Danıştay Kararı 5. Daire 2005/5719 E. 2008/59 K. 16.01.2008 T.

5. Daire         2005/5719 E.  ,  2008/59 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2005/5719
Karar No: 2008/59

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, davalı idarece dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Davalı idarece memur olarak görev yapan davacıya verilen şef görev ve yetkisi ile imza yetkisi kazanılmış bir hak oluşturmayacağından, her zaman kaldırılması olanaklı olup, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
19.1.2005 günlü, 25705 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığı’na Devredilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin 1/c bendinde; bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılmış sözleşmeler, kredi anlaşmaları, yatırım projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları leh ve aleyhine adli ve idari yargıda sağlık hizmet sunumundan, iyileştirici tıbbi malzeme alımından dolayı ve sağlık hizmet sunan personelle ilgili açılmış ve açılacak davalar ile icra takiplerinin Sağlık Bakanlığı husumetiyle yürütüleceği; bu sağlık birimlerinin bütün hak, yetki, yükümlülük, alacak ve borçlarıyla Bakanlığa geçeceği hükme bağlanmış; anılan Yasa’nın 10. maddesi uyarınca bu madde hükmü 20.2.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının sağlık hizmeti sunan personelle ilgili bir dava olduğu, 5283 sayılı Yasa uyarınca kadrosu ile birlikte Sağlık Bakanlığı’na devredilen davacının, Sağlık Bakanlığı personeli konumuna girdiği anlaşıldığından, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’na karşı açılan bu davanın 5283 sayılı Yasa’ya göre Sağlık Bakanlığı husumetiyle incelenmesine karar verilerek esasa geçildi:
Dava, SSK … Bölge Hastanesinde memur olarak görev yapan davacının ikinci derece imza yetkisinin iptaline ilişkin 5.4.2004 gün ve 15 sayılı işlem ile şef görev ve imza yetkisinin kaldırılmasına ilişkin 14.4.2004. gün ve 1129 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; SSK … Bölge Hastanesinde yapılan inceleme ve soruşturma sonucu düzenlenen raporda, davacının bazı günlerde gönüllü çalışma uygulamasına ilişkin imza föyünü mesai tarihinden sonraki tarihlerde imzalamak suretiyle yersiz olarak gönüllü çalışma ücreti aldığının kanıtlanamadığı ve soruşturma sırasında toplanan delillerin eksik incelemeye dayandığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare; şef görev ve yetkisi ile imza yetkisi verilmesinin ilgili bakımından kazanılmış bir hak oluşturmayacağını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 128. maddesinde “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Uygulamada, asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı hallerde idarelerce hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir göreve asilde aranan şartlara en yakın personel arasından görevlendirme yapılmakta ve idari görev bu şekilde yürütülmektedir.
Böyle bir durumda belli işleri yapmak üzere görevlendirilen personelin o kadro için öngörülen şartları taşımadığı da gözönüne alındığında, idarenin genel kabul görmüş hukuk kurallarına aykırılık taşımamak kaydıyla, belli bir sebebe dayanmaksızın her zaman görevlendirmeyi sona erdirilebileceği ve verilen imza yetkisini kaldırılabileceği; hizmetin kadro koşullarını taşımayan personel tarafından yürütülmesi ve imza yetkisinin kaldırılmaması konusunda idarenin yargı kararıyla zorlanamayacağı kuşkusuzdur.
Diğer bir deyişle, verilen şef görev ve yetkisi ile imza yetkisinin kaldırılması veya devamı konusunda idarenin takdir hakkı çerçevesinde tasarrufta bulunabileceği açıktır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacıya ikinci derece imza yetkisi tanınması ve şef görev ve yetkisi verilmesinin davacı açısından kazanılmış bir hak oluşturmayacağı, verilen görev ve yetki ile birlikte imza yetkisinin her zaman geri alınabilmesi olanağı bulunduğundan, idarece adıgeçene verilen ikinci derece imza yetkisi ile şef görev ve yetkisinin kaldırılması yolunda kurulan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık, bu işlemlerin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 16.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.