Danıştay Kararı 5. Daire 2003/6682 E. 2005/3464 K. 08.07.2005 T.

5. Daire         2003/6682 E.  ,  2005/3464 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/6682
Karar No: 2005/3464

Temyiz İsteminde Bulunanlar :
1- (Davacı): …
2- (Davalı): Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının taraflarca dilekçelerde yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Davalı Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın Cevabının Özeti: Temyizi istenen kararın redde ilişkin kısmının yöntem ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uymadığı, bu nedenle davacı isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Davacının Cevabının Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının reddine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava; Özürlüler Uzman Yardımcısı olan davacının Özürlüler Uzmanlığı kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 29.8.2002 gün ve 375 sayılı işlemin iptali ve yeterlik sınavını kazandığı, 23.11.2001 tarihinden itibaren maaş, özlük ve diğer parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyasının incelenmesinden, davacının 23.12.2002 günlü Özürlüler İdaresi Başkanlığı işlemiyle özürlüler uzmanlığı kadrosuna atamasının yapıldığı tarih itibariyle davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, dava konusu işlemle davacının mahrum kaldığı maaş, özlük ve diğer parasal haklarının idareye başvuruda bulunduğu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, konusu kalmayan dava konusu işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının mahrum kaldığı maaş, özlük ve parasal haklarının idareye başvurduğu 8.8.2002 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Davalı idare; dava konusu işlemin kurulduğu tarih itibariyle hukuka uygun bulunduğunu, davacının atanmasında kendilerinin hizmet kusuru bulunmadığını, dolayısıyla İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup; davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Davacı ise; atanması gereken tarih itibariyle maaş, özlük ve diğer parasal haklarını hakettiğini ileri sürerek İdare Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 125. maddesinde idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 33. maddesinde; kadrosuz memur çalıştırılamayacağı hükmüne yer verilmiş, davacının özürlüler uzman yardımcılığı görevine atandığı tarihte yürürlükte bulunan 571 sayılı Özürlüler İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 29. maddesinde özürlüler uzman yardımcılığına atananların en az üç yıl çalışmak ve her yıl olumlu sicil almak kaydıyla açılacak yeterlik sınavına girme hakkını kazanacaklarını, sınavda başarılı olanların “özürlüler uzmanı” unvanını alacağı kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının göreve başladığı 29.12.1997 tarihinde 20 adet boş özürlüler uzman kadrosu olduğu, üç yıllık yetişme döneminden sonra özürlüler uzman yardımcısı olarak görev yapan personelin 15.11.2001 günü tezlerinin değerlendirildiği, 23.11.2001 tarihinde sözlü savunma sınavına tabi tutulduğu ve başarılı olduğu ve atamaya hak kazandığı, uzman kadrosunun zaman içinde iptal edildiği gerekçesiyle elinde boş olan uzman kadrolarından 3 üne 1.2.2002 tarihinde (3) personelin atamasının yapıldığı, kalan personelin ise durumlarına uygun boş özürlüler uzmanlığı kadrosu olmadığı gerekçesiyle atamalarının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
İhtiyacı nedeniyle özürlüler uzman yardımcılığı sınavını açan bir kurumun uzmanlığa atanma safhasına kadar kadrolarını hazır bulundurması gerektiği kuşkusuzdur.
İdarenin sınavla aldığı uzman yardımcılarının üç yıl gibi uzun bir yetiştirme süresinden geçirdiği gözönüne alındığında, üç yıllık sürede kadroların hazırlanması mümkün iken, bütün bunlar yapılmaksızın durumlarına uygun boş kadro bulunmadığı gerekçesiyle uzmanlık kadrosuna atamasının yapılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığından; idarenin kadroların hazırlanmasında gereken özeni göstermediği, hizmetin geç işlemesi nedeniyle davacının uzmanlık kadrosuna birlikte sınava girip kazandığı emsali uzman yardımcılarından daha geç atanmasında idarenin hizmet kusuru olduğu anlaşıldığından, davacının bu nedenle oluşan zararlarını ödemekle yükümlüdür.
Dolayısıyla davacının birlikte sınava girdiği emsali uzman yardımcılarının uzmanlığa atandığı tarih ile davacının uzmanlık kadrosuna atandığı tarihler arasında uzman yardımcılığı ile uzmanlık arasındaki maaş ve diğer tüm parasal haklarının hesaplanarak, bu miktara idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya tazminat olarak ödenmesi gerektiği açıktır. Bu durumda davacının zarar miktarı hesaplanırken, başlangıç olarak, zararının doğduğu tarih olan davacının birlikte sınava girdiği uzman yardımcılarının uzmanlığa atandığı tarihin esas alınması gerektiği halde, davacının yoksun kaldığı maaş, özlük ve parasal hakları hesaplanırken idareye başvuruda bulunduğu tarih esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının reddine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, posta pulundan artan …-YTL’nın isteği halinde davalı idareye verilmesine, 8.7.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.