Danıştay Kararı 5. Daire 1997/2132 E. 1997/2847 K. 02.12.1997 T.

5. Daire         1997/2132 E.  ,  1997/2847 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2132
Karar No: 1997/2847

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili: …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dava dosyasının incelenmesinden, olay tarihinde S.S.K. Genel Müdürünün görevden alınmış olması nedeniyle, Yönetim Kuruluna 4792 sayılı Yasanın 10/5. maddesinde yer alan hüküm uyarınca Yönetim Kurulu Üyesi olan Genel Müdür Yardımcısının başkanlık etmesi gerekirken, anılan hükme aykırı olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı …’ın Başkan Vekili olduğu Yönetim Kurulu tarafından davacı hakkında tesis edilen 4.10.1996 günlü işlem yetki unsuru yönünden sakat olup; anılan işlemin bu gerekçeyle iptal edilmesi gerekirken, Mahkemece uyuşmazlığın esasına girilerek iptal hükmü kurulmasında hukuki isabet görülmemiş ise de, anılan karar hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
S.S.K. … Eğitim Hastanesi Başhekimi olarak görev yapan davacı, … Dispanserinde Uzman Tabip kadrosuna atanmasına ve Kurum Personel Yönetmeliği hükümleri uyarınca S.S.K. … Eğitim Hastanesinde görevlendirilmesine ilişkin 4.10.1996 günlü, 3571 sayılı S.S.K. Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… kararıyla; S.S.K. Personel Yönetmeliğinin 53. maddesinde hizmetin gereği olarak yapılacak atamaların düzenlendiği; dosyaya ekli 29.11.1995 günlü, 3-5 sayılı İnceleme Raporunda; S.S.K. … Hastanesinin, verdiği sağlık hizmetlerinin niteliği, niceliği, personelin görev anlayışı ve tarzı ile genel olarak Hastane yönetiminin yeterliliği ve başarısı yönlerinden denetlenmesi sonucunda; davacının, Başhekim olmasına karşın Hastaneye gereği gibi mesaisini vermediği ve hasta sağlığı ile ilgili bazı özensiz uygulamalarının olduğu; adıgeçenin Başhekimlik görevinden alınarak, yerine Hastanede tam gün verimli çalışabilecekbirinin atanmasının önerildiği; ayrıca, 29.8.1996 günlü, 15 sayılı İnceleme Raporunda da; “Hastanenin intaniye servisinde tedavi gören bir kişinin tecavüze uğraması sonrasında, davacının uyarılara rağmen basın mensuplarına demeç vermesinedeniyle basının S.S.K. üzerinde baskı yaşattığı; bunun yanında, Hastanede işçi olarak çalışan şüpheli bir kişinin şizofreni teşhisi ile geçmişte yatarak tedavi gördüğü tespit edilip, bu kişinin iş akdinin feshedilmesi istendiği halde bunu yapmadığı; çeşitli klinik şefleri ile geçinemediği için bazı ünitelerin açılışını yapmadığı, sonuç olarak hekimlerle iletişim kurmakta güçlük çektiği; mevzuat bilgisinin olmadığı, inisiyatif kullanmakta yetersiz kaldığı, basiretli bir yönetim tarzı gösteremediği, kırıcı olduğu, kendisinin riayet etmediği idari kurallara personelin uymasını istemek gibi bir ikilem içerisinde bulunduğu, görevine kayıtsızlık gösterdiği, kendisine güvenen bir idarecilik yapısı yerine sürekli kuşkular içinde bulunduğu; birkaç trilyonluk bir müessese olan ve çalışanı, hasta ve refakatçisi ile birlikte 3.000 kişinin bulunduğu bu Hastaneyi yönetecek idarecilik vasfı, tecrübesi, bilgi ve yeteneğinden yoksun olduğu ortaya koyularak; bilgi, görgü, tecrübe ve idarecilik gibi vasıflara sahip yeni bir yöneticinin atanması, bu yöneticiye kendi seçtiği idarecilerle çalışmak gibi yetkiler tanınması gerektiği” görüşüyle Başhekimlikten alınmasının önerildiği ve bu öneriler doğrultusunda davacının görevinden alındığıanlaşılmakta ise de; davacı hakkındaki değerlendirmelerin tümüne yakınının “maddi dayanakları olmayan yorum” niteliğini taşıdığı; İdare Hukuku ilkelerinegöre inceleme ve soruşturma raporlarının, var olan olayı veya durumu objektif olarak ortaya koyması ve bunun sonucuna göre hukuki değerlendirmenin yapılması gerekmesine karşın bu yola gidilmediği; öte yandan, tecavüz olayı sonrasında basına verdiği demecin, adıgeçenin Başhekimlik görevinden alınması için tek başına yeterli neden oluşturmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin, sözü edilen inceleme raporlarında getirilen teklif doğrultusunda ve Kurum Personel Yönetmeliğinin 53. maddesine dayanılarak tesis edildiğini; öte yandan, atama kararının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, adıgeçenin kadro görev yerinin … Dispanseri olarak belirlendiğini, ancak fiilen çalıştığı ünitenin ise … Eğitim Hastanesi olarak tespit edildiğini, bu nedenle, davacının işlemin kamu yararı ilkesine aykırı olarak tesis edildiği yolundaki iddiasının doğru olmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun “Yönetim Kurulu” başlığını taşıyan 3918 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında Yönetim Kurulunun bir karar organı olup, Kurumun en yüksek yönetim, karar, yetki ve sorumluluğunu taşıdığı ve bir başkan ile altı üyeden oluştuğu belirtilmiş olup; anılan maddenin 5. fıkrasında da “Genel Müdür, Yönetim Kurulu üyesi vebaşkanıdır. Genel Müdürün bulunmadığı hallerde, Genel Müdür Yardımcısı Kurula başkanlık eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda anılan 5. fıkra hükmünde yer verilen “Genel Müdürün bulunmadığı haller” şeklindeki ibarenin, Genel Müdürün geçici olarak görevinden ayrıldığı hallerin yanı sıra, Genel Müdür kadrosunun hukuken açık bulunduğu halleri de kapsadığı hususunda kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Belirtilen durum karşısında, dava konusu işlemin tesis edildiği 4.10.1996 tarihi itibariyle S.S.K. Genel Müdürünün görevden alınmış olması nedeniyle, yukarıda belirtilen kural uyarınca S.S.K. Yönetim Kuruluna Yönetim Kurulu Üyesi olan Genel Müdür Yardımcısının başkanlık etmesi gerekirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı …’ın S.S.K. Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini vekaleten yürütmesinde sözü edilen fıkra hükmüne uyarlık görülmediğinden, Bakanlık Müsteşarı …’ın Başkan Vekili olduğu Yönetim Kurulu tarafından, davacının S.S.K. … Eğitim Hastanesi Başhekimliği görevinden alınarak … Dispanserinde Uzman Tabip kadrosuna atanması ve Kurum Personel Yönetmeliği hükümleri uyarınca anılan Hastanede görevlendirilmesi yolunda tesis edilen dava konusu işlem yetki yönünden sakat, dolayısıyla hukuka aykırı bulunmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe ile dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek iptal hükmü kurulmasında hukuki isabet görülmemiş ise de; anılan karar, hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, artan …-lira posta pulu ücretinin isteği halinde davalıya iadesine, 2.12.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.