Danıştay Kararı 5. Daire 1997/2711 E. 1998/270 K. 09.02.1998 T.

5. Daire         1997/2711 E.  ,  1998/270 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2711
Karar No: 1998/270

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Milli Eğitim Bakanlığı
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59. maddesinde belirtilen istisnai memuriyetler arasında yer alan Bakanlık Müşavirliğine atama, 2451 ve 4158 sayılı Kanunlara göre “ortak kararname” ile yapılmakta olup; kural olarak ilgililerin bu kadroda “görevlendirme” suretiyle çalıştırılmalarına olanak bulunmamaktadır.
Kaldı ki, bir kamu kurumunun görev alanına giren bir hizmetin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla ve zorunlu hallerde başvurulan ve bu hizmet alanında uzman personelin, kadroları üzerinde kalmak ve belli bir süre ile sınırlı olmak üzere istihdam edilmelerini öngören “görevlendirme” müessesesinin özelliği dikkate alındığında, bu şekilde istihdam edilen bir kişinin, idare tarafından söz konusu görevde sürekli olarak bırakılması sonucunu doğuracak şekilde yargı kararı verilemeyeceğini de kabul etmek gerekir.
Buna göre, dava konusu olayda, öğretmen olan davacının Bakanlık Müşaviri olarak görevlendirilmesine ilişkin onayın iptali yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptaline dair İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Bakanlık Müşavirliği, 657 sayılı Yasaya göre istisnai bir memuriyet olup, bu kadrolara atama da aynı yasanın 59 uncu maddesine göre müşterek kararname ile yapılmaktadır.
Kadrosu uhdesinde kalmak üzere başka bir yerde görevlendirme (istihdam) müessesesi 657 sayılı yasada yer almamıştır. Bu nedenle davacının görevlendirme onayının iptal edilmesi suretiyle işgal ettiği kadrosuna iadesi sonucunu doğuran
işlemde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Nitekim, bu yoldaki uygulamaların yasaya aykırı olduğu nedeniyle davalı idarece iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
… Okulu Öğretmeni olarak görev yapmakta iken 8.3.1996 günlü, 96/45919 sayılı Bakan onayı ile Bakanlık Müşaviri olarak görevlendirilen davacı, bu görevlendirme onayının iptaline ilişkin 16.9.1996 günlü, 96/118621 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; bir göreve atama konusunda idareye kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olarak takdir yetkisi tanındığı; dava dosyasının incelenmesinden, davacının, görevlendirildiği … Eğitim Ataşeliği görevinin sona ermesi üzerine yurda döndükten sonra 5.2.1996 günlü Bakan oluru ile … Okulunda Öğretmen olarak göreve başladığı; 7.3.1996 tarihli Bakan oluru ile Bakanlık Müşaviri olarak görevlendirildiği; daha sonra adı geçenin, “yurtdışı görevine bağlı olarak eşinin görev yerine gidiş ve kızının görev yerinden dönüş harcırahlarının ödenmemesi üzerine verdiği dilekçeye olumlu yanıt alamaması üzerine … İdare Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde gayrı ciddi, mesnetsiz ve yanıltıcı iddialarda bulunduğundan ve bundan sonra görev alacak öğretmen ve idarecilere kötü örnek olacağından” bahisle dava konusu işlemle Bakanlık Müşavirliğinde görevlendirme onayının iptal edildiği anlaşılmakta ise de, davalı idarece ileri sürülen sebebin hukuken yeterli bir sebep olarak kabulüne olanak bulunmadığı; bu nedenle, anılan işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, 21.8.1997 günlü temyiz dilekçesinde, dava konusu işlemin, Yurt Dışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğünün 2.8.1996 günlü, 7558 sayılı yazısında getirilen teklif doğrultusunda tesis edildiğini; Mahkeme kararının gerekçesinin soyut olduğunu; 15.10.1997 günlü ek temyiz