Danıştay Kararı 5. Daire 2005/2698 E. 2005/6541 K. 30.12.2005 T.

5. Daire         2005/2698 E.  ,  2005/6541 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2005/2698
Karar No: 2005/6541

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf : …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E.…, K:… sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının, … Vakıflar Bölge Müdürlüğü görevinden alınmasına ilişkin 2004/6217 sayılı müşterek kararname ile buna dayalı olarak tesis edilen İşletmeler ve İştirakler Dairesi Başkanlığına uzman olarak atanmasına ilişkin 17.08.2004 günlü, 6298 sayılı Vakıflar Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; … Vakıflar Bölge Müdürü olan davacının, görev ve sorumluluğunda bulunan vakıf eserlerinin restorasyon ve onarımlarında kusur ve ihmalinin bulunduğu, restore et, işlet, devret modelinde ihaleye çıkartılan dükkanların tahliyesine ilişkin müzekkereyi yerine getirmediği, bir kısım dükkanların bedelsiz kullanıma izin verdiği, bu şekilde yöneticilik görevinde başarısız olduğu, zafiyet gösterdiği, yapılan soruşturma sonucunda 8 ayrı fiil karşılığında ayrı ayrı disiplin cezalarının ve idari yönden yöneticilik görevinin üzerinden alınmasının teklif edildiğinin görüldüğü, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tebligat ve Cevap Verme” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemede; dava dilekçesinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı, 2. fıkrasında ise; davacının ikinci savunmanın da davacıya tebliğ olunacağı, davalının vereceği ikinci savunmaya davacının cevap veremeyeceği; ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektirecek hususların bulunduğu davanın görüşülmesi sırasında anlaşıldığı takdirde, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceğinin hükme bağlandığını, aynı Yasa’nın “Sonradan ibraz olunan belgeler” başlıklı 21. maddesinde de; dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, bunların vaktinde ibraz edilmelerine olanak bulunmadığına Mahkemece kanaat getirilirse kabul edileceği ve diğer tarafa tebliğ olunacağının belirtildiğini, bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ikinci savunma dilekçesinde davacının cevaplandırması gereken bir hususun bulunması halinde davacıya cevap vermesi için bir sürenin verileceği, ayrıca savunma ile birlikte Mahkemeye sunulmayan belgelerin ise bunların vaktinde ibraz edilmelerine olanak bulunmadığına Mahkemece kanaat getirilirse kabul edilerek davacıya tebliğ edilmesi gerekliliğinin ortaya çıkacağını, adil ve hakça bir yargılamanın temel koşulu olan savunma hakkının bu şekilde kısıtlandığını, dava konusu işleme esas alınan raporlar ve disiplin cezası incelendiğinde, davacıyı kusurlandıracak nitelikte ve görevinden alınmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığının görüleceğini, bu nedenlerle İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı Yasa’nın 16. maddesinde; “1- Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur. 2- Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir.” hükmü, 21 maddesinde de; “Dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgeler, bunların vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadığına mahkemece kanaat getirilirse, kabul ve diğer tarafa tebliğ edilir. Bu belgeler duruşmada ibraz edilir ve diğer taraf cevabını hemen verebileceğini beyan eder veya cevap vermeye lüzum görmezse, ayrıca tebliğ edilmez.” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; dava dosyasının İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda belirtilen usule uygun olarak tekemmül ettiği, ancak davalı idarenin ikinci savunmasını verdikten sonra 17.2.2005 günlü … İdare Mahkemesi’ne ait havale imzası ile Mahkeme kaydına giren, 26.1.2005 günlü ve 2 sayılı soruşturma raporu ve eklerinin sunulması konulu davalı idare dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği, buna karşın kararda bu soruşturma raporu içeriğinde yer alan hususlara değinildiği ve kararın gerekçesinin bir kısmını sonradan ibraz edilen bu rapordaki hususların oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biri olan savunma hakkını tam olarak kullanabilmesi için 2577 sayılı Kanun’un yukarıda değinilen 21. maddesine uygun şekilde, bahsolunan dilekçenin davacıya tebliği ile dilekçe ekindeki raporu inceleyebilme imkanı tanınması suretiyle raporda yer alan hususlara karşı cevap verebilme olanağı sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği halde bu yapılmadan karar verilmiş olmasında yasa ve usule uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan …- lira yürütmeyi durdurma harcı ile posta pulu ücretinden artan kısmın ve temyiz başvuru harcının istemi halinde iadesine, 30.12.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sonradan ibraz olunan belgeler” başlığı altında düzenlenen 21. maddesinde, dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, bunların vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadığına, Mahkemece kanaat getirilirse, kabul ve diğer tarafa tebliğ edileceği belirtilmiş olup, aynı maddede davanın karara bağlanabilmesi için davacı ya da davacının bu belgelere yanıt vermesi bir zorunluluk olarak öngörülmemiştir.
Hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 26.1.2005 günlü ve 2 sayılı soruşturma raporunu Mahkeme kararından öğrendiğini ifade eden davacı, bu soruşturma nedeniyle suçlandığı konu ile ilgili olarak savunmasını yapmış olup (7.12.2004 günlü savunma), Mahkemece savunma hakkının kullandırılmadığından söz etmek mümkün değildir.
Öte yandan; davacının görev dönemi ile ilgili olarak düzenlenen ve davacının bilgisi dahilinde olduğu anlaşılan soruşturma raporunun 2577 sayılı Yasa’nın 21. maddesinde sözü edilen “vaktinde ibraz edilmesi mümkün olmayan belge” kapsamında değerlendirilmesi de hukuken olanaksızdır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 21. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan soruşturma raporunun davacıya incelettirmediği gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulması yönünde verilen karara karşıyım.