Danıştay Kararı 5. Daire 2002/1918 E. 2003/28 K. 14.01.2003 T.

5. Daire         2002/1918 E.  ,  2003/28 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2002/1918
Karar No: 2003/28

Temyiz İsteminde Bulunanlar:
1 – Davacı: …
2- Davalı: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili : …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının davacı ve davalı idare tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün Cevabının Özeti: Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Davacının Cevabının Özeti: Süresinde cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci ve Onikinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Kanunun 10. maddesi ile eklenen Ek-1. maddesi gereğince yapılan müşterek toplantıda işin gereği düşünüldü:
Dava, Türkiye İş Kurumu … Şubesinde memur olarak görev yapmakta iken müdürlük bünyesinde yürütülen soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan ve bu soruşturma sonucunda Devlet Memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının, bu işlemler nedeniyle görevden ayrı kaldığı Haziran 1998 tarihinden mahkeme kararı üzerine görevine iade edildiği, 24.10.2000 tarihine kadar ki döneme ait maaş ve her türlü özlük haklarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 4455 sayılı Af Kanununda yer alan hükümlerin bir bütün hailnde değerlendirilmesinden; Kanun kapsamındaki disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedildiği, affın ilgililere geçmiş süreler için parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermediği, özlük haklarının ilgililere verilmeyeceğine dair bir hükmün ise kanun metninde yer almadığının görüldüğü, bu itibarla, 4455 sayılı Af Kanunu uyarınca göreve iade edilen davacının görevden uzaklaştırıldığı Haziran 1998, Mayıs 1999 tarihleri arasındaki dönem ile göreve son verme işleminin tesis edildiği Mayıs 1999 tarihinden göreve iade edildiği 24.10.2000 tarihleri arasındaki döneme ait maaş ve benzeri parasal haklarının davacıya ödenmemesinde anılan Yasa maddesine aykırılık bulunmadığı, öte yandan, özlük haklarının tanınmayacağına dair bir hüküm kanun metninde yer almadığından, açıkta geçen sürelerin intibakında değerlendirilerek özlük haklarından istifade ettirilmesi gerektiği gerekçesiyle açıkta geçen döneme ait parasal hakların ödenmesine karar verilmesi isteminin reddine, özlük haklarından istifade ettirilmesine karar verilmesi isteminin ise kabulüne hükmedilmiştir.
Söz konusu İdare Mahkemesi kararının, kabule yönelik kısmı davalı idare tarafından; 4455 sayılı Yasada özlük haklarının ilgililere verilemeyeceğine dair açık hüküm bulunmamasının kişiye özlük haklarının verileceği anlamına gelmediği, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilen ve 4455 sayılı Kanun uyarınca davasına devam isteminde bulunabileceği halde bu hakkını kullanmayıp karar verilmesine yer olmadığına dair Mahkeme kararı üzerine görevine atanan davacının, devlet memurluğundan çıkarıldığı tarihten göreve başladığı tarihe kadar olan sürenin derece yükselmesi ve kademe ilerlemesinden değerlendirilemeyeceği, kararın redde yönelik kısmı ise davacı tarafından; 11 Eylül 1999 tarih ve 23813 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1999/1 Nolu Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı Genelgesinin 9. maddesinde yer alan hüküm uyarınca mezkur Kanunun yürürlüğe girdiği 3.9.1999 tarihinden önceki dönemler için geriye dönük ödeme yapılamayacağına dair hüküm bulunsa da, bu tarihten sonraki hakların ödenmemesi ile ilgili bir açıklama bulunmadığından, bu tarihten sonraki haklarının ödenmesi gerektiği, 4455 sayılı Kanunun 1 nci maddesinin 2 nci paragrafında yer alan hükmün dava konusu işleme uygulanamayacağı, ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
4455 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanunun 1. maddesinde; “23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenmiş, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar veya istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçları sebebiyle kurumla sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezaları ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 68. maddesinin (e) ve (f) bentlerine ve 69. maddesinin bir ile dördüncü fıkralarına göre verilmiş yer değiştirme veya meslekten çıkarma, mülga 2556 sayılı Hakimler Kanununun 92. maddesinin bir, iki, dört ve altıncı fıkralarına göre verilmiş meslekten çıkarma cezaları hariç olmak üzere; kanun, tüzük ve yönetmelikler gereğince memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile affedilmiştir. Ancak bu af, ilgililere geçmiş süreler için parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermez” hükmü yer almış, aynı