dilekçesinde de, Bakanlık Müşavirliklerine Bakan onayı ile atama yapılabilmesinin mümkün olmadığını; Bakanlığa ait kadro cetvellerinde “Bakan onaylı Bakanlık Müşavirliği” adı altında bir kadro bulunmadığını; Bakanlıkta bugüne kadar çeşitli Bakanlar tarafından bazı görevlilerin Bakanlık Müşaviri olarak görevlendirilmelerinin aslında “yok” hükmündeki tasarruflar olduğunu; bu nedenle, bu durumdaki tüm personelin görevlendirme onaylarının iptal edildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda aynı kurum içinde geçici görevlendirme konusu düzenlenmemiş olmakla birlikte, bir kamu kurumunun mevzuatla belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan “geçici” nitelikteki bir hizmeti; ya da, değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz örgütsel altyapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan “yeni bir kamu hizmetini” yürütmek amacı ile, durumu uygun olan kamu görevlilerinin, “kadroları ile hukuki bağlarını sürdürmek ve belli bir süre ile sınırlı olmak üzere” atamaya yetkili amir tarafından geçici olarak görevlendirilmeleri olanaklıdır. Bu işlemin kurulmasında, yukarıda nitelendirilen kamu hizmetlerinin yürütülmesi amaç edinilmeli; kamu yararı ile bağdaşmayan, örneğin kamu görevlisini görevinden fiilen uzaklaştırmak veya onu cezalandırmak gibi hizmet gereklerine ters düşen bir sonuç amaçlanmamalıdır.
Öte yandan, 657 sayılı Yasanın “Sınıflandırma” başlığını taşıyan II. Kısmının “Kadroların tespiti” başlıklı 33. maddesinde yer alan “Kadrosuz memur çalıştırılamaz.”; “Kadro cetvelleri” başlığını taşıyan 35. maddesindeki “Her kurum için gerekli kadroların sınıfı, derecesi, ünvanı ve adedi gösterilir.” ve 45. maddesinde yer alan “Hiçbir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz.” yolundaki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, “memurun kendi kadro görevinde çalışmasının” temel ilke olarak kabul edildiğinde kuşkuya yer bulunmamaktadır. Bir kamu kurum veya kuruluşuna tahsis edilmiş olan, ancak hukuken açık (boş) bulunan kadroların, kural olarak “görevlendirme” suretiyle doldurulamayacağını ve personelin, bu kadrolarda öncelikle yetkili makamlarca yapılacak “asaleten atama” veya gerekli ve zorunlu hallerde aynı Yasanın 86. maddesinde düzenlenen “vekaleten atama” yoluyla istihdam edilmeleri gerektiğini de özellikle vurgulamak gerekir.
Ayrıca, anılan Yasanın “İstisnai Memurluklar” başlığını taşıyan 59. maddesinde sayılan memuriyetler arasında yer alan Bakanlık Müşavirliğine ilgililerin atanabilmeleri, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun 2. maddesi ve bu Kanuna 4158 sayılı Kanunla eklenen ek madde gereğince “ortak kararname” ile mümkün olup; bu hukuki durum karşısında ve yukarıda açıklanan nedenlerle bir kamu görevlisinin Bakanlık Müşavirliğinde kural olarak “görevlendirme” suretiyle çalıştırılmasına olanak bulunmadığı gibi; görevlendirilen bir kişinin bu görevde sürekli olarak bırakılması sonucunu doğuracak şekilde yargı kararı verilemeyeceğini, bir başka ifadeyle, bu konuda idarenin yargı kararı ile zorlanamayacağını da kabul etmek gerekir.
Yukarıda belirtilen hukuksal nedenler birlikte değerlendirildiğinde, … Okulu Öğretmeni olarak görev yapmakta iken 7.3.1996 günlü, 96/45919 sayılı Bakan Oluru ile Bakanlık Müşaviri olarak görevlendirilen davacının sözkonusu görevlendirme onayının iptali yolunda tesis edilen 16.9.1996 günlü, 96/118621 sayılı işlemde sözü edilen mevzuat hükümlerine ve hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, artan …- lira posta pulu ücretinin isteği halinde davalıya iadesine, 9.2.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.