Danıştay Kararı 5. Daire 1999/4356 E. 1999/2905 K. 12.10.1999 T.

5. Daire         1999/4356 E.  ,  1999/2905 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/4356
Karar No: 1999/2905

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf: Başbakanlık

İsteğin Özeti: Danıştay 1. Dairesi tarafından Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı hakkındaki 11.7.1997 günlü, E:1996/39, K:1997/8 sayılı inceleme kararının temyizen incelenerek, anılan tüzüğün Anayasaya aykırı hükümlerinin çıkarılması, gerekli değişikliklerin yapılması; yeni karar oluşturulması; Yüksek Öğretim Kurumları ve yasa ile belirlenmiş öğretim üyeleri dışında tıpta uzmanlık eğitimi verilmesini sağlayan tüm maddelerinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle … Mahkemesine müracaat ve dava edilmesini istemektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Yasayla değişik 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …’nun açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
Anayasanın 115. maddesinde “Bakanlar Kurulu, kanunların uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere kanunlara aykırı olmamak ve Danıştay’ın incelenmesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabileceği, Tüzüklerin, Cumhurbaşkanınca imzalanıp ve kanunlar gibi yayımlanacağı öngörülmüş, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 42. maddesinin (b) bendinde; Başbakanlıktan gönderilen tüzük tasarılarının incelenmesi görevi Danıştay 1. Dairesine verilmiştir.
Aynı Kanunun 25. maddesinde de, idare mahkemeleri ile vergi mahkemelerince verilen nihai kararlar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülen davalarla ilgili nihai kararların Danıştayda temyiz yoluyla incelenip karara bağlanacağı kuralı yer almıştır.
Danıştayca incelenmiş ancak yürürlüğe konulmamış tüzük tasarılarınınhenüz tüzük olarak hukuki varlık kazanmadığı ve yürütme organının bu tasarıyı yürürlüğe koyup, koymamakta serbest olduğu tartışmasızdır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda Danıştay Birinci Dairesince tüzük tasarılarının incelenmesi sonucu verilen kararlara karşı herhangi bir başvuru yolu öngörülmediği gibi, yukarıda belirtilen hukuki niteliği itibariyle tüzük tasarılarına karşı dava açılması da mümkün bulunmamaktadır.
Her nekadar 2575 sayılı Yasanın 24/1-e maddesinde, Danıştay idari dairelerince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere karşı Danıştay’da iptal davası açılacağı hükmü yer almakta ise de; talepten de anlaşılacağı gibi Anayasa hükmü gereği tüzük tasarıları üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen karar tek başına dava konusu edilebilecek idari işlem niteliğinde bulunmamaktadır.
Çünkü idari işlem, idarenin kamu hukuku alanında yaptığı tek yanlı ve kesin doğrudan uygulanabilir hukuksal işlemler olup, tüzük tasarıları (Danıştay incelemesinden geçmiş ya da henüz incelemeden geçmemiş olmasına bakılmaksızın) doğrudan uygulanması mümkün olmayan metinlerdir.
Anayasanın 152. maddesinde; bir davaya bakmakta olan Mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, iptali istemiyle … Mahkemesine başvurabileceği kuralını getirmiş olup, Tüzük için Anayasa Mahkemesine başvuru yolu bulunmamaktadır. Ancak ilgililerin menfaat koşulunun varlığı halinde tüzüklerin ilanı veya kendilerine uygulanması üzerine bunlara karşı Danıştayda dava açmakta serbest oldukları da açıktır. Ancak yukarıda belirtildiği gibi tüzük niteliğini kazanmamış olan tüzük tasarıları aleyhine dava açma olanağı bulunmamaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi idari işlemler üzerindeki yargısal denetimin bu işlemlerin “yetki, şekil, sebep, konus ve maksat yönlerinden” hukuka uygunluklarının incelenmesiyle sınırlı olduğuna işaret etmekte; idari yargı mercilerinin yargısal denetim yaparken idarenin yerine geçecek biçimde, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde, yargısal karar veremiyecekleri ve yerindelik denetimi yapamayacakları aynı maddenin 2. bendi ile Anayasanın 125. maddesinin dördüncü fıkrasında açıkça vurgulanmış bulunmaktadır. Bu nedenle davacının, dava konusu tüzük tasarısındaki Anayasa ve ilgili yasalara aykırı hükümleri çıkarılarak yerine yeni hükümler konulması yolundaki talebinin de incelenmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle istemin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan …- lira posta pulu ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, 12.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.