Danıştay Kararı 5. Daire 2005/5951 E. 2006/243 K. 30.01.2006 T.

5. Daire         2005/5951 E.  ,  2006/243 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2005/5951
Karar No: 2006/243

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekilleri: …
Karşı Taraf: … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin… günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: … Bankası … Şube Müdürü olarak görev yapan davacının Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesinin feshine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan davanın görev yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
4603 sayılı Yasanın Geçici 6. maddesinin 4.fıkrasında, “25.11.2000 tarihinde bu bankalarda çalışan personelden özel hukuk hükümlerine geçirilenlerin hizmet sözleşmelerinin 31.12.2003 tarihine kadar,bankaların disiplin yönetmelikleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla 1475 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi dışında kalan sebeplerle bankalar tarafından feshedilmesi halinde söz konusu personel hakkında bu Kanunun geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir…..” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin, bankanın yeniden yapılandırılması amacının sağlanabilmesi kapsamında personel sayısının azaltılmasına yönelik olarak tesis edildiği, dolayısıyla anılan sözleşmenin,1475 sayılı İş Kanununun “İşverenin bildirimsiz fesih hakkı” başlıklı 17.maddesi hükmü uyarınca feshedilmesinin söz konusu olmadığı ve ortada sözleşmenin uygulanmasından doğan bir uyuşmazlığın da bulunmadığı anlaşılmakla, davanın görev yönünden reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
… Bankası … Şube Müdürü olarak görev yapmakta iken özel hukuk hükümlerine göre sözleşme imzalayıp 1475 sayılı Yasaya tabi olarak çalışmaya başlayan davacı, İcra Kurulunun 7.10.2003 gün ve 39/3 sayılı işlemiyle, 15.10.2003 tarihi itibariyle sözleşmesi feshedilip 4603 sayılı Yasanın geçici 1/3. maddesi uyarınca kamu hukukuna tabi kılınarak başka kurumlara naklinin sağlanması amacıyla Genel Müdürlük emrine atanması üzerine, sözleşmesini fesheden 7.10.2003 tarihli işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; İş Kanunu hükümlerine tabi olarak işçi statüsünde çalışmakta iken hizmet sözleşmesi feshedilip kamu hukukuna tabi kılınarak Genel Müdürlük emrine atanan davacının, özel hukuk hükümlerine göre yapmış olduğu hizmet sözleşmesinin feshine ilişkin işleme karşı açtığı davanın iş mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle dava görev yönünden reddedilmiştir.
Davacı, davanın idari yargının görev alanına girdiğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
25.11.2000 günlü, 24241 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkındaki Kanuna 4743 sayılı Kanunla eklenen geçici 6. maddenin dördüncü fıkrasında, “25.11.2000 tarihinde bu bankalarda çalışan personelden özel hukuk hükümlerine geçirilenlerin hizmet sözleşmelerinin 31.12.2003 tarihine kadar bankaların disiplin yönetmelikleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17 nci maddesi dışında kalan sebeplerle bankalar tarafından feshedilmesi halinde söz konusu personel hakkında bu kanunun geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir.” kuralı yer almakta; 4603 sayılı Yasanın geçici 1 inci maddesinin 30.1.2002 günlü ve 4743 sayılı Yasanın 6-A. maddesi ile değişik 3 üncü fıkrasında, bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personel çalıştırılamayacağı, yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılmak üzere kendisine sözleşme teklif edilen, ancak özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen, gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalanmayan personelin, bankanın yönetim kurullarınca Devlet Personel Başkanlığı’na bildirileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Olayda, davacının özel hukuk hükümlerine göre sözleşme imzalayıp 1475 sayılı Yasaya tabi olarak çalışmaya başladığı; ancak bankanın yeniden yapılandırılmasının sağlanması ve kendisinden verim alınamadığı gerekçesiyle yukarıda anılan Yasa hükmü uyarınca sözleşmesi feshedilerek istihdam fazlası personel olarak belirlendiği anlaşılmakta olup; 4603 sayılı Yasanın söz konusu hükmü ile verilen bu yetkinin iş hukukuna dayalı olarak yapılan hizmet sözleşmesi dışında, kamu hukuku ile ilgili ve davacının istihdam fazlası personel statüsüne geçirilmesini sağlayan idari bir tasarruf olduğu açıktır. Dolayısıyla davacının sözleşmesinin feshedilerek istihdam fazlası personel sayılmasında da 4603 sayılı Yasanın geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükümlerinin uygulanarak Banka Yönetim Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekli bulunmaktadır.
