Danıştay Kararı 5. Daire 1999/6160 E. 2000/295 K. 27.01.2000 T.

5. Daire         1999/6160 E.  ,  2000/295 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/6160
Karar No: 2000/295

Temyiz İsteminde Bulunan (Taraflar):
1- (Davacı): …
2- (Davalı): Milli Eğitim Bakanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçelerde yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti: Mahkeme kararının kendileri tarafından da temyiz edildiği belirtilerek karşı tarafın temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü.
Burslu olarak …’a gönderilen davacı, gittiği ülkede görev yapan ve 9. dereceden aylık alan meslek memuruna ödenecek aylığın 2/3’ü ile almakta olduğu burs arasındaki farkın 657 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 14.6.1993 tarihli işlemin iptali ve noksan ödemelerin tamamlanmasına hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya ödenen burs miktarının …’da görev yapan ve 9. derecenin 1. kademesinden maaş alan meslek memurlarına ödenecek aylığın üçte ikisinden az olması halinde aradaki farkın 657 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca kurum tarafından ödenmesinin zorunlu olup aksine tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; davanın, noksan yapılan ödemelerin tazmini istemine ilişkin kısmına gelince; 2577 sayılı Yasanın 12. maddesinde iptal ve tam yargı davaları konusunun düzenlendiği; 1.10.1992 tarihinde yurt dışında burslu öğrenime başlayan ve bu öğrenimi maaşlı-izinli olarak 1.7.1993 tarihine kadar süren davacının 24.5.1993 tarihli başvurusunun reddine ilişkin işlemden sonra 21.7.1993 tarihinde bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, uygulama tarihinden başvuru tarihine kadar geçen süre de hesaba katılmak koşuluyla ret işleminin tebliğ tarihi olan 1.7.1993 tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerektiği, 21.7.1993 günlü dava tarihine göre yapılan hesaplamaya göre 15.4.1993 günlü uygulama tarihinden önceki aylara ilişkin fark ödenmemesine ilişkin istemin süreaşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı, 15.4.1993 tarihinden sonraki noksan ödemelerin ise ödenmesi gerektiği, bu nedenle dava konusu işlem iptal edilmiş, 15.4.1993 tarihinden sonraki burs farkının davacıya ödenmesine, 15.4.1993 tarihinden önceki dönem açısından ise davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı idare, ikili anlaşmalar ve kültürel değişim programlarına taraf ülkelerce verilen burslardan yararlananların 657 sayılı Yasanın 78, 79 ve 80. maddeleri çerçevesinde yurt dışına gönderilen personelle aynı statüde düşünülemeyeceğini, davacının yabancı bir ülke tarafından verilen miktarı belli şartlı bir burstan yararlandığını, 657 sayılı Yasanın 79. maddesine göre ayrıca bir ödeme yapılmasının mümkün olmadığını; davacı ise, davada süreaşımı bulunmadığını, bu davalarda 5 yıllık zamanaşımının olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin 2577 sayılı Yasanın 49.maddesine uygun olup olmadığını incelemeden önce davanın hukuki nitelemesinin yapılması gerekli görülmüştür. Her ne kadar davacı dava dilekçesinde yurt dışındaki görevi süresince noksan ödendiğini öne sürdüğü parasal haklarının ödenmesi için idareye yaptığı 8.6.1992 günlü başvurusunun reddine ilişkin 1.7.1992 günlü, 13429 sayılı işlemin “iptalini ve ödemelerin tamamlanmasını” istemiş ve idare mahkemesince de dava “iptal ve tam yargı davası” olarak değerlendirilip karara bağlanmış ise de; davacının idareye yaptığı 8.6.1992 günlü başvurusunun “burslu olarak gönderildiği …’de kendisine ödenen burs miktarı ile bu ülkede görev yapan ve 9/1. dereceden maaş alan meslek memurunun aldığı aylığın üçte ikisi arasındaki farkın ödenmesi” istemini içermesi ve böylece bu başvuru ve reddi üzerine açılan davayla Milli Eğitim Bakanlığının yurtdışına burslu olarak gönderilenler yönünden 657 sayılı Yasanın 79. maddesinin uygulanmasını olanak dışı bırakan işleminin uygulanmamasından doğan maddi zararların giderilmesinin amaçlanması karşısında, davanın bir “tam yargı davası” niteliğinde bulunduğuna, dolayısıyla süre yönünden 2577 sayılı Yasanın 12.ve 11.maddelerine göre ele alınması gerektiğine karar verilerek temyiz istemlerinin incelenmesine geçildi.
Anayasanın 125.maddesinin son fıkrası “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralını koymakta; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12.maddesinde idari işlemlerden, 13.maddesinde de idari eylemlerden doğan zararların karşılanması amacıyla açılacak tam yargı davalarının açılma yöntem ve süresi gösterilmiş bulunmaktadır.
