Danıştay Kararı 5. Daire 2001/5253 E. 2003/796 K. 13.03.2003 T.

5. Daire         2001/5253 E.  ,  2003/796 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/5253
Karar No: 2003/796

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: Milli Eğitim Bakanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdarenin güvenlik soruşturması sonucu elde edilen somut olmayan bilgilere dayanarak davacının atamasını yapmaması yolundaki dava konusu işlem; hukuk devletinin bir öğesi olan “kanun önünde ve kamu hizmetleri girmede eşitlik ilkesi”ne aykırılık oluşturduğundan, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavını kazanan davacının, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının sürdüğü gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
3.10.1993 günlü 21717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren M.E.B.lığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 14.maddesinde M.E.B.lığı müfettiş yardımcılığına atanabilmek için giriş sınavını kazanmak gerektiği, 17.maddesinde müfettiş yardımcılığı sınavına katılacaklar da aranan nitelikler 6 fıkra halinde sayılmış, bunlardan 17/c fıkrasında “sicili ile yapılacak inceleme sonucunda tutum ve davranışları yönünden müfettiş yardımcılığına alınmasına engel hali bulunması” gerektiği belirtilmiş son fıkrasında da, sınavda başarı gösterenlerin, müfettiş yardımcılığına atanmaları puan başarı sırasına göre yapılacağı” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 31.10.1999 günü yapılan yazılı ve 26.11.1999 günü sözlü sınava giren ve istenilen belgeleri veren davacının sınavı kazandığı ve atanma ile ilgili işlemlerin yürütüldüğünün 6.12.1999 günlü 8241 sayılı yazı ile bildirildiği, 4.5.2000 günlü başvurusu üzerine de 22.6.2000 günlü 4354 sayılı işlemle, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması ile ilgili işlemlerin devam ettiğinin bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, davalı idare savunmalarından davacı hakkında bir müfettişe yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 17.11.1999 günlü 8274/1 sayılı raporda ve arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasına ilişkin yazı ya dayalı olarak anılan yönetmeliğin 17/3.maddesi uyarınca atamasının yapılmadığı bildirilmekte ise de, davacının Yasalara göre suç teşkil etmeyen sendika üyesi olması ve sendika faaliyetlerinde bulunmasının müfettiş yardımcılığına atanmaya engel bir faaliyet olarak yorumlanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, davacıya verilmiş olan disiplin cezalarının yargı kararı ile iptal edildiği ve 23.4.1999 tarihinden önce işlenmiş oldukları için 4455 sayılı yasa uyarınca bütün sonuçları ile iptal edildiğinden, sicil dosyalarından çıkartılması gereken disiplin cezalarına ilişkin kayıtların davacı aleyhine değerlendirme konusu yapılmasında anılan Yasa hükmüne uyarlık bulunmamaktadır.
Davacının eğitimi, takdirnameleri, katıldığı kurs belgeleri ve yazdığı kitaplarla bilgi ve deneyimini ortaya koyduğu gözetilmeden tesis edilen, dava konusu işlemde sebep ve maksat yönünden hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan anılan Yönetmeliğin 17.maddesinde belirtilen, sınava girebilmek için aranan şartların, adaylarda bulunup bulunmadığının, idarece sınav öncesinde araştırılarak, ancak koşulları taşıyanların sınava çağrılması gerekirken, sınavlara başladıktan sonra söz konusu incelemelerin yapılmasında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavını kazanan davacının, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının sürdüğü gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin 22.6.2000 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında yaptırılan inceleme ve güvenlik soruşturmaları gözönüne alındığında mevcut tutum ve davranışları ile müfettişlik görevini olumlu bir şekilde yürütemeyeceği kanaati oluştuğundan davacının müfettiş yardımcılığına atanmamasına ilişkin dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan insan haklarına, memur güvencelerine ve sendika hakkına aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 10. maddesi herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit ve devlet organları ile idari makamların bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğunu açıklayarak “kanun önünde eşitlik ilkesini” temel bir kural olarak benimsemiştir. 70. maddesinde ise, her Türk’ün kamu hizmetlerine girme hakkına sahip bulunduğu, hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka bir ayrım gözetilemeyeceği açıklaması ile “kamu hizmetlerine girmede eşitlik ilkesi” vurgulanmıştır.
Bu ilkeleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kuralları olmasının yanında, hukuk devleti ilkesinin ve Anayasa’nın 11. maddesi hükmünün doğal sonucudur.
Anayasanın 70. maddesinde öngörülen “görevin gerektirdiği niteliklerin” hiç kuşkusuz subjektif değerlendirmelerle değil, objektif, genel ve gayri şahsi nitelikteki kurallarla belirlenmesi gerekir. Her görevin gerektirdiği nitelikler, devlet memurları için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde, bu kanun kapsamı dışında kalanlar içinde özel yasalarıyla veya yönetmelikleriyle belirlenmiştir. Adıgeçen Kanunun 48. maddesinde devlet memurluğuna alınmanın genel şartlar tek tek sayılmış, özel şartlar ise;
1- Hizmet göreceği sınıf için yasada belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarından birinden diploma almış olmak,
2- Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak olarak açıklanmıştır.
Davacının atanmak istediği Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı için; 3.10.1993 gün ve 21717 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin “Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavına Katılacaklarda Aranan Nitelikler” başlıklı 17/c maddesinde; “sicili ile yapılacak inceleme sonunda tutum ve davranışları yönünden müfettiş yardımcılığına alınmasına engel hali bulunmamak” kuralına yer verilmiştir.
Kamu görevine atama yapıp yapmamak konusunda idarenin sahip olduğu takdir yetkisi sadece “boş olan kadroya atamak veya atamamak” konusuna ilişkin genel bir yetki olup, bu kadroya atanacak kişinin tutum ve davranışları üzerinde değerlendirme yapma yetkisini içermez. Başka bir ifade ile idare boş olan bir kadroya atama yapmak için harekete geçtiği andan itibaren bağlı yetki içine girer. Bu sürenin sonunda artık yasada ve yönetmeliklerde belirlenen niteliklere sahip olup, yarışma ve yeterlik sınavını kazanmış olanlar arasından sırası ile atama yapmak zorundadır. İdarenin bu niteliklere sahip olanlar arasından “ilgilinin tutum ve davranışlarına” göre seçme hakkına sahip olduğunu kabul etmek Anayasa ve Yasa ile belirlenen özelliklerin bir yana bırakılarak, atama işlemini yetkili makamın subjektif değerlendirmesine bırakmak anlamını taşır ki, bunun sınırını belirleme olanağı yoktur. Böylesine subjektif değer yargılarına bağlı olarak kullanılacak takdir yetkisinin keyfiliğe dönüşmesi muhtemel olduğu gibi, böyle bir uygulama Anayasa’da ifade edilen “kanun önünde eşitlik” ilkesinin ve “kamu hizmetine girme hakkının” ihlali niteliğini taşır.
Bu hukuki durum karşısında, davalı idarenin güvenlik soruşturmasına ve yine bu soruşturma sonucu elde edilen “tutum ve davranışlarıyla müfettişlik görevini olumlu bir şekilde yürütemeyeceği görüşünü kuvvetlendiren ibareler olduğu” şeklindeki somut olmayan bilgilere dayanarak davacının atamasının yapılmaması yolundaki dava konusu işleminde hukuka ve Anayasaya uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, 13.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.