Öte yandan, 4603 sayılı Yasaya 4743 sayılı Yasanın 6-C. maddesi ile eklenen geçici 6. maddenin dördüncü fıkrasında, sözleşmesi feshedilerek Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilen personele “fesih nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödenmeyeceği”nin belirtilmiş olması; ayrıca, aynı fıkrada sözleşme fesih sebeplerinden 1475 sayılı Yasanın 17. maddesi ile disiplin hükümleri ayrık tutularak bu uyuşmazlıkların İş Kanunu hükümleri uyarınca çözümlenmesinin öngörülmüş bulunması, iş akdinin feshine dayalı istihdam fazlası personel olarak belirlenme işleminin İş Kanunu dışında 4603 sayılı Yasa kuralları çerçevesinde yargısal denetime tabi tutulacağını göstermektedir.
Bu itibarla, sözleşmesi feshedilen ve istihdam fazlası personel olarak atananlar hakkındaki işlemler, özelleştirme amaç ve gerekleri nedeniyle ve kamu gücü kullanılarak kurulan işlemler olduğundan, bu davaların görüm ve çözümü idari yargının görev alanı içinde yer almaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 30.1.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Davalı Banka, 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanunla özelleştirme ve yeniden yapılandırma sürecine alınmıştır. Bu bağlamda Banka personelinin aylık, özlük ve emeklilikleri yönünden tabi oldukları mevzuatın uygulanmasına devam olunmuş; uygun görülenler istekleri halinde, emeklilik statüleri devam etmek koşuluyla özel hukuk hükümlerine göre istihdam edilmişlerdir.
31.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4743 sayılı Yasanın 6/A. maddesi ile 4603 sayılı Yasanın geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında değişiklik yapılmış; getirilen düzenlemede Bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personel çalıştırılmayacağı belirtilmiş, yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılmak üzere kendisine sözleşme teklif edilen, ancak özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen, gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalanmayan personelin, bankaların yönetim kurullarınca Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilecekleri belirtilmek suretiyle yeniden yapılandırma kapsamında Banka personelinin tümünün özel hukuk hükümlerine tabi kılınması süreci yasal olarak tamamlanmıştır.
25.10.2001 tarihinde davalı idare ile hizmet akdi imzalayarak özel hukuk hükümlerine tabi konuma giren davacının, iş akdi 15.10.2003 tarihi itibariyle İş Kanunu uyarınca feshedilmiş ve davacı başka bir kamu kurumu ya da kuruluşuna yerleştirilmesini teminen Banka Genel Müdürlüğü emrine atanmıştır. Bu atama işlemi, 4603 sayılı Kanuna 4743 sayılı Kanunun 6/C. maddesi ile eklenen geçici 6. madde uyarınca yapılmış olup; anılan madde hükmüne göre, hizmet sözleşmesinin feshinin doğal ve zorunlu bir sonucunu yerine getirmek amacıyla tesis edilmiştir. Dolayısıyla davacı iş akdinin feshedilmesi sonucunda doğrudan istihdam fazlası personel konumuna girmiş; ismi de bu nedenle Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmek üzere Genel Müdürlük emrine atanmıştır.
Hal böyle olunca, davacının yeniden istihdam fazlası personel sayılması söz konusu olmadığından, bu hususta izlenecek yöntemin uygulanmasına gerek yoktur. Sözleşmesi feshedilen kişinin Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi zorunludur.
Davacı ile önce sözleşme imzalanmış ve daha sonra feshedilmiş bulunduğundan, sözleşme feshinden doğan bu davanın görüm ve çözümü adli yargının görev alanına girmekte olup, davanın görev yönünden reddi gerekmektedir. Bu yüzden, hukuk ve usule uygun bulunan temyize konu görev ret kararının onanması gerektiği oyu ile bozma yönündeki karara karşıyız.