Danıştay Kararı 5. Daire 1997/2385 E. 1997/2883 K. 04.12.1997 T.

5. Daire         1997/2385 E.  ,  1997/2883 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2385
Karar No: 1997/2883

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Danıştay Kanununun 24. maddesinin 1 (b) maddesi ile 2577 sayılı Yasanın 28/3. maddesi hükümlerinin birlikte incelenip değerlendirilmesinden Danıştay’ın ilk derece Mahkemesi olarak baktığı davalarda verdiği kararların uygulanmaması nedeniyle açılacak tazminat davalarında ilk derece görevli yargı yerinin Danıştay olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın Danıştay’a gönderilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinde usule uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle İdare Mahkemesi lkararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Yönetmelikte öngörülen koşulları taşıdığı anlaşılan davacının, yurtdışında sürekli görevlendirmeye ilişkin kararnamede yer almaması yolundaki düzenleme Danıştay Beşinci Dairesinin 20.3.1996 tarih ve 1996/1184 sayılı kararıyla eksik ve hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ve ilgilinin iptal kararı uygulanarak yurtdışına gönderileceği ve bunun sonucunda yurtdışında çalışması karşılığı öngörülen akçal hakların kendisine ödeneceği gerekçesiyle akçal hakların tazmini isteği ise reddedilmiştir. 18.6.1996 tarihli açıklama isteminin reddi kararında da, davacının yurtdışı göreve atanması gerekeceği çok açık vurgulanmıştır.
Anılan karar ışığında yapılacak iş, ilgiliyi kararname kapsamına alarak yurtdışı göreve atamak olduğuna göre, idare mahkemesinin, Danıştay kararını yanlış nitelendirerek, davacıyı ön inceleme kapsamına almasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, Beşinci Dairenin sözü edilen kararının gerekçesi ışığında yeniden bir karar verilmek üzere, idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, Danıştay 5. Dairesinin 20.3.1996 günlü, E:1994/5014, K:1996/1184 sayılı kararının uygulanmadığından bahisle …- lira maddi, …- lira manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının uygulanmadığını iddia ettiği Danıştay 5. Dairesinin 20.3.1996 gün ve E:1994/5014, K:1996/1184 sayılı kararıyla; davacının yurtdışına atanabilmesi için gerekli hazırlıklar yapılarak komisyona sunulmaması işlemi iptal edilip tazminat istemi ise inceleme sonucunda atanıp atanmaması yolunda yeni bir işlem tesis edileceği gerekçesiyle reddedildiği ve tarafların temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 21.3.1997 gün ve E:1996/455, K:1997/253 sayılı kararı ile 5. Daire kararının onandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.maddesinde Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceğinin hükme bağlandığı, uygulanmadığı iddia edilen dava konusu kararla dava konusu işlemin iptal edilmesi sonucunda sadece davacının durumunu gösterir belgelerin komisyona sunulması ve komisyon tarafından değerlendirmeye alınması, diğer bir ifade ile yurtdışına atanması için gereken ön incelemenin yapılması sonucunu doğurmakta olup yurtdışı sürekli göreve mutlaka atanması sonucunu doğurmayacağı, komisyonca incelenerek atanıp atanmaması yolunda yeni bir karar verileceği, bu nedenle idarenin anılan kararı uygulamadığından ve karar gereğince atama işlemi tesis etmediğinden sözedilemeyeceğinden maddi manevi tazminat isteminin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Danıştay 5. Dairesince verilen 20.3.1996 günlü, E:1994/5014, K:1996/1184 sayılı kararın kendisinin yurtdışı göreve atanmasını gerektirecek nitelikte bir karar olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun “İlk Derece Mahkemesi Olarak Danıştayda Görülecek Davalar” başlıklı 24. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak müşterek kararnamelere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarının çözümleyeceği öngörülmüş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 43. maddesinin 1. fıkrasında ise “İdare ve Vergi Mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştay’a veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine gönderirler” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanunun “kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrasında “Danıştay, Bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallarde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir” hükmüne yer verilerek yargı kararının uygulanmaması halinde ilgililerin tazminat davası açabileceği belirtilmiştir.
Başbakanlık … dış ticaret uzmanı olan davacı, sürekli olarak yurt dışında görevlendirmeye ilişkin 16.9.1992 günlü, 92/40750 sayılı kararnamede kendisine yer verilmemesine ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle Danıştay Beşinci Dairesinin E:1994/5014 esasında kayıtlı olarak açtığı davada dava konusu işlemin iptali, maddi hakların tazminine ilişkin istemin ise reddi yolunda verilen 20.3.1996 günlü, K:1996/1184 sayılı karar üzerine, adıgeçen kararın uygulanarak yurtdışı göreve atanmak için yaptığı başvuruların reddi üzerine yargı kararının uygulanmadığından bahisle …- TL. maddi, …- lira manevi tazminata yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi istemiyle … İdare Mahkemesinde … tarihinde kayda giren dilekçeyle bakılan davayı açtığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Danıştay Kanunu ile İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin birlikte incelenip değerlendirilmesinden, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak çözümlemeye görevli olduğu davalarda verdiği kararların uygulanmaması nedeniyle açılacak tam yargı davalarında da ilk derece görevli yargı yerinin Danıştay olduğunda kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın Danıştay’a gönderilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinde usule uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan …-TL. yürütmenin durdurulması harcı ile …-TL. posta pulu parasının istemi halinde davacıya iadesine, 4.12.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.