Danıştay Kararı 5. Daire 2000/476 E. 2000/1516 K. 17.05.2000 T.

5. Daire         2000/476 E.  ,  2000/1516 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/476
Karar No: 2000/1516

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: Adalet Bakanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Benzer bir davada Uyuşmazlık Mahkemesince verilmiş bulunan 3.5.1999 günlü, E:1999/1, K:1999/11 sayılı kararda, … Yönetim Kurulunun lojman tahsisi ile ilgili işlemlerinin iptali istemiyle açılan davaların çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğuna karar verilmiş olup; İdare Mahkemesince aksi yönde verilmiş bulunan kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davacının lojman tahsisi istemini reddeden … Vakfı Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesinin vermiş olduğu “görev ret” kararının bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 3.5.1999 gün ve E:1999/1,K:1999/11 sayılı kararında, benzer uyuşmazlık nedeniyle doğan “olumlu görev uyuşmazlığında” davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiş olduğundan, davacının temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 ncu maddesi uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmek üzere Mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Danıştay Tetkik Hakimi olarak görev yapan davacı, … Vakfı (…) Yönetim Kurulunun lojman tahsisine ilişkin 26.8.1999 günlü, 37 sayılı kararının ve kendisine lojman tahsis edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı Yasanın 2/1. maddesinin incelenmesinden, idarenin taraf olduğu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde incelenebilmesi için, bu sözleşmelerin “idari sözleşme” niteliğinde olup olmadığının incelenmesinin gerektiği; bir sözleşmenin idari sözleşme sayılabilmesi için taraflardan birinin idare olmasının, konusunun doğrudan veya dolaylı olarak bir kamu hizmetine ilişkin bulunmasının ve sözleşmenin özel hukuk sözleşmelerinde rastlanmasına olanak bulunmayan olağanüstü hüküm ve şartları içermesinin gerektiği; …’da Tetkik Hakimi olarak görev yapan davacının, … Vakfı (…)Yönetim Kurulunun lojman tahsisine ilişkin 26.8.1999 günlü, 37 sayılı kararı ile adına lojman tahsisi yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtığı; davanın çözümüyle görevli yargı yerinin belirlenmesi için …’nın hukuki statüsüne ve işlemin niteliğine bakılması gerektiği; yasakoyucunun, bir özel hukuk tüzel kişisi kurarak, ona bir takım kamusal yetki ve ayrıcalıklar tanımak suretiyle kamu hizmeti ödevi yükleyebilmesinin ve bu şekilde kurulan ve kamu kurumu özelliği taşıyan kuruluşlarca kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak idari işlem tesis edilebilmesinin olanaklı olduğu; ancak, …, yukarıda belirtilen özel bir yasa ile kurulmayıp, Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisi olduğuna ve bu konuda bir tartışma bulunmadığına göre, bu Vakfın özel hukuk hükümlerine tabi olacağının kuşkusuz olduğu; bu durumda, adıgeçen Vakıf Yönetim organınca gerçekleştirilen hukuki tasarrufların yasa ile devredilmiş bir kamusal yetkiye dayanmaması nedeniyle bunların idari bir nitelik taşımadığı; bu Vakfın, “salt kamu hizmeti alanında faaliyet göstermeyi amaçladığından ve kurucuları ile organlarının kamu görevlilerinden oluştuğundan” bahisle, faaliyetlerine ilişkin kararlarının idari nitelik kazandığından sözedilemeyeceği; bu durumda, uyuşmazlığın özel hukuk kurallarına göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine hükmedilmiştir.
Davacı, benzeri bir olayda Uyuşmazlık Mahkamesince verilen 3.5.1999 günlü, E:1999/1, K:1999/11 sayılı kararda, davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğunun karara bağlandığını; öte yandan, kendisiyle aynı durumda olan kişiler tarafından açılan davalarda İdare Mahkemelerince görevlilik kararı verildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dava konusu olayda davalı idarece, lojman tahsis işleminin … tarafından yapıldığı ve adıgeçen Vakfın özel hukuk hükümlerine göre kurulması nedeniyle davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ve İdare Mahkemesince bu hususlar gözönünde bulundurularak davanın görev yönünden reddine hükmedilmiştir.
… Vakfı (…), … Derneği Yönetim Kurulunca, 14.1.1981 günlü toplantıda Genel Kurulun verdiği yetkiye dayanılarak Türk Medeni Kanununun 73 ve müteakip maddeleri hükümlerine göre kurulmuş ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı tescile dair kararı ile tüzel kişilik kazanmıştır.
…’nın kuruluşuna ilişkin Vakıf Senedinde Vakfın kuruluş amaçları sayılmış ve bunların arasında “Adalet Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı ile infaz ve ıslah kurumlarının hizmet ve lojman ihtiyacı için taşınmaz mal alımı”na da yer verilmiş olup; 1997 yılının Temmuz ayından itibaren …’da Tetkik Hakimi olarak görev yapmaya başlayan ve atamasını müteakip lojman tahsisi talebiyle Adalet Bakanlığına başvuran; ancak, 1999 yılı Ağustos ayında lojman olarak tahsis edilmek üzere Vakıf tarafından alınan ve mülkiyeti vakfa ait olan 128 lojman içerisinden kendisine tahsis yapılmamış olan davacının, “Vakıftan yararlanacaklar” arasında olduğu tartışmasızdır.
