007 T.

5. Daire         2007/4407 E.  ,  2007/5046 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2007/4407
Karar No: 2007/5046

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Başkanlığı

İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davalı idare, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5345 sayılı Kanunun 5615 sayılı Kanunla değişik 24.maddesine göre, Vergi Daİresi Başkanlıklarının idari uyuşmazlıklarda davalı taraf olma yetkisinin bulunmadığı gibi,5345 sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca, Gelir İdaresi Başkanlığınca yetki devri yapılmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın Gelir İdaresi Başkanlığı husumetiyle görülmesi gerekirken Vergi Dairesi Başkanlığı husumetiyle görülmesinde usul yönünden hukuksal isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenle, temyiz konusu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, …Vergi Dairesi’nde şef olarak çalışmakta olan davacının, … Vergi Dairesi Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.9.2005 tarihli işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının kazanılmış hakları korunarak, unvan, kadro ve derece eşitliği gözetilmek suretiyle aynı il içersinde yapılan görevlendirmeye ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı işlemin hukuka aykırı olarak kurulduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-c maddesinde, davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğ edileceği belirtilmektedir.
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Birinci Bölümünün “Amaç ve Tanımlar ” başlıklı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı; gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak; vergi ve diğer gelirleri en az maliyetle toplamak; mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak; mükellef haklarını gözeterek yüksek kalitede hizmet sunmak suretiyle yükümlülüklerini kolayca yerine getirmeleri için gerekli tedbirleri almak; saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, verimlilik, etkililik ve mükellef odaklılık temel ilkelerine göre görev yapmak üzere Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulmasına, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemektir.” hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun 4. maddesinin (g) bendinde, “(Değişik bend: 28/03/2007-5615 S.K./18.mad) İşlem ve eylemlerinden dolayı idarî yargı mercilerinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak, gerektiğinde itiraz, temyiz ve tashihi karar yoluna gitmek; temyiz yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda taşra teşkilâtına muvafakat vermek; şikâyet başvurularını karara bağlamak; uygulamada ortaya çıkan ihtilafların en aza indirilmesine ve uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik tedbirleri almak” Başkanlığın görevleri arasında sayılmıştır.
Bu hükümlerle, işlem ve eylemlerinden dolayı idarî yargı mercilerinde dava konusu edilen hususlarla ilgili olarak bu merciler nezdinde taraf olma yetkisinin Gelir İdaresi Başkanlığı’na tanındığı açıktır.
Öte yandan 5345 sayılı Kanun’un 5615 sayılı Kanunla değişik 24. maddesinde; “Vergi Dairesi Başkanlığı; yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme, muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, bu işlemler ile diğer işlemlerinden dolayı idarî yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak, gerektiğinde temyiz ve tashihi karar talebinde bulunmak, yargı kararlarının uygulanması işlemlerini yürütmek, vergi uygulamalarını geliştirmek ve iyileştirmek, mükelleflere kanunların uygulanması ile ilgili görüş bildirmek, mükellefi hakları konusunda bilgilendirmek ve uygulamalarında mükellef haklarını gözetmek, mükellef hizmetleri ile bilgi işlem, istatistik, bilgi toplama, eğitim, satın alma, kiralama, vergi inceleme ve denetimi, uzlaşma, takdir ve benzeri görevleri ve işlemleri yürütmekle görevli ve yetkilidir..” denilmekte olup, vergi dairesi başkanlıklarına bu hükümle verilen yetkinin sadece vergilendirme ile ilgili konulardan oluştuğu, dolayısıyla bir davanın tarafı olma yetkisinin vergiden kaynaklanan uyuşmazlıklara ait davaların takip yetkisi ile ilgili olduğu vergi uyuşmazlıkları dışındaki idari uyuşmazlıklarda ise davalı taraf olma yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bir başka dava dosyasında bir örneği mevcut olan Gelir İdaresi Başkanlığının 23.9.2005 günlü, 48508 sayılı yazısında, 5345 sayılı Kanunun 28. madde hükmüne dayanılarak, Gelir İdaresi Başkanı tarafından Vergi Dairesi Başkanlarına “özlük hakları ile ilgili olarak açılacak davalarda savunma, itiraz, temyiz gibi işlemlerde yargı mercilerine istenilen bilgi ve belgelerin gönderilmesi” yetkisinin verildiği, 12.10.2005 günlü, 53267 sayılı yazısında da adı geçen Kanunun 27. maddesine dayanılarak “il içi personelin görev değişikliği hususundaki işlemlerin yürütülmesinde vergi dairesi başkanlarının yetkili kılındığı” görülmüş ise de; bu yetkinin Vergi Dairesi Başkanlıklarının idari davalarda taraf olmasını kapsamadığı, esasen dayanak alınan Kanun maddelerinin de böyle bir yetki devrine olanak vermediği belirlenmiştir.
Davacının naklen atanmasına ilişkin dava konusu işlemin, … Vergi Dairesi Başkanlığı’nca kurulduğu, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın, … Vergi Dairesi Başkanlığı husumetiyle incelenerek sonuçlandırıldığı anlaşılmakta olup dava bir vergi uyuşmazlığına ilişkin olmadığından, davalı tarafın Gelir İdaresi Başkanlığı olması, dilekçenin anılan idareye tebliği suretiyle dosyanın tekemmül ettirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, Gelir İdaresi Başkanlığı husumetiyle incelenerek karara bağlanması gereken davanın yanlış hasımla görülüp karara bağlanmasında usul hükümleri yönünden hukuksal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, …YTL. yürütmenin durdurulması harcı ile posta ücretinden artan …YTL nin istemi halinde davacıya iadesine, 2.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.