Danıştay Kararı 5. Daire 2002/3906 E. 2003/985 K. 25.03.2003 T.

5. Daire         2002/3906 E.  ,  2003/985 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2002/3906
Karar No: 2003/985

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: PTT Genel Müdürlüğü
Vekilleri: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Davacı Sendika, kurucu üyesi olan ve … PTT Merkez Müdürlüğü’nde Şef olarak görev yapan …’ın, … PTT Merkez Müdürlüğü’nde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin 20.3.2002 günlü, 3417 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı Yasa’nın değişik 2. maddesinin 1/a. fıkrasında iptal davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 19/f. maddesinde, üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etme veya ettirmenin, dava açmanın ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmanın, sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetlerinden olduğunun hükme bağlandığı; bu iki yasa maddesinin birlikte değerlendirilmesinden, kamu görevlileri sendikalarının, kuruluş ve amaçlarına uygun olarak yasada tanımını bulan üyelerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfatlerinin korunması noktasında dava açma ehliyetlerinin mevcut olduğu; tek tek üyelerinin şahsi menfaatlerini ilgilendiren işlemlerle ilgili olarak dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı; ancak, üyelerinin, açacakları davalarda hukuki yardım talep etmeleri halinde hukuki yardımda bulunma yetkilerinin olduğu sonucuna varıldığı; dava konusu uyuşmazlıkta, davacı Sendika’nın kurucu üyesi olan …’ın geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin işleme karşı davacı Sendika’nın vekili tarafından dava açılmış ise de; söz konusu işlem doğrudan davacının şahsi menfaatini ilgilendirdiğinden, davanın bizzat menfaati ihlal edilen … tarafından veya adı geçence yetkilendirilmiş avukatça açılması gerektiği; bu durumda, dava açma ehliyeti bulunmayan Sendika’nın açmış olduğu bu davanın esastan incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasa’nın 15/1-b. maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine hükmedilmiştir.
Davacı Sendika vekili; 4688 sayılı Yasa’nın 19/f. maddesinde yer alan hüküm karşısında, Sendika tarafından verilen vekaletname ile açılmış olan davada ehliyet yönünden bir aykırılık bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
12.7.2001 günlü, 22460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.6.2001 tarih ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun “Sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri” başlığını taşıyan 19. maddesinin 2. fıkrasının (f) bendinde; “üyelerinin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etme veya ettirme, dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma”, sendikaların yetki ve faaliyetleri arasında sayılmıştır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi’nce; 4688 sayılı Yasa’nın 19. maddesinin 2/f. fıkrası uyarınca sendikaların, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin bulunan bir işlemin iptali istemiyle dava açabilecekleri; tek tek üyelerinin şahsi menfaatlerini ilgilendiren işlemlerle ilgili olarak dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı; ancak, bir üyesi hakkında tesis edilen bireysel işlemle ilgili olarak bu üye tarafından açılacak olan davada, üyenin talep etmesi halinde hukuki yardımda bulunma yetkisi olduğu kabul edilmiş ise de; 4688 sayılı Yasa’nın 19/2-f. maddesinde; sendikaların, idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında üyelerini yargı organları önünde temsil etme veya ettirme, dava açma ve açılan davalarda taraf olma durumlarının, “hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıktığı haller” olarak kabul edilmiş olması ve bu gerekliliğin ortaya çıkması durumunda sendikaların, üyeleri adına dava açabileceklerinin açıkça hükme bağlanmış olması karşısında, Mahkeme’nin aksi yöndeki yorumuna katılmaya hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi’nce, 4688 sayılı Yasa’nın 19. maddesinin 2/f. fıkrasında yer alan hüküm gözönünde bulundurularak, dosya tekemmül ettirilip dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın ehliyet yönünden reddinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan …- lira yürütmeyi durdurma harcı ile posta pulu ücretinden artan …- liranın isteği halinde davacıya verilmesine, 25.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.