Danıştay Kararı 5. Daire 2003/2431 E. 2006/2802 K. 26.05.2006 T.

5. Daire         2003/2431 E.  ,  2006/2802 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/2431
Karar No: 2006/2802

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdari davaya konu edilebilecek nitelikte olmayan işleme karşı açılan davanın esası incelenerek verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava; halen emekli olan davacının, … Jandarma Saymanlık Müdürlüğünde muhasebe memuru olarak görev yapmakta iken, Muhasebat Kontrolörünce düzenlenen rapora dayanılarak, … İthalat İhracat Limited Şirketi’ne yapılan fazla ödemeler nedeniyle oluşan …-TL Hazine zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun bildirilmesine ilişkin 18.10.2002 günlü, 1562 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; gelir ve gider tahakkuk memurlarının, davranışları nedeniyle oluşan Hazine zararlarından sorumlu tutulmasının mümkün olduğu, oluşan zararın tazminin istenebilmesi için bu hususta yapılacak inceleme sonunda Sayıştay Başkanlığı’nca karar verilmesi ve daha sonra tazminin istenilmesi gerektiği, 1050 sayılı Yasa hükümlerine aykırı bir şekilde Sayıştay Başkanlığı’nca bir karar verilmeksizin Hazine zararının davacıdan tahsil edilmesi şeklinde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare; dava konusu işlemin davacının menfaatini ihlal eden ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olmadığını, Sayıştay Başkanlığı’ndan yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğunu öne sürmekte ve anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4577 sayılı Yasanın 5. maddesi ile değişik 2. maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde; idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiş, aynı Yasanın 14. maddesinde; dava dilekçeleri üzerinde yapılacak ilk incelemede idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin dava konusu olup olmadığının inceleneceği, 15. maddesinin 1/b bendinde ise; kesin ve yürütülmesi gereken nitelikte olmayan işleme karşı açılan davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Dava konusu edilen 18.10.2002 günlü işlemle, … İthalat İhracat Limited Şirketi’ne protokollerle belirlenen fiyatların üzerinde ve fazla ödemede bulunulduğu, böylece Hazine zararının doğduğu gerekçesiyle, Muhasebat Kontrolörünce yapılan inceleme sonucu tesbit edilen …TL. Hazine zararından davacının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu bildirilmiştir.
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 13. maddesinde; “Varidat ve masraf tahakkuk memurları ile muhasipler tanzim ettikleri evrakın sıhhatından ve kavanine mutabakatından mesuldürler. Memurların, kanuna muhalefetten bahisle ifasından imtina ettikleri tediyatın icrası amiri italar tarafından tahriren tebliğ olunursa mesuliyet emri veren amiri italara raci olur.
İkinci derecede amiri italar ile varidat ve masraf tahakkuk memurlarının hatalarından mütevellit zararı tazmin ile mükellef tutulmaları Divanı Muhasebatça bil muhakeme verilecek karara mütevakkıftır. Ancak hüküm suduruna kadar mütehakkık zararın teminine lüzum görüldüğü takdirde hazine namına Divanı Muhasebatça müracaat tarihinden itibaren azami bir hafta zarfında icra dairesinden ihtiyati haciz kararı talep edilmek şartıyla bu memurların istihkaklarının tevfik ve mallarının ahara satılmasına veya nakledilmesine mümanaat hususunda Maliye Vekaleti selahıyettardır.” hükmü yer almıştır. Bu hükmün değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere madde kapsamında olanlar varidat ve masraf memurları ve muhasipler olup bunlar tanzim ettikleri evrak nedeniyle sorumluluk almakta ve ortaya çıkan zararı ödemekle yükümlü tutulmaları ancak Sayıştay’ca yapılacak yargılama sonunda verilecek karara bağlı bulunmaktadır.
Dava konusu işlemle tahsil edilmeye çalışılan Hazine zararının, ortada tanzim edilmiş bir inceleme raporuna dayalı olarak Sayıştay Başkanlığı’nca yapılacak yargılama üzerine verilen bir karara dayalı olsa bile, genel hükümlere göre davacıdan tahsili yoluna gidilmesi gerektiği açıktır.
Devlet Memurları Kanunu’nun 12. maddesinde ise; “Devlet memurları görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurlarının kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.
Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul edilmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. Maddenin 1. fıkrası devlet malının korunmasıyla ilgili olup 2. fıkrası idare zararının ödenmesine ilişkindir. Bu fıkrada devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idarenin zarara uğraması halinde bu zararın ilgili memur tarafından ödenmesi kabul edilmiştir. 2. fıkrada ödemeye esas alınan “rayiç bedel” ölçütü bu kavramın anlamı itibariyle maddenin 1. fıkrasında belirlenen “devlet malı” kavramı ile bir bağlantı ve ilgiyi ortaya koymakta ise de, bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak verilen yargı kararlarında, “rayiç bedel” kavramı geniş olarak yorumlanmış ve devlet memurunun her türlü eylemi ile kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizlik sonucu idareye verdiği zararın gerçek bedeli olarak değerlendirilmiştir. 12. maddesinin 3. fıkrası zararın ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümlerin uygulanmasını öngörmektedir.
Konuya ilişkin düzenlemelerin yer aldığı yasalarda ve yönetmelikte, sorumluluğu saptanan kamu görevlilerinin sorumluluklarının hangi yaptırımı içerdiği ve ortada bir Devlet zararı söz konusu ise, bu zararın kendilerinden nasıl tahsil edileceği konusunda özel nitelikte olan kural işletilmediğine göre, uyuşmazlığın, yorumu ve uygulanması yargı kararları ile istikrar kazanmış bulunan Devlet Memurları Kanunu’nun 12. maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu edilen işlemde yer alan, bahsi geçen ilaç firmasına protokollerle belirlenen miktardan fazla ödeme yapılması nedeniyle doğan zarardan davacının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu yolundaki ifadenin; zararın davacı tarafından rızaen ödenmediği takdirde genel hükümler uygulanmak suretiyle tahsili yoluna gidileceği anlamını içerdiği ve bu haliyle de davaya konu edilen işlemin uygulanması zorunlu nitelik taşımadığı ortadadır. Dolayısıyla idari davaya konu edilebilecek nitelikte olmayan işleme karşı açılan davanın esası incelenerek verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasayla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 26.5.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.