“İptal ve Tam Yargı Davaları” başlığını taşıyan ve “İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay ve İdare ve Vergi Mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11.madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmünü koyan 12.maddeye göre, tesis ve tebliğ edildiği tarihten itibaren maddi ve manevi zararlar doğuran işlemlerden dolayı ilgili doğrudan doğruya tam yargı davası açabileceği gibi iptal ve tam yargı davasını birlikte de açabilir ya da önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliğinden itibaren de dava süresi içinde tam yargı davası açma yoluna gidebilir.
12.maddenin son tümcesinin yollamada bulunduğu 11.madde “Üst makamlara başvurma”yı düzenlemekte olup, ilk üç fıkrası “ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmünü taşımaktadır.
12.madde,belirtilen seçeneklerin dışında, dördüncü bir seçeneği daha düzenlemiş bulunmakta ve ilgililerin”.. bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası” açabileceklerine işaret edilmektedir.
… Hükümetince tahsis edilen bursu kazanan davacının 1.9.1992 tarihinden itibaren 9 ay süre ile yurtdışına gönderildiği ve 657 sayılı Yasanın 79. maddesinde öngörülen fark ödemesinin davacıya ilk kez (Devlet Memurları ile diğer kamu görevlilerinin aylıklarının ödeme zamanının değiştirilerek aylıkların ilki 15 Ekim 1987 tarihinde olmak üzere her ayın 15’inde ödeneceğine ilişkin düzenlemeyi içeren Devlet Memurları ile Diğer Kamu Görevlilerinin Aylıklarının Ödeme Zamanının Değiştirilmesine Dair 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinde; “Sürekli görevle yurtdışına gönderilenlerle, aylıkları yurt dışına transfer edilenler hakkında mevcut uygulamaya devam olunur.” hükmü gereğince) 1.10.1992 tarihinde yapılması gerekirken, belirtilen ödemenin yapılmadığı ve aynı şekilde sözkonusu ödememe işleminin her ayın 1’inde yinelendiği; davacının, 24.5.1993 tarihinde idareye başvurarak 657 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca fark ödemesi yapılmasını istediği ve bu başvurusunun 14.6.1993 günlü işlemle reddi üzerine 21.7.1993 tarihinde bakılmakta olan davayı açtığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Davacı, Milli Eğitim Bakanlığının, yurtdışı aylıklarının ödenmesinde 657 sayılı Yasanın 79.maddesinin uygulanmasını olanak dışı bırakan kararının iptali için dava açmadığı gibi,sözkonusu kararın uygulandığı 1.10.1992, 1.11.1992, 1.12.1992, 1.1.1993, 1.2.1993, 1.3.1993, 1.4.1993 tarihlerinden itibaren 2577 sayılı Kanunun 12.maddesi uyarınca süresi içinde tam yargı davası açmayarak, sözkonusu tarihlerde yapılan ödememelerden doğan zararlar yönünden dava süresini geçirmiş bulunmaktadır.
1.5.1993 tarihi ile daha sonraki ödememe uygulamalarından doğan zararlar yönünden ise uyuşmazlığın farklı bir durumu olduğunu vurgulamak gerekir. Davacı 24.5.1993 tarihinde davalı Milli Eğitim Bakanlığına başvurarak, 657 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca parasal haklarının ödenmesini istemiş ve bu isteminin 14.6.1993 günlü işlemle reddi üzerine 21.7.1993 tarihinde dava açarak yurtdışına gittiği tarihten itibaren yapılan eksik ödeme tutarının kendisine ödenmesini istemiştir.
Başta da değinildiği gibi, 2577 sayılı Kanunun 12.maddesi bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açılabilmesine olanak tanımaktadır. Davacının, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamındaki 24.5.1993 tarihli başvurusuna göre, 1.5.1993 günlü uygulama işlemi ile sonraki uygulama işlemlerinden doğan zararlar yönünden davanın süresinde açılmış olduğu anlaşılmış olup, bundan önceki döneme ait zararlar yönünden ise davada süreaşımı bulunduğu açıktır.
Bu itibarla, 1.5.1993 tarihi esas alınarak bu tarihden itibaren yapılan eksik ödeme uygulamaları bakımından davanın kabulü gerekirken uygulama tarihi olarak her ayın 15’inin alınması suretiyle 15.4.1993 tarihinden sonraki burs farkı ödeme isteminin kabulü şeklinde hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; burs farkı isteminin 15.4.1993 tarihinden öncesinin süre aşımından reddine ilişkin kısmı yönünden davacının; işlemin iptali ve 1.5.1993 tarihinden itibaren burs farkı ödenmesine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden ise davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile bu kısmlarının onanmasına; 15.4.1993 tarihi ile 1.5.1993 tarihi arasındaki döneme ilişkin burs farkı yönünden ise davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile bu kısmın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen mahkemeye gönderilmesine, 27.1.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.