Kamu görevlilerine lojman tahsis edilmesi, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve buna göre çıkarılan Kamu Konutları Yönetmeliği ile düzenlenmiş olup, bu yasal düzenlemeler idare hukuku alanının kapsamında bulunmaktadır.
… Konut Yönetmeliği incelendiğinde, konutların tahsisi konusunda, merkezde … Yönetim Kurulunun, taşrada ise Adli Yargı Adalet Komisyonunun yetkili olduğunun belirlendiği ve genel olarak da, bu Yönetmelikte yer alan hükümlerin, Kamu Konutları Yönetmeliği hükümlerine paralel düzenlemeler olduğu görülmektedir. Şu kadar ki, Kamu Konutları Yönetmeliğinden farklı olarak, kendisine konut tahsis edilenle Vakıf arasında “kira sözleşmesi” düzenlemesi esası benimsenmiş ve konuttan çıkarılmayı gerektiren durumda kolluk kuvvetinden yararlanma yerine yetkili makam tarafından ilgili hakkında tahliye davası açılması öngörülmüştür.
Davacı, … Yönetim Kurulunun lojman tahsisine ilişkin 26.8.1999 günlü, 37 sayılı kararının ve Konut Yönetmeliğine göre kendisine lojman tahsis edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmış olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde Yönetmeliğin “Vakıf Konutlarının Tahsis Usul ve Esasları” hakkındaki hükümlerine bakılacağı açıktır.
Buna göre, idare hukuku alanına ilişkin bulunan Vakıf Konut Yönetmeliği ile önceden düzenlenmiş objektif kurallara göre yapılan değerlendirme sonucunda yetkili organ tarafından re’sen ve tekyanlı biçimde tesis edilen dava konusu işlemler, tüm unsurları bakımından idari bir işlem niteliği taşımaktadır.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 3.5.1999 günlü, E:1999/1, K:1999/11 sayılı kararında açıkça vurgulandığı üzere; “…’nın kuruluşuna ilişkin Vakıf Senedinin 20.maddesinde sözü edilen kamu hizmetlerinden sağlanacak gelirlerin vakıf amacına tahsis edilmesi ve bu şekilde klasik kamu hizmetlerinin özel hukuk kişilerine gördürülmesi olağan bir yöntem değil ise de; kurucuları ile organları tümüyle Bakanlık merkez teşkilatında görev yapan kamu görevlilerinden oluşan … Vakfının, süreklilik arzeden gelirinin “Bakanlık Taşra Teşkilatı tarafından verilecek her türlü hizmetlerden dolayı sağlanacak gelirler’den oluştuğu; gelirlerinin en az %80 ini nevi itibariyle genel bütçeli idare bütçesi içinde yer alan bir hizmetin yerine getirilmesi amacıyla tahsisan kurulmuş olması nedeniyle 903 sayılı Kanunun 4.maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyetinden yararlandığı dikkate alındığında, “adalet hizmeti”ne yardımcı ve “o”na bitişik olarak kamu hizmeti yerine getiren ve ağırlıklı olarak kamusal bir nitelik taşıması dolayısıyla da, kamu tüzel kişiliğine yaklaşan yeni bir müessese olduğunun kabulü gerekir.
…’nın Medeni Kanun hükümlerine göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisi olması, tümü merkezi idarenin üst düzey kamu görevlilerinden oluşan Vakıf Yönetim Kurulunca idari usul ve esaslara göre tesis edilen işlemin idari niteliğini ortadan kaldırmaz.
Bir özel hukuk tüzel kişisi olmakla birlikte … Vakfının, kurucuları ile organlarının tümüyle kamu görevlilerinden oluştuğu ve genel bütçeli idare bütçesinde yer alan kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kurulduğu dikkate alındığında; Vakıf, yapısı ve işlevleri yönünden nitelik itibariyle kamusal alana taşmakta; lojman tahsisi konusunda Vakıf Konut Yönetmeliğinde belirtilen yetkili komisyonlarca tesis edilen işlemler adalet hizmetiyle birlikte yürüyen ve ona bitişik idari nitelik taşımaktadırlar.”
Öte yandan; olayda davacının Hakim olduğu; lojman tahsisine yönelik başvuruyu Adalet Bakanlığına yaptığı; her ne kadar “tahsis” Vakıfça yapılmakta ise de, işlemlerin Adalet Bakanlığınca yürütüldüğü ve bu suretle icrailik kazandığı; ayrıca, konuya ilişkin olarak tesis edilen işlemlerin Bakanlıkça ilgililere tebliğ edildiği hususları da gözönünde bulundurulduğunda, anılan işlemlerin, “örtülü” bir biçimde de olsa Adalet Bakanlığı işlemi niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Yukarıdan itibaren açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; … Yönetim Kurulunun lojman tahsisine ilişkin 26.8.1999 günlü, 37 sayılı kararının ve davacıya lojman tahsis edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu anlaşıldığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan …-lira yürütmeyi durdurma harcı ile posta ücretinden artan … liranın isteği halinde davacıya iadesine, 17.5.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) AZLIK OYU:
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ve anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.