Kanunun 2. maddesinde ise, “Bu Kanunun kapsamına giren ve 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenmiş disiplin suçları nedeniyle verilmiş olan disiplin cezalarına karşı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargı mercilerine başvurmuş olanlardan, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde dosyanın bulunduğu yargı merciine müracaat etmek suretiyle davaya devam etmek istediklerini bildirmeyenlerin davaları hakkında; görülmekte olan davalarda davayı gören mahkemece, karar temyiz edilmiş ise Danıştay’ca karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerine bırakılmasına karar verilir” hükmü yer almaktadır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının Türkiye İş Kurumu … Şubesinde memur olarak görev yapmakta iken, bu Şubede yapılan denetimler sırasında; 1997-1998 yılları arasında … Şube Müdürlüğü ile çeşitli firmalar arasında düzenlenen istihdam garantili kurslarda, bordro karşılığı ödenmesi gereken eğitici-öğretici ücretleri ile kursiyerlere zaruri ödemelerin yapılmamasında sorumluluğu saptanarak, 25.6.1998 tarihinde görevinden uzaklaştırıldığı, Yüksek Disiplin Kurulunun 13.5.1999 tarihli kararı ile de 657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesi uyarınca “Devlet Memurluğundan Çıkarma” cezasıyla tecziye edildiği ve ayrıca davacının da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde Türk Ceza Kanunun 230. maddesi gereğince görevi ihmal suçundan kamu davasının açıldığı, meslekten çıkarma cezasına karşı açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla ve söz konusu fiillerin yüz kızartıcı suçlar arasında yer almadığı ve davacının da 30 gün içinde davaya devam isteğinde bulunmadığı gerekçesiyle, 4455 sayılı Yasa hükümleri uyarınca dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmolunması yolundaki karar gereği davacının 18.10.2000 günlü olur ile görevine iade edilip, 24.10.2000 tarihinde de görevine son verildiği Mayıs 1999 tarihi ile göreve başladığı 24.10.2000 tarihleri arasındaki maaş, ikramiye ve özlük haklarına ilişkin isteminin reddedilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı, ayrıca … tarihli … İdare Mahkemesi kararının da, Danıştay Onikinci Dairesinin 21.11.2002 günlü, E:2000/4614, K:2002/3663 sayılı kararıyla onandığı anlaşılmıştır.
Af, mahkümiyetin cezai sonuçlarını ortadan kaldıran bir müessesedir. Geleceğe yönelik sonuç doğurur, mahkümiyete konu fiilleri ortadan kaldırmadığı için, cezanın nedenini oluşturan eyleme bağlı zararın tazmini ve telafisi amaçlanmaz. 4455 sayılı Af Kanunu ile kanun kapsamına giren disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedildiği belirtilirken, affın ilgililere geçmiş süreler için parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermediğinin kurala bağlanmış olması, cezanın nedenini oluşturan eyleme bağlı zararın tazmininin ve telafisinin mümkün olmadığını göstermektedir.
Davacının, devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali istemiyle açtığı dava, İdare Mahkemesinde Af Yasası nedeniyle “karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilerek sonuçlandırılmıştır. Davalı idare, davacıyı anılan İdare Mahkemesi kararını da lehe değerlendirmek suretiyle, Af Yasası nedeniyle devlet memurluğuna tekrar atamıştır.
Olayda, devlet memurluğundan çıkarma cezasını alındığı tarih itibariyle ortadan kaldıran bir idare mahkemesi kararının bulunmaması, yukarıda açıklandığı gibi Af Yasasının da geçmişe değil, geleceği yönelik sonuç doğurması karşısında, davacının açıkta geçen süresinin memuriyet hizmetinde değerlendirme olanağı bulunmamaktadır.
Buna göre, yukarıda anılan 4455 sayılı Kanun hükümlerinde, özlük hakları yönünden ayrı bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle, davacının açıkta geçirdiği sürelere ait özlük haklarının kabulü yolunda kurulan Mahkeme hükmünde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafından ileri sürülen hususlar; Mahkeme kararının parasal haklar yönünden kurmuş olduğu hükmün bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, parasal haklar yönünden kurmuş olduğu hükmünün onanmasına oybirliğiyle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle sözkonusu Mahkeme kararının özlük hakları yönünden kurulan hükmünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına oyçokluğuyla, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 14.1.2003 tarihinde karar verildi.

(X)(X) AZLIK OYU:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlı olup, temyize konu İdare Mahkemesi kararının dayandığı gerekçe hukuk ve yönteme uygun olup bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından tarafların temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.