Danıştay Kararı 5. Daire 2000/1927 E. 2002/4634 K. 26.11.2002 T.

5. Daire         2000/1927 E.  ,  2002/4634 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/1927
Karar No: 2002/4634

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : D.S.İ Genel Müdürlüğü
Vekili: …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dava konusu olayda, davacının, … Bölge Müdürlüğü emrinde görevlendirilmesine ilişkin 29.6.1999 günlü işlemin tesisinden sonra; önce 27.8.1999 günlü işlem ile … Şube Müdürlüğü’nde, daha sonra da 28.9.1999 günlü yeni bir işlemle Genel Müdürlük emrinde görevlendirilmiş olmasının; davalı idare tarafından dava konusu 29.6.1999 günlü ilk işlemin “geri alınmadığının” açık olması nedeniyle, bakılan davanın konusuz kalması sonucunu doğurmayacağı tartışmasızdır. Bu nedenle, Mahkeme’ce işin esasına girilmeksizin, “davanın konusuz kaldığı” gerekçesine dayalı olarak hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; davacı tarafından temyize gelinmemiş olması ve “aleyhe bozma yasağı” ilkesi karşısında, bu durumun, anılan kararın davalı idare aleyhine bozulmasına yol açmayacağı açıktır.
Öte yandan, bakılan davanın açılmasına davalı idarece sebebiyet verildiğinin açık bulunması karşısında, Mahkeme’ce “karar verilmesine yer olmadığı” yolunda verilen kararda davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinde ve ayrıca, posta giderlerinin davalı idareye yükletilmesinde hukuki isabetsizlik bulunmadığından, kararın bu kısımlarına yönelik davalı idare temyiz isteminin reddiyle, sözü edilen kısımların yukarıda yapılan açıklamaların da eklenmesi suretiyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Buna karşılık, 6200 sayılı Yasa’nın 49. maddesinde yer alan hüküm ve bu hükmün iptali istemiyle açılan dava sonunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen 24.12.1970 günlü, E:1970/36, K:1970/50 sayılı karar karşısında, başvurma ve karar harcının davalı idareye yükletilmesine hukuken olanak bulunmadığından; davalı idarenin kararın bu kısmına yönelik temyiz isteminin kabulüyle, anılan harçların davalı idareye yükletilmesine ilişkin kısmın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, İdare Mahkemesince verilen kararın yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen bölümünün onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Davacı, D.S.İ. Genel Müdürlüğü … Şube Müdürü olarak görev yapmakta iken, … Bölge Müdürlüğü emrinde geçici görevle görevlendirilmesine ilişkin 29.6.1999 günlü, P.5558 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, adı geçenin, dava konusu işlemin tesisinden sonra, bu görevlendirilmesi kaldırılarak, önce 27.8.1999 günlü, P.8765 sayılı yeni bir işlemle … Şube Müdürlüğü’nde, daha sonra da 28.9.1999 günlü, P.8648 sayılı işlemle Genel Müdürlük İşletme ve Bakım Daire Başkanlığı emrinde görevlendirildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, bakılan davanın konusunu oluşturan ve davacının … Bölge Müdürlüğü emrinde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin bulunan işlem yürürlükten kaldırıldığından, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin, davacının dava açmasına sebebiyet verecek nitelikte olmadığını, hukuka aykırı bir yönünün de bulunmadığını; buna rağmen, yargılama giderlerinin idareden tahsiline hükmedilmesinde ve ayrıca idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İptal davaları ile, idarenin tesis ettiği idari nitelikteki işlemlerin, tesis edildikleri tarihteki hukuki duruma göre uygunluğunun denetleneceği ve idari işlemlerin, “geri alınmadıkları” ya da “yargı yerlerince iptal edilmedikleri” sürece hukuken geçerliliklerini koruyacakları tartışmasız olup; davacının, 29.6.1999 günlü dava konusu işlemle … Bölge Müdürlüğü emrinde görevlendirilmesinden sonra, önce 27.8.1999 günlü işlemle … Şube Müdürlüğü’nde, daha sonra da 28.9.1999 günlü işlemle Genel Müdürlük İşletme ve Bakım Daire Başkanlığı’nda görevlendirilmiş olmasını, 29.6.1999 günlü ilk görevlendirme işlemine karşı açılan işbu davanın konusuz kalması sonucunu doğuran bir işlem olarak kabul etmeye olanak yoktur. Bu nedenle, Mahkeme’ce davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığı gerekçesine dayalı olarak hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmamış olduğundan, bu hususun idarenin temyiz isteği üzerine dikkate alınarak idare aleyhine sonuç doğuracak biçimde kararın bozulması yoluna gidilemeyeceği açıktır.
Öte yandan, bakılan davanın açılmasına davalı idarece tesis edilmiş olan 29.6.1999 günlü, P.5558 sayılı işlemin sebep oluşturması ve dava açılmadan önce, sözü edilen işlemin davalı idarece “geri alınmadığının” dosyanın incelenmesinden anlaşılması karşısında; İdare Mahkemesi’nce verilen ve “bakılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin bulunan temyize konu kararın hüküm fıkrasında, yargılama giderleri içinde yer alan posta pulu giderinin davalı idareye yükletilmesine ve ayrıca, bakılan davada avukatla temsil edilmiş olan davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinde hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Buna karşılık; kararın, yargılama giderlerinden “başvurma ve karar harcının davalı idareye yükletilmesine” ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince:
Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkındaki 18.12.1953 tarih ve 6200 sayılı Kanun’un 49. maddesinde “Umum Müdürlüğün varidatı kurumlar vergisinden ve muameleleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar, … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, anılan Yasa hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek, bu hükmün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluyla başvurulmuş ise de; bu dava sonunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen ve 4.5.1971 günlü, 13826 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.12.1970 günlü, E:1970/36, K:1970/50 sayılı karar ile, “6200 sayılı Kanun’un 49. maddesindeki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü işlemlerinin her türlü harçtan muaf bulunduğuna ilişkin hükmün yargı harçlarını da kapsadığına ve bu hükmün Anayasa’ya aykırı olmadığına” karar verilmek suretiyle söz konusu itiraz reddedilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1961 Anayasası’nın 152. maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hükme bağlanmış; 1982 Anayasası’nın 153. maddesinin son fıkrasında da, 1961 Anayasası’nın sözü edilen maddesine paralel düzenleme getirilmek suretiyle Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı bu Anayasa’da da hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, 6200 sayılı Yasa’nın 49. maddesi ile, bu maddenin iptali istemiyle açılan davada verilen Anayasa Mahkemesi kararı karşısında, D.S.İ. Genel Müdürlüğü’nün, taraf olduğu davalarda her ne surete olursa olsun harç ödemekle yükümlü tutulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu durum nedeniyle, adı geçen Genel Müdürlüğe karşı açılan işbu davada, davacıdan peşin alınan “başvurma, yürütmenin durdurulması ve karar harcının”, (yukarıda da vurgulandığı üzere) bakılan davanın açılmasına davalı idarece sebebiyet verilmiş olduğundan davacı tarafa iadesi gerekirken, bu harçlardan başvurma ve karar harcının yargılama gideri olarak davalı Genel Müdürlüğe yükletilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, posta giderinin davalı idareye yükletilmesine ilişkin kısmı ile, davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmına yönelik temyiz isteminin reddiyle, kararın bu kısımlarının yukarıda yapılan açıklamaların da eklenmesi suretiyle onanmasına; buna karşılık, kararın, başvurma ve karar harcının davalı idareye yükletilmesine ilişkin kısmı yönünden davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle bu kısmın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 26.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.