Danıştay Kararı 5. Daire 1999/2771 E. 2002/2723 K. 10.06.2002 T.

5. Daire         1999/2771 E.  ,  2002/2723 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2771
Karar No: 2002/2723

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekilleri: …
Karşı Taraf: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Tazminat isteminin kabulü gerektiğinden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, iş müfettişliğine geç atanması nedeniyle yoksun kaldığı 7 aylık maaş farkı tutarı olan …- lira ile …-TL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; iş müfettiş yardımcısı olarak çalışmakta iken 24-27.3.1997 tarihli iş müfettişliği yeterlik sözlü sınavında başarılı olamayıp memurluğa atanan davacı tarafından, bu işlemler ile İş Teftiş Tüzüğü ve İş Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Beşinci Dairesinin 24.12.1997 günlü, E:1997/935, K:1997/3271 sayılı kararıyla, sözlü sınav tutanaklarında Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sözlü sınav konularının hangilerinden ölçme yapıldığı, hangi konularda başarısız olduğunun belirtilmediği, böylece sınavın ve sınav sonucunda davacı hakkında yapılan değerlendirmenin Yönetmeliğin 21. maddesinde öngörülen usul ve esaslara uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle sözlü sınavda başarısız sayılması ve memurluğa atanmasına ilişkin işlemlerin iptal edildiği; 8.7.1997 günlü yürütmeyi durdurma kararından sonra yeniden yapılan sözlü sınavda başarılı olan davacının müfettişliğe atandığı, bu tarihe kadar olan müfettiş yardımcılığı sıfatıyla ilgili özlük haklarının iade edildiği, dolayısıyla bu konuda tazmini gerekecek bir zararı bulunmadığı; ilgilinin müfettiş yardımcılığından müfettişliğe geç atanmış olması nedeniyle oluşabilecek kayıplarının ise halen mevcut, oluşması kesin ve miktarı belli bir zararla ifade edilmemesi, dava konusu işlemle doğrudan ilgisinin kurulamaması sebebiyle bu davada karşılanması olanağının bulunmadığı gerekçesiyle tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verildiği; bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği; bu davada da usulsüz yapılan sınav nedeniyle müfettişliğe geç atandığı ileri sürülerek maddi kayıplarının tazmininin istendiği; davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, Danıştay Beşinci Dairesince usul ve şekil yönünden iptal edilmesi, bir başka ifadeyle anılan kararın davacının doğrudan müfettişlik kadrosuna atanması sonucunu doğuracak nitelikte olmaması karşısında, davalı idarece yargı kararı gereğince 10.11.1997 tarihinde yeniden yapılan sözlü sınavda başarılı olan ve bu ay itibariyle müfettişlik kadrosuna atanan davacının, 24-27.3.1997 tarihli sözlü sınavda başarılı olduğu ve bu tarih itibariyle müfettişliğe atandığının kabulüne yasal imkan bulunmadığı sonucuna varıldığından, müfettişliğe geç atandığından bahisle talep ettiği …-TL. maddi tazminat isteminin geçerli görülmediği; ayrıca, idarece tazmini gereken nitelik ve ağırlıkta manevi bir zararı da bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğunu, usulsüz sınav nedeniyle müfettişliğe 7 ay geç atandığını, maddi ve manevi zararının tazmini gerektiğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer almış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İptal ve tam yargı davaları” başlıklı 12. maddesinde, “İlgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davasını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacının iş müfettiş yardımcısı olarak görev yapmakta iken 24-27.3.1997 tarihli iş müfettişliği yeterlik sözlü sınavında başarısız sayılıp memurluğa atandığı; bu işlemler ile düzenleyici işlemlerin ilgili maddelerinin iptali istemiyle Danıştay Beşinci Dairesinde açılan dava sonucunda bireysel işlemlerin iptal edildiği; söz konusu Danıştay kararında, “İlgilinin müfettiş yardımcılığından müfettişliğe geç atanmış olması nedeniyle oluşabilecek kayıplarının halen mevcut, oluşması kesin ve miktarı belli bir zararla ifade edilememesi, dava konusu işlemle doğrudan ilgisinin kurulamaması karşısında bu davada karşılanması olanağı bulunmamaktadır.” gerekçesine de yer verildiği; davacının, Danıştay Beşinci Dairesince verilen 8.7.1997 günlü yürütmeyi durdurma kararı uyarınca 10.11.1997 tarihinde yapılan iş müfettişliği yeterlik sözlü sınavında başarılı olduğu; 13.11.1997 günlü onayla iş müfettişliğine atandığı; iş müfettişliğine 7 ay geç atanması nedeniyle iş müfettiş yardımcılığı ile müfettişlik arasındaki maaş farkları toplamı olan …- TL. ile …-TL. manevi tazminatın ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının başarısız sayıldığı sözlü sınavdaki usule aykırılığın Dairemiz kararıyla saptanmış olması ve yargı kararı uyarınca yeniden yapılan sözlü sınav sonucunda başarılı olup 13.11.1997 tarihinde müfettişliğe atanması karşısında, ilgilinin usulüne uygun yapılmayan sözlü sınav nedeniyle müfettişliğe geç atanmasının idarenin hizmet kusurunu oluşturduğu açık olup; geç atandığı dönem için iş müfettiş yardımcılığı ile müfettişlik arasındaki maaş farklarının idarece tazmini gerekir.
Öte yandan, davacının iş müfettişliğine geç atanması nedeniyle acı ve üzüntü duyduğu kuşkusuz olup, yasal faiz verilmemek kaydıyla manevi tazminat isteminin de kabulü gerekirken, İdare Mahkemesince davanın tümden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. Fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. Fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, 10